Araştırmalar, günümüzün en yaygın sorunlarından biri olan depresyonun giderek yaşamlarımızı daha fazla kuşattığını gösteriyor. 80 yıldır artmakta olan depresyon sorununun kökenine dair sayısız araştırma yapılmış, teori geliştirilmiştir. Depresyonun hem nedenleri hem de semptomları çok çeşitlidir. Ancak görülme sıklığı bakımından öne çıkan semptomlardan biri, iştah değişimidir. Depresyon, pek çok kişinin iştahını kapatırken, bazı kişilerdeyse tam tersi görülür. İştahın bu aşırı iki durumu depresyonla mücadeleye yeni dertler ekler. Bu makalede depresyonla iştah ilişkisinin temelinde yatan nedenleri ve bu problemi daha az hasarla atlatmanın yolları özetlenmiştir.

Depresyon ve İştah

Depresyon başladığında, en yaygın belirtilerden biri yorgunluk hissi ve genel ilgisizlik halidir. Hatta daha önce zevk aldığımız şeylere karşı bile ilgimizi kaybedebiliriz. Bu sebeple depresyona giren pek çok kişi, beslenme sağlığına özen göstermekten vazgeçer. Bu aslında bir tür kendini sabote etme durumudur. Besin yoksunluğu vücudun enerji yoksunluğu içine girmesine neden olduğundan zaten var olan genel ilgisizlik haline, enerji yoksunluğu eklendiğinde yemek yemek daha da zor gelmeye başlar. Sandviç yapmak, bir restorana gitmek hatta lokmaları çiğnemek bile zor gelebilir. Bütün bunlara depresyonun neden olduğu hormonsal değişimler eklenince depresyon büsbütün derinleşir. Depresyon kan dolaşımındaki stres hormonu seviyesini artırır. Kronik anksiyete ve depresyon gastrointestinal sistemi etkiler. Bu da yemeğe duyulan ilginin daha da azalmasına yol açar. Bu ikisi birbirinden beslenen bir kısır döngüye dönüştüğünde tehlike giderek büyümeye başlar. Besin maddelerinin ani düşüşü bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve depresyondan çıkmak daha da zor bir hale gelebilir.

Kuşkusuz depresyonda olan herkesin iştahı kesilmez. Hatta bazı insanlarda bunun tam tersine aşırı bir yeme arzusu ortaya çıkar. Bunun da benzer bir fizyolojik açıklaması vardır. Depresyon genellikle kendini değersiz hissetme ile ilişkilidir. Kendini değersiz hisseden birey, bunu telafi etmek için zevk kaynaklarını daha fazla tüketme ihtiyacı hisseder. Yemek yemek dopamin salınımını teşvik etmenin en kolay yollarından biridir. Yemek yediğimiz zaman beynimizdeki kimyasal bileşimler değişir ve zevk merkezini uyarır. Birçoğumuz bir dilim pastanın geçici olmakla birlikte kafamızdaki sıkıntıları dağıtmaya yaradığını biliyoruz. Depresyonun sıkıntılarını yemek yiyerek dağıtmaya çalışan insan da benzer bir kısır döngüye hapsolur. Sıkıntıları dağıtmak için yer, yediği sürece sıkıntılardan bir miktar kurtulur ama yeme işi bittiğinde sıkıntılar bütün ağırlığıyla yeninden üzerine çullanır ve yeniden bir yeme arzusu yükselir.

Peki Benim İştahım Neden Kapanmayı Değil de Açılmayı Seçiyor?

Buraya kadar depresyon hasıl olduğunda iştahın artma ve azalma durumlarının nedenini açıkladık. Ama depresyonun neden bazılarının iştahını açarken bazılarınınkini kapattığının yanıtını henüz vermedik. Bunun yanıtını verebilmek için beynin çalışma mekanizmasına daha yakından bakmamız gerek. Depresyonda beynimizin birkaç farklı bölgesi aktive olur. Konu ile ilgili çalışmalar, iştah değişimini etkileyen beyin bölümünün hastadan hastaya değiştiğini göstermiştir.

Depresyona girdiklerinde daha az yemek yeme eğilimi gösteren kişilerin beyinlerinde vücudun fizyolojik durumunu kontrol eden beyin bölgesinin normalden daha düşük bir aktivasyon hızına sahip olduğu görülmüştür. Bu durumda beyin, vücudun ihtiyaçlarına karşı dikkatini kaybeder. Açlık hissi ortaya çıkmaz ve yemek yeme konusunda ilgisizlik baş gösterir. Depresyonda ortaya çıkan genel ilgisizlik hali de beynimizdeki bu kimyasal durumun bir yansımasıdır. Öte yandan depresyonda iştahı artan hastaların ödül devresi normalden daha yüksek bir aktivasyon gösterir. Bu durumda yemek normalde olduğundan daha fazla zevk sağlar.

Konu ile ilgili diğer çalışmalar, beynin diğer aktivitelerinde de değişimler olduğunu göstermiştir. Mesela depresyon sebebi ile insülin direncinin artması! İnsülin direnci artarsa yeme arzusu da artma eğilimi ortaya çıkar. Beyin ile ilgili araştırmalar sayesinde depresyon ve iştah ilişkisi konusunda her geçen gün yeni bilgiler öğrenmeye devam ediyoruz.

Ne Yapabiliriz?

İnsanın beynin kimyasını bilinci ile değiştirmesi mümkün olmasa da farkındalık en önemli adımdır. İştahımızda bir değişim olduğunu fark ettiğimizde ilk yapmamız gereken, yediklerimizin kaydını tutmaktır. Durumu doğru değerlendirebilmenin en iyi yolu kayıt tutmaktır. Tuttuğumuz kayıtlar iştahımızda bariz bir değişim olduğunu doğruluyorsa en etkili mücadele yöntemi yeme planı yapmaktır. Yeme planı yapar ve buna uymayı başarırsak derdimize dert eklemeyi bırakabilir, depresyon dönemini daha az hasarla atlatabiliriz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar