Nakit para ile iş görmek bizi neden daha dürüst yapar?

Duke Üniversitesi öğretim üyelerinden Dan Ariely’in liderliğinde geliştirilen ve gerçekleştirilen deneyler gösteriyor ki, nakit para söz konusu olduğunda, daha dürüst davranıyoruz.

Bir öğrenci yurdunda, ortak kullanımlı buz dolaplarına, 6’lı kutu kola paketleri ve 1’er dolarlık, 6 banknot bulunan tabaklar bırakılmış. 72 saat sonra yapılan kontrolde, hiç kola kalmadığı, buna karşın dolar tabaklarına hiç dokunulmadığı görülmüş. Kolayı içerken uyuyan vicdanlar, para söz konusu olduğunda görev başında.

Bu tezin doğruluğunu araştırmak için, daha komplike ve kapsamlı bir deney tasarlanmış. Deney şöyle: Araştırmacılar, yemekhanede yemeklerini bitirmek üzere olan öğrencilere, 5 dakikalık bir deneye katılıp katılamayacaklarını sorarlar. Tek yapmaları gereken, 20 basit matematik sorusu çözmektir. Her doğru cevap için, 50 sent ödül verileceği ilan edilir.

Birinci gruptaki katılımcılar, testi çözdükten sonra, cevap kağıdını araştırmacıya verirler. Araştırmacı doğru cevapları sayar ve her doğru cevap için, 50 sent olan ödül tutarını, katılımcılara öder.

İkinci gruptaki katılımcılara, testi çözdükten sonra, cevap kağıdını yırtıp atabilecekleri, hatta kâğıt parçalarını yanlarında götürebilecekleri söylenir. Tek yapmaları gereken, doğru cevapladıkları soru sayısını araştırmacıya söylemektir. Araştırmacı beyana dayanarak, ödül tutarını katılımcılara öder.

Üçüncü gruptaki katılımcılara, testi çözdükten sonra, ikinci gruptakiler gibi cevap kağıdını yırtıp atabilecekleri, hatta kâğıt parçalarını yanlarında götürebilecekleri söylenir. Yine araştırmacılar beyana dayanarak ödülleri dağıtacaklardır ancak bu defa ödül, para değil markadır. Markaları alan öğrenci, 3,5 metre ilerideki masada oturan, başka bir görevliye başvurarak, markalarını paraya çevirebilecektir.

Sonuçlar, araştırmacıları bile şok eder.  Birinci gruptaki katılımcılar, 3,5 soruyu doğru çözerler. (Bu grup, araştırmanın kontrol grubudur.) İkinci gruptakiler 6,2, üçüncü gruptakiler ise 9,4 soruyu doğru çözdüklerini bildirirler.

Olağan koşullarda hile yapma fırsatı verildiğinde, deneklerin ortalama 2,7 soruluk hile yaptıkları gözlenirken, parasal olmayan değiş tokuş araçları ile hile yapma fırsatı verildiğinde sahtekârlık, 5,9 soruya çıkmıştır.

Sevindirici sonuç, araştırmaya katılan 2 bin denekten, sadece 4’ünün bütün soruları doğru yanıtladığını söylemesi olmuştur. Yani top yekun hilekarlık oranı, en fazla( Gerçekten bütün soruları doğru cevaplamış katılımcı olabileceği için, en fazla diyoruz) binde 2 gibi düşük bir oran.  Hile yapan deneklerin çoğunda, vicdanlarının onlardan durmalarını istediği bir nokta var. Söz konusu olan bir kalem, bir kola vb. şeyler olduğunda, sahtekâr olduğumuzu düşünmeden sahtekâr olabiliyoruz. Oysa söz konusu olan para olduğunda, yapılan hilenin, hırsızlık olmadığını iddia etmek mümkün değil.

Nakit para kullanımı her geçen gün azalıyor. Bu durumda, dürüst olmak her geçen gün daha zor olabilir. Dan Ariely, nakit paradan bir adım uzaklaştık mı, sahtekârlık yapma olasılığımızın, hiç düşünmediğimiz kadar çok artacağını bilmeliyiz, kişisel olarak ve ulus olarak, bu konuda uyanık olmalı ve uyanık davranmalıyız diyor.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar