Agorafobi, kolaylıkla kaçılamayacak durumlara ve mekanlara girmekten kaçınma eğilimi olarak tarif edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu anksiyete bozukluğundan muzdarip olan kişiler, kalabalıklara girmekten büyük rahatsızlık duyarlar. Sinema salonları, alışveriş merkezleri ve ulaşım araçları gibi insanların toplu olarak bulunduğu alanlar, bu bireylerin anksiyetesini tetikler. Evden hatta yataktan çıkmanın bile imkansız hale geldiği, ilerlemiş vakalar da gözlemlenmektedir.

Tarihi ve Kökeni

Agorafobi terimi Yunanca pazar yeri anlamına gelen “agora” kelimesinden türetilmiştir. Bu yüzden agorafobiye pazar yeri korkusu da denilir. Pazar yeri ile kast edilen, insanların kalabalık olarak bir arada bulunduğu kalabalık kamusal alanlardır.

Agorafobi nöropatik bir fenomen olarak ilk kez, 1871 yılında Alman psikiyatrist Carl Friedrich Otto Westphal tarafından tanımlanmıştır.

Agorafobik olduğu bilinen en ünlü kişilerden biri Charles Darwin’dir. Amerikan Tabipler Birliği Dergisi’ne göre Darwin, 5 yıl süren ve Türlerin Kökeni adlı eseri ile ilgili araştırmalarını yaptığı Beagle yolculuğundan dönüşünden sonra kamusal alanlara girmekten kaçınarak ve kendini tecrit ederek yaşamını sürdürmüştür.

Özellikleri ve işaretleri

Agorafobi en çok kalabalık kapalı alanlarda, uzun kuyruklarda ve toplu taşıma araçlarında bulunmaktan rahatsızlık duymak olarak ortaya çıkar. Fakat bundan rahatsızlık duyan herkesin agorafobik olduğunu söylemek doğru değildir. Agorafobi teşhisinin konulabilmesi için bu rahatsızlığa eşlik eden başka semptomlar aranır. Spesifik olarak bunlar;

  • Agorafobik bireyler endişe yaratan uyarana karşı orantısız korkma tepkisi verirler.
  • Bu endişe durumu bireyin gündelik yaşamını önemli ölçüde etkiler.
  • Teşhisin konulabilmesi için bu iki temel belirtinin en az 6 ay devam etmiş olması gerekir.

Bazı bireylerde, agorafobi ile ilişkili panik atak, taşikardi, solunum güçlüğü, baş dönmesi, karıncalanma, terleme, mide bulantısı vb. fiziksel semptomlar da gözlenir.

Tedavi

Napa Devlet Hastanesi Psikiyatri bölümünde, 91 yaşındaki bir agorafobi hastası olan E.L.’nin davranışları gözlemlenmiş ve hastanın tedavi edilerek agorafobiden kurtulması sağlanmıştır. E.L. ölüm korkusu, düşme korkusu ve canlı canlı gömülme korkusu olarak öne çıkan endişeleri nedeni ile 17 yıldır evinden hatta yatağından çıkmayı reddetmektedir. Üstelik kocasının da evden çıkmasını yasaklamıştır. E.L.’ye uygulanan ilaç ve psikolojik terapi E.L.’nin önce yatağından sonra da evinden çıkabilmesini sağlamıştır. Bu vaka agorafobinin en aşırı durumlarda bile tedavi ile düzelebileceğini göstermiştir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar