Altın, gümüş ve bronz madalya fikri nasıl doğdu?

Olimpiyat denildiğinde akıllara açılış seremonisi, dünyanın dört bir yanından gelen atletlerin rekabeti, dramatik dönüm noktaları, ödül podyumuna çıkabilmek için dökülen ter ve göz yaşı gelir. Ancak Olimpiyatın en ikonik unsuru madalyalarıdır: Altın, gümüş ve bronz.

Olimpiyat oyunlarının ayrılmaz bir parçası olan altın madalya, sporcunun alanında en yüksek mertebeye ulaştığının da göstergesidir. Altın, gümüş ve bronz madalyalar zamanımızda birçok farklı sporda ve yarışmada verilmektedir. Birisinin boynuna bir metal parçası takarak olağanüstü başarısını kutlama geleneğinin nerede ve nasıl başladığını merak ediyorsanız okumaya devam edin.

Olimpiyat Madalyalarının Tarihi

Birçoğumuzun gayet iyi bildiği gibi Olimpiyat geleneği antik Yunan’da başlamıştır. Atletizm turnuvası için sporcular her dört yılda bir Elis antik kenti yakınlarındaki bir vadi olan Olimpia’da toplanırlardı. Bu antik oyunların şampiyonlarına birçok ödül verilirdi fakat altın madalya bu ödüllerden biri değildi. Birinciye zeytin dallarından bir çelenk ve gümüş madalya, ikinciye defne dallarından bir çelenk ve bronz madalya verilirdi. Çelenkler tanrıların tanrısı Zeus onuruna verilirdi.

25 yüzyıldan daha uzun bir zaman sonra 1886 yılında, Olimpiyat oyunları Atina’da yeniden doğdu. Modern zaman olimpiyatlarında birinciye zeytin dallarından çelenk ve gümüş madalya, ikinciye bakır madalya ve üçüncüye bronz madalya verildi. (Bu tarih günümüzün üç kademeli ödüllendirme sisteminin ilk ortaya çıkışıdır.)

1900 yılında gerçekleşen Paris Olimpiyatlarında ödül stilinde yeni bir yönelim ortaya çıktı. Şampiyonlara ödül olarak; kupalar, zafer hatıraları ve değerli sanat eserleri verildi. Bu aşamada ödüllerle ilgili bir kural belirlenmemişti, ödüllerin ne olacağı ev sahibi ülkenin takdirine bırakılmıştı.

1904 yılında Olimpiyatlar ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlendi. İlk altın madalya da burada verildi. Birincilik altın, ikincilik gümüş ve üçüncülük bronz madalya ile onurlandırılmış ve ardından yapılan tüm olimpiyat oyunlarında bu ödüller kullanılmıştır. Ancak hemen belirtmek isteriz ki modern zamanların ilk altın madalyası olimpiyat oyunlarında verilmemiştir.

Not: Yaz olimpiyatlarında altın, gümüş ve bronz madalyalar kullanılmaya devam etmiştir. Ancak kış olimpiyatları biraz farklıdır. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Kış Olimpiyatları’nı sıkı bir düzenlemeye tabi tutmaz. Tarih boyunca kış olimpiyatlarında cam ve lake gibi değerli olmayan materyaller de kullanılmıştır.

Neden Altın, Gümüş ve Bronz?

Bu metallerin niçin seçilmiş olduğu ile ilgili olarak çok sayıda açıklama yapılmıştır. Bronz ile başlayacak olursak, bronz bakır ve başka birkaç metalin karıştırılması ile elde edilir. Ancak elementlerin periyodik tablosuna baktığımızda (Cu, Ag ve Au) son derece garip bir gerçek açığa çıkar. Bu üç element aynı kolonda yer almaktadır (1B). Atom sayılarının da 27, 49 ve 79 olduğunu görürüz. Bilmeyenler için belirtmeliyiz ki aynı kolonda yer alan elementler, birçok bakımdan benzer özelliklere sahiptirler. Bu kolonun en önemli ortak özellikleri: Kırılmazlık, doğada saf olarak bulunabilme ve az bulunması nedeni ile değerli olmalarıdır.

Doğada saf halde bulunma:

Saf halde bulunmak nadir rastlanan bir özelliktir. Bu elementler, yer altından kolayca saf halde (ya da bakır ve gümüş oksijen ve sülfür ile zayıf bağla bağlanmış olarak) çıkarılabilir. (Bir elementi oksijen ve sülfürden ayırmak çok kolaydır. ) İnsanlık, bu metallerin saf formlarını nasıl elde edebileceklerini öğrendikten sonra bu metalleri başta para ve sanat eserleri olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanmaya başlamıştır. Bu metaller nispeten daha düşük derece eriyebildiğinden, şekil verilmeleri kolaydır. Bu da bu metalleri özenle hazırlanan para, mücevher ve madalya gibi araçların ideal malzemesi haline getirmiştir.

Değerli olma:

Bu metaller az bulunması nedeni ile değerlidirler. Dünyadaki minerallerin miktarı, Güneş Sistemi’nin ve gezegenlerin oluşumu sırasında belirlenmiştir. Yüksek yoğunluklu elementler daha nadir görülür. Bakır (kolayca bronza dönüştürülebilir.) periyodik tabloda daha yukarıda yer alır ve yeryüzünde çok daha fazla bulunur. Gümüş biraz daha az bulunur ve periyodik tabloda bir basamak aşağıdadır. En nadir bulunan altın ise en yüksek atomik sayıya sahiptir. Yani bu üç metal de nadir bulunan değerli metallerdir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar