Cehennemin ortasında yeşeren cennet! Kuzey ve Güney Kore arasındaki sınır, doğanın mucizesine sahne oluyor!

1953 yılında Güney ve Kuzey Kore, savunma giderlerini kısmak için askerden ve askeri mühimmattan arındırılmış bir bölge yaratmak konusunda uzlaşır. Yaklaşık olarak 250 km’lik bir şerit boyunca uzanan güvenli bölgede bugün, 1.600 tür nadir rastlanan bitki, 300 tür nadir rastlanan mantar yetişmektedir. Üstelik bölge, nesli tükenmekte olan birçok hayvana ev sahipliği yapmaktadır. İnsanların ve çatışmaların giremediği bu bölge(DMZ), daha yeşil, daha mutlu ve daha huzurlu bir geleceğin sembolü olarak görülüyor.

Kuşbakışı fotoğraflarda, Kore Cumhuriyeti ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (DPRK) arasındaki politik sınır ve aradaki askerden arındırılmış bölge, Kore yarımadası boyunca uzanan 250 km’lik yeşil bir şerit halinde açıkça fark ediliyor. Batıda daha etkileyici olan yeşil görüntü, Seul civarında kahverengine dönüyor, Kaesong’un güneyi ise ormansız, kirli ve gri görünüyor.

Yeryüzünün tanık olduğu en vahşi çatışmalarına sahne olmuş bir alanın, üstelik etrafı ağır silahlar, gözlem kuleleri, binlerce asker ve dikenli tellerle çevriliyken, maruz kaldığı tahribatın etkilerini silerek, yeniden yaşamla dolması, hayal etmesi bile kolay olmayan bir gerçek.

Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan bitki ve hayvanların son cenneti olan Demilitarized Zone (DMZ) (yani askerden arındırılmış bölge) Kore’nin zengin ekolojik mirasını korumak isteyenlerin ilgisini çeken merkez.

Bir zamanlar, dağların ve nehirlerin nakış gibi işlendiği ülke olarak anılan Kore yarımadası önce 1905-1945 yılları arasındaki Japon işgali, ardından uluslararası çekişmelerin ve buna bağlı olarak, 100 yıldan fazla süren çatışmaların sahnesi olduğu için ormansızlaşmış, kirlenmiş ve doğal kaynakları tahrip olmuştur. 1960’lardan sonra başlayan sanayileşme yeterince denetlenmeyince, yarımadanın ekolojik dengesi daha bozulmuş, havanın, suyun ve toprağın daha da kirlenmesine yol açmıştır.

Dünyanın en tehlikeli bölgesi, nasıl güvenli bölgeye dönüştü?

1953 yılında gergin ateşkes müzakereleri sırasında varılan anlaşma ile dünyanın en tehlikeli bölgesi en güvenli bölgesine dönüşmüştür. Askerler tarafından korunan, mayınlarla çevrili bölgeye hiç kimse giremediğinden, doğa yine baş rolü üstlenmiştir. Bugün bölgede, 100 tür balık, 45 tür amfibian ve sürüngen ve 1.000’den fazla böcek türünün yaşadığı tahmin ediliyor. Bilim adamları DMZ’de 1,600’den fazla bitki türü ve 300’den fazla mantar, mantar ve liken türünün geliştiğini tahmin ediyorlar. Nadir görülen bazı hayvan türleri; Amur Goral, Siyah Asya Ayısı, Misk Geyiği vb. de DMZ’de görülmektedir. Hatta Japonya işgali öncesinde yarımadada yok olan DMZ’nin dağlarını dolaşan kaplanların bulunduğuna dair raporlar yayınlanmıştır.

 

DMZ’deki biyolojik çeşitliğe yönelik yapılan çalışmaların birçoğunun spekülatif olabileceği de söylenmelidir. Zira çalışmalar Sivil Kontrol Bölgesi yönetiminde yapıldığından, tam olarak güvenilir bilimsel veriler olarak kabul edilmemekle birlikte, fotoğraflardan da açıkça görüldüğü gibi insanlar ve çatışmalar uzaklaştırıldığında doğa üzerine düşeni yapmakta ve yeniden hayat ile dolmaktadır.

Kore Yarımadasının ekolojik dengelerinin alt üst olmuş olması, siyasi geçmiş ile çevresel geleceğinin nasıl da kopmaz şekilde birbirine bağlı olduğunu  göstermektedir. DMZ ise dünyaya savaşın neden olduğu acıları ve  tahribatı hatırlatırken, aynı zamanda doğanın ekolojisini korumak isteyen nesillerin de simgesi haline gelmiştir.

 

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar