Çocuklar Oyun Oynamaya Neden Bayılır?

Yaşamlarımızda ancak bir hobi olarak varlığını sürdürebilen oyun oynama etkinliği, bir zamanlar hepimiz için hayatın anlamıydı. Bizim çocukluğumuzda oyun oynamak demek “sokağa çıkmak” demekti. Sokakta geçirdiğimiz saatleri uzatabilmek için elimizden geleni yapar, soğuğa, sıcağa, açlığa, susuzluğa ve hatta uykusuzluğa aldırmadan oyuna devam ederdik.

Aslında oyun tutkusu, “sokağa çıkma” çağından çok önce, bir çıngırağı sallamak gibi basit oyunlarla başlar. Çocuk büyüdükçe oyunlar da değişir. Bütün kültürlerde hatta bildiğimiz kadarıyla bütün zamanlarda çocukluk çağı demek, oyun oynamak demektir. Peki ama neden? Neden zamandan ve mekândan bağımsız olarak, bütün çocuklar oyun oynamaya bayılıyor?

Çocuklar Neden Oynar?

Çocukların neden oyun oynadıkları ile ilgili pek çok araştırma yapılmış ve pek çok teori geliştirilmiştir. Bu makalede en çok kabul gören teoriler kısaca özetlenmiştir.

Artı Enerji Teorisi

Çocuklar, yetişkinler gibi enerjilerini yaşamsal ihtiyaçları karşılamaya harcamak zorunda olmadıklarından, vücutlarının enerji dengesini kurmak için enerji sarfiyatına yol açacak bir şeye ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç da oyunla karşılanır.

Bu teori kulağa mantıklı gelmekle birlikte çocukların yorgunluktan ölürken bile oyun oynamaya nasıl olup da devam etmek istediklerini açıklamamaktadır.

Rahatlama Teorisi

Bu teoriye göre; çocukların sürekli olarak yeni bir şeyler öğrenmek zorunda olmaları bilişsel yorgunluğa yol açar. Bilişsel yorgunluğun neden olduğu gerginlik ise oyun oynayarak giderilir. Tıpkı aşırı zihinsel yorgunluğun spor salonunda gidermeye çalışan yetişkinler gibi…

Hazırlık Teorisi

Bu teoriye göre oyun, hayata hazırlıktır. Çocuklar rol yapma (evcilik gibi) ve iş birliği gerektiren oyunları oynarken yaşamın sonraki aşamalarında faydalı olacak davranış ve becerileri öğrenme fırsatı bulurlar. Bu sayede gerçek hayatta karşılaşılacak durumlar, risksiz bir ortamda tecrübe edilmiş olur.

Tekrarlama Teorisi

Çocukların avlanma, kovalamaca, gizlenme ve arama ile ilgili oyunlar oynadığını fark ettiniz mi? Tekrarlama (Recapitulation) teorisine göre; çocukların oynadıkları oyunlar, ilkel atalarımızın aktivitelerini tekrarlamaktır.

Boşalma Teorisi

Çocuklar oyun oynarken duygularını ifade etme imkânı bulurlar. Bu teoriye göre oyun, negatif duygulardan kurtulmak için son derece etkili bir yoldur.

Toplumsal yaşam ilkel duyguların sergilenmesine izin vermez. Bu duyguları maskelemek ve bastırmak zorunda kalırız. Oysa oyun sayesinde öfke, kibir, çatışma arzusu gibi medeni ortamlarda kendilerine yer bulamayan duygular serbest bırakılabilir.

Bu teori, yukarıda belirtilen artı enerji teorisine çok benzer. Bunlar arasındaki tek fark birincide serbest kalan fiziksel enerjiyken ikincide psişik enerjidir.

Oyun faydalı mı zararlı mı?

Çocuklar büyüdükçe oyunun yaşamlarında kapladığı yerin ve önemin azalması bunun yerine birinci sıraya iş ya da akademik performansın geçmesi beklenir. Artık oyun çocuğu değilsin, sorumlulukların olduğunu fark etmelisin gibi cümleleri duymayanımız yoktur. Ancak yukarıdaki teorilerden de çok net bir şekilde anlaşıldığı gibi çocuklar, oyun oynarken çok şey öğrenirler. Hem duygusal hem de entelektüel gelişimde oyunun büyük bir rolü vardır.

Çocuğun genel gelişimi ve sağlığı için yeterince oyun oynamak özellikle de açık havada oyun oynamak çok önemlidir. Ancak çağımızın çocukları yeterince dışarıda oynama fırsatı bulamıyor. Bunda elektronik cihazların gelişiminin etkisi büyük. Ancak bence esas sorun, ailelerin kendi gözetimleri dışında çocuklarını açık hava mekanlarına gönderememeleridir. Sabah evden çıkıp, akşama kadar dönülmeyen zamanlarda çocuk olmuş biri olduğum halde kendi kızımı 20 dakikadan daha uzun bir süre görmezsem kalbim sıkışır. Oysa açık havada oyun oynamak temel iki avantaj sunar: Birincisi okul gibi yapılandırılmamış olmasının sağladığı avantajlar, ikincisi dış mekânın sunduğu fiziksel avantajlardır. Bu iki avantajın sağladığı faydalar ise şunlardır:

Güneş ışığı: D vitamini için vücudumuzun güneş görmesi gerekir. Kemik gelişiminden, bağışıklık sisteminin iyi çalışmasına kadar vücudumuzun pek çok fonksiyonu D Vitamini olmaksızın yerine getirilemez. Bununla birlikte sağlıklı uyku ve dengeli bir ruh hali için de D vitaminine ihtiyaç duyarız. Her gün belli bir süre vücudumuzun güneş görmesi sağlığımız için çok önemlidir.

Egzersiz: Çocuklar günde en az bir saat aktif olarak oyun oynamaya ihtiyaç duyarlar. Bu oyun saati dış mekânda gerçekleşirse günlük hareket etme ihtiyacını da karşılamış olurlar.

Faaliyet Fonksiyonu: Oyun oynamak; planlama yapmak, öncelikleri belirlemek, sorun çözmek, yaratıcılık ve müzakere etmek gibi pek çok beceriyi edinme imkânı sunar.

Risk alma ve Sosyalleşme: Dışarıda oynamak, çocukların konfor alanlarından çıkmalarını ve belli riskler almalarını gerektirir. Benim kuşağımın çocukları, anne-baba desteği olmadan hakkını aramayı, hakkını ararken dayak yemekten ya da dışlanmaktan nasıl kurtulabileceklerini, uzlaşmanın ne demek olduğunu ve nasıl sağlanabileceğini sokakta oynarken öğrenirdi. Kaybetmeyi, oyuna yeniden başlamayı, hangi risklerin alınıp hangilerinin alınmaması gerektiği ile ilgili rotamızı da sokakta oynarken belirlerdik. Yapılandırılmamış doğal ortamlarda oyun oynama etkinliğinin paylaşma, birlikte çalışma gibi yetkinlikleri geliştirmede de büyük önemi vardır.

Doğanın Takdir Edilmesi: Ormanda yürümek, toprağı kazmak, kumla oynamak, tepeye tırmanmak veya bulutların şekillerine bakmak gibi etkinlikler, çocukların doğayı sevmelerini, takdir etmelerini ve doğayı korumak için özen göstermelerini sağlar. Doğa sevgisi, doğanın koruması yanı sıra çocuğun mutlu bir birey olmasına da katkı sağlar.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar