Bilimsel gelişmenin temel dinamiği olan insanoğlunun derin merakı, zaman zaman son derece ilginç hipotezlerin geliştirilmesine neden olur. Urbino Üniversitesi’nden vizyon araştırmacısı Giovanni Caputo, insanların gözlerini kırpmadan 10 dakika boyunca birbirlerine bakmalarının ne gibi sonuçları olacağını görmek için bir deney gerçekleştirmiştir.

Her ne kadar fikir ilk başta biraz garip gelse de bu deneyi gerçekleştirdikleri için bugün kendisine ve ekibine teşekkür etmemiz gerekir. Çünkü elde edilen sonuçlar, insan zihninin nasıl işlediğine dair pek çok keşife yol açmıştır.

Deneye 40 gönüllü iştirak etmiştir. Gönüllülere bir insanın yüzüne uzun süre bakmanın meditasyonel bir etkisinin olup olmadığını anlamak olduğu söylenmiştir. Gönüllüler ikişer kişilik gruplara ayrılır. Gönüllülerin yarısı loş bir ortamda, 10 dakika boyunca gözlerini birbirlerinden ayırmadan otururlar. Diğer gönüllüler ise birbirlerinden uzak oturup 10 dakika boyunca duvara bakarlar.

Ardından tüm gönüllülere deneyimleri ile ilgili sorular soran bir anket uygulanır.

Bulgular

  • Tüm gönüllüler süreci zorlu bir deneyim olarak değerlendirirler.
  • Katılımcılığın çoğu dalgın hissettiklerini hatta bedenlerinden uzaklaşmış gibi bir hisse kapıldıklarını ifade etmiştir.
  • Yüz yüze bakan grupta yer alan gönüllüler diğer gruba kıyasla deneyimin çok daha yoğun olduğunu ifade etmiştir.
  • Yüz yüze bakan gruptaki gönüllülerin %90’ı yüzüne baktıkları katılımcının yüzünün bir süre sonra bozulmaya başladığını bildirirken %75’i baktıkları yüzün canavar gibi korkunç bir hal aldığını bildirir. %50’si bir süre sonra baktıkları kişinin yüzünde kendi yüzlerini gördüklerini ve %15’i ise baktıkları kişinin yüzünün bir akrabalarının yüzüne dönüştüğünü bildirir.

Peki ama Neden?

Gönüllülerin deneyimledikleri durum için kullanılan terim; “ayrışma”dır. Ayrışma, duyusal uyaran eksikliği nedeni ile ortaya çıkan gerçeklikten kopma hissini ifade eder.  Bir insanın yüzüne on dakika boyunca bakmak, beynimizin uyaran eksikliği nedeni ile “ayrışma” durumuna girmesine yol açar. Sonuç olarak fenomen, deneyin bulguları ile uyumludur.

Bu hal kişinin dünyayı çarpık renklerle görmesine dünyanın gerçek olmadığını düşünmesine ve hafıza kaybına neden olabilir. Bunun genellikle uyuşturucu gibi aşırı koşulların etkisi ile ortaya çıktığı sanılır oysa bu deney de göstermiştir ki uyarıcı eksikliğine neden olacak her durum, gerçekten kopma hissinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Hatta bu on dakika boyunca birinin yüzüne bakıldığında bile olabilir. Beyinlerimiz duyusal uyarılma kesildiğinde, oluşan bilgi boşluklarını doldurmak için oldukça garip şeyler yapabilir.

Sonuç olarak yüz yüze bakma deneyi, insan zihninin karmaşıklığının bir başka büyüleyici örneği ile yüz yüze gelmemizi sağlamıştır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar