Bir yanda insanlık tarihinin bilinen en büyük kıyımının yaşandığı Moğol İstilası devam ederken, öte yanda İslam dünyası bilim ve felsefe konusunda yükselişe geçmiştir. Nasîrüddin Tûsî (1201-1274) evrim fikrinin temellerini işte bu aydınlık ve karanlığın bir arada olduğu iklimde geliştirmiştir.

Tûsî, İbn-i Sina’na okuyarak çıktığı ilim yolculuğunda, eserler yayınlayıp, değerli öğrenciler yetiştirdikten sonra, dönemin iktidar sahipleri(Abbasiler) ile ters düşüp, hapsedilmiştir. Ancak hapsedildiği kaleden 1247 yılında Moğol savaşçıları tarafından kurtarılmış ve (Bağdat’ı yakıp yıkan) Hûlagü Han’ın yardımcısı olarak, ilmi ve felsefi çalışmalarına devam etme fırsatı bulmuştur.

Charles Darwin doğmadan 600 yıl önce, türlerin evrimi fikrini ortaya atmıştır. Ona göre; Evren eşit ve benzer elementlerden oluşmuştur. Bu elementler arasında çatışmalar ortaya çıkmış, bunlardan bazıları diğerlerinden daha hızlı ve farklı yönde gelişmeye başlamıştır. Daha hızlı gelişen elementler minerallere, mineraller bitkilere, bitkiler hayvanlara ve hayvanlar insanlara dönüşmüştür. Tusi’ye  göre kalıtsal değişkenlik, biyolojik evrimde en önemli faktördür. Organizmalar çevreye uyum sağlayabilmek için yeni özellikler geliştirme kabiliyetine sahiptir. Ona göre, 3 tip yaşam vardır: Bitki, hayvan ve insan. Tusi konu ile ilgili çalışmalarında,  gelişmiş hayvan türünün evrim sonucu nasıl insana dönüştüğünü ayrıntılı bir biçimde açıklamıştır.

Memmedhüseyn Tehmasib, Nasreddin Hoca efsanesinin, Nasîrüddin Tûsî’den ilham alarak çıktığını iddia etmiştir. Eğer Tehmasib haklıysa, Darwin’den yüzyıllar önce evrim fikrini Nasreddin Hoca geliştirmiştir. Bu fikir başta kulağa garip gelse de, Nasreddin Hoca gibi bir dahi kimliğe uygun bir iddia olduğu söylenebilir.

Kaynaklar:

  1. https://en.wikipedia.org/wiki/Nasir_al-Din_al-Tusi#Biology_and_evolution
  2. https://www.thevintagenews.com/2016/08/27/priority-first-theory-evolution-600-years-older-darwin/
  3. http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=d410437

 

Benzer Kanıtlar