Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Orta Doğu’nun iki büyük ekonomisidir. Her iki ülke de 1981’de kurulmuş olan Körfez İşbirliği Konseyi‘nin üyesidir. (Konseyin diğer üye ülkeleri; Bahreyn, Kuveyt, Umman ve Katar’dır.) İki ülkenin bölgede üstlendikleri rol, coğrafi konum gibi pek çok benzer özelliği yanı sıra önemli farklılıkları vardır.

Farklılıklar

  • Suudi Arabistan 1932’de bağımsızlığını kazanırken, BAE 1971’de birleşerek kurulmuştur.
  • Suudi Arabistan mutlak monarşiyle, BAE ise 7 monarşinin federasyonu tarafından yönetilmektedir.
  • Suudi Arabistan İslam hukukuna sıkı sıkıya bağlı muhafazakar bir ülke iken BAE, İslami ve medeni hukukun bir karışımı olan daha modern bir ülkedir.
  • Suudi Arabistan’da kadın hakları ciddi şekilde kısıtlanmıştır. Kadınlar araba kullanamaz, burka giymeden sokağa çıkamaz, bir erkek vesayeti olmaksızın seyahat edemez vb.  Buna karşın BAE’nin kadınlara ve kadın haklarına karşı tutumu daha liberaldir.
  • BAE, yabancı yatırımcıları çeken, vergisiz bölgelere sahipken; Suudi Arabistan’da böylesi bir uygulama yoktur.
  • Suudi Arabistan, 2010 Arap Baharı sırasında protestolarla karşılaşmıştır. BAE ise ülkenin yoksul bölgelerindeki yatırımları artırarak ayaklanmalardan kaçınabilmiştir.
    Her iki ülkenin de modern şehirleri vardır. Suudi Arabistan’da Cidde ve BAE’de Dubai, ancak modern ve ilerici olma konusunda BAE, Suudi Arabistan’ın önündedir.

Suudi Arabistan

  • Başkent: Riyad
  • Yüz ölçümü: 2.149.690 km²
  • Nüfusu: 33.699.828 (Eylül 2018 itibarıyla)
  • Dini: İslam
  • Resmi Dili: Arapça
  • Para Birimi: Suudi Riyali

Suudi Arabistan Krallığı, 1932 yılında İslam inancının ilkelerine dayanarak, Kral Abdul Aziz bin Abdül Rahman El Suud (İbn Suud) tarafından kurulmuştur. Mutlak monarşi ile Suud Hanedanı tarafından yönetilmektedir. Yönetimin tüm üst makamlarında kraliyet ailesinin erkek üyeleri görev yapmaktadır. Kral, başbakan ve başkomutan unvanlarına sahiptir. Her kral kendisine bir varis atar. Bu varis, kralın ölmesi ya da tahttan feragat etmesi durumunda kralın yerine geçer.

Suudi Arabistan kuruluşunda bu yana bölgenin jeo-politik ve ekonomik meselelerinde oldukça etkili olmuştur.

  • 1960 yılında kurulan OPEC’in (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) kurucu üyesidir.
  • 1970’te İslam Konferansı Örgütü’nün oluşturulmasında önemli payı olmuştur.
  • 1973 yılındaki Arap İsrail savaşında, Suriye ve Mısır’a karşı İsrail’in tarafını tuttukları gerekçesi ile batılı devletlere petrol ambargosu uygulamıştır.
  • 1981’de Körfez İşbirliği Konseyi kurucuları arasında yer almış, 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesini kınamıştır. İşgale destek veren Ürdün ve Yemen hükumetlerine tepkisini göstermek için topraklarında yaşayan Ürdün ve Yemen vatandaşlarını ülkeden çıkarmıştır.
  • 1991’de Kuveyt’i kurtarmak için Irak’a saldırmıştır.
  • 1996 yılında Dahran’daki ABD askeri kompleksinde patlayan bomba, Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur.
  • 2011 yılında meydana gelen 11 Eylül saldırılarını düzenleyen 19 teröristten 15’inin Suudi Arabistanlı olduğuna inanılması, ülke imajını olumsuz etkilemiştir.
  • 2014 yılında yeni bir anti-terörizm yasası çıkarmıştır.
  • 2015 yılında kadınlar ilk kez belediye seçimlerine katılmışlardır.
  • 2016 yılında Yemen’deki el-Houthi milisleri ile çarpışarak sivillerin ölümüne yol açan hava saldırıları nedeni ile Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası topluluklar tarafından suçlanmıştır.
  • 2017 yılında Katar’ın terör örgütleri ile ilişkilerini kesmeye zorlamak için Katar’a kara, hava ve deniz ablukası başlatmıştır.

Suudi Arabistan bugün bölgede önemli bir güç olarak etkin bir rol oynamaktadır. Politik ve askeri gücü yanı sıra bölgeyi ekonomik gücü ile etkilemekedir. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olarak kabul edilen Suudi Arabistan küresel petrol rezervlerinin yaklaşık %16’sına sahiptir. Petrol ihracatı ülkenin en önemli gelir kaynağıdır. Gelirlerinin %87’si petrol ihracatından sağlanmakta olup, petrol ihracatı toplam ihracatının %90’ını oluşturmaktadır.

Bununla birlikte Suudi Kralı, ülke ekonomisini modernize etmek için pek çok yeni politika uygulamaya başlamıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:

  • Özel yatırımları ve özel sektörün büyümesini teşvik etmek,
  • İşsizliği azaltmak,
  • Gençlere yönelik iş olanaklarını artırmak,
  • Sağlık ve eğitimin özelleşmesini teşvik etmek,
  • Turizme yatırım yapmak.

Birleşik Arap Emirlikleri

  • Başkent: Abu Dabi
  • Yüz ölçümü: 83.600 km²
  • Nüfusu: 9.574.947 (Eylül 2018 itibarıyla)
  • Dini: İslam
  • Resmi Dili: Arapça
  • Para Birimi: BAE Dirhemi

1971 yılında İngiltere’den bağımsızlık kazanan altı emirliğin (Abu Dabi, Dubai, Acman, Füceyre, Resü’l-Hayme, Şarika ve Ummül-Kayveyn) bir araya gelmesi ile kurulmuştur. 1972 yılında ise yedinci bir emirlik (Ra’s al Khaymah) daha birliğe katılmış ve kurulduğundan beri bölgedeki önemi her geçen gün artmıştır.

  • 1981’de Körfez İşbirliği Konseyi finansman sağlayan üyelerinden biri olmuştur. İlk toplantı, Abu Dabi’de yapılmıştır.
  • 1991 yılında, Kuveyt işgali sonrasında Irak’a yönelik saldırıya katılmıştır.
  • 1998’de, Irak’la yeniden diplomatik ilişki kurmuştur.
  • 2006 yılında, Batı standartlarına uyum sağlamak ve yerel halkın istihdamını teşvik etmek için önemli ekonomik reformlar gerçekleştirmiştir.
  • 2006 yılında, ilk ulusal seçimini gerçekleştirmiştir.
  • 2008 yılında, Irak’ın borçlarını tamamen iptal etmiştir. (yaklaşık 7 milyar dolar)
  • 2009 yılında, Körfez parasal birliği oluşturma planlarından çekilmiştir.
  • 2010 yılında, dünyadaki en yüksek insan yapımı binası Burj Khalifa, Dubai’de açılmıştır.
  • 2012 yılında, muhaliflere ve eylemcilere karşı tedbirler almıştır. O zamandan beri, 60’ın üzerinde eylemci gözaltına alınmıştır.
  • 2014 yılında, Libya’ya ve Suriye’ye hava saldırısı ile müdahale etmiştir.
  • 2015 yılında, Yemen’e hava saldırıları düzenlemiştir.
  • 2017 yılında, Somaliland (hiçbir ülkenin tanımadığı Somali’nin kuzey bölgesini içine alan bir ülke) ile bölgede askeri üs oluşturmak için bir anlaşma imzalamıştır.

Birçok Arap ülkesi gibi BAE’nin ekonomisi de petrole dayanmakla birlikte ülke ekonomik sistemini çeşitlendirmek için bazı girişimlerde bulunmaktadır. Serbest ticaret bölgelerine önem vererek önemli bir güç elde etmiştir. Bunun yanı sıra petrol fiyatlarının düşmesinin yarattığı zorlukları azaltmak için aldığı önemli önlemlerden bazıları şunlardır:

  • Altyapıyı geliştirmek,
  • Özelleştirmeyi özendirmek,
  • Yabancı yatırımcılar için elverişli koşullar yaratmak,
  • Katma Değer Vergisi düzenlemesi,
  • Turizmi teşvik etmek;
  • Yeni endüstriler geliştirmek;
  • Özel sektörde istihdamın artırılmasını sağlamak.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar