Ağır yemeklerin, kalorili tatlıların ve alkollü içeceklerin tüketildiği bir ziyafet sofrasından yeme sınırlarınızı zorlayarak kalkıp, “yarın sıkı bir diyet yapacağım” diye kendi kendinize söz verdiğiniz halde sabah kurt gibi acıkmış bir halde uyandığınız oldu mu?

Böyle gecelerin sabahında büyük bir ihtimalle çok acıkmış olarak uyanırız. Birkaç saat önce çok yüksek miktarda kalori almış olmamıza karşın bu kadar aç hissetmemize yol açan nedir?

Çok fazla glikoz

Gün boyunca tükettiğimiz yiyeceklerin birçoğu vücudumuz tarafından glikoza çevrilir. Bu iyi bir şeydir zira organlarımızın çalışabilmesi için glikoz gereklidir. Beyin tek başına vücudun tükettiği toplam glikoz miktarının beşte birini tüketir.

Sadece dondurmalar, tatlılar ve kekler değil daha birçok yiyecek örneğin; ekmek, pirinç ve makarna vb. büyük miktarda şeker ihtiva eder. Bu yüzden birçok diyet programında bu yiyeceklere de sınırlandırma getirilir. Bu tip yiyecekler tükettiğimizde vücudumuzda aniden fazla miktarda glikoz oluşur. İşte bu nedenle yemek yedikten hemen sonra kan şekeri ölçümü yapılmaz. (Eğer yapılırsa kan şekerinin çok yüksek olduğu görülür.)

Kandaki glikoz seviyesi, yemeklerden sonra normalden daha yüksektir.

Kandaki glikoz seviyesinin yükselmesi pankreasın uyarılmasına yol açar. Pankreas, midenin arkasında yer alan oniki parmak bağırsağına bağlı, iç ve dış salgıları olan düz ve uzun bir bezdir. Sindirim sisteminin önemli bir bileşeni olan ve insülin adı verilen hormonu salgılayan pankreas kan şekeri seviyesinin kontrol edilmesinde önemli bir rol oynar.

 

Pankreas insülin salgılayarak kanın şeker seviyesini düzenler.

Daha çok şeker daha çok insülin

Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi hücrelerimiz enerji için glikoza ihtiyaç duyar. Fakat hücrelerimizin birçoğu glikozu direk olarak alamaz. Bu yüzden şekerli bir yiyecek tükettiğimizde (bilhassa rafine edilmiş şeker) kan şekerimiz yükselir ve pankreas insülin hormonu salgılar. İnsülin hücrelere sinyal göndererek kan dolaşımından glikozun emilmesini başlatır. Bir başka deyişle insülin, glikozun hücrelere girmesini sağlamak için hücre kilitlerini açar. İnsülinin kan şekeri seviyesinin korunmasındaki rolü çok önemlidir; insülin seviyeleri şiddetli bir şekilde dalgalanırsa metabolizma zarar görür. Bunun önlenmesi için diyabet hastalarına düzenli olarak insülin enjekte edilir.

Çok fazla yiyecek tükettiğimizde, kanımızdaki glikoz seviyesi hızla yükselir. Pankreas bu fazla miktardaki glikozu daha sonra kullanılmak üzere yağ ve kas hücrelerine gönderebilmek için büyük miktarda insülin salgılar. Her şey gibi insülinin fazlası da vücudumuz için zararlıdır.

Fazla insülinin etkileri

Aşırı derecede salgılanan insülin kanımızdaki glikozun büyük bölümünü hücrelere gönderir. Bu yüzden eğer gece aşırı derecede yiyecek tüketerek, vücudumuzun aşırı derece insülin salgılanmasına yol açarsak, yemeği yedikten birkaç saat sonra kanımızdaki glikoz seviyesinin ciddi şekilde kaybederiz. Diğer bir deyişle kan şekeri seviyemiz düşer.

Peki kan şekerimiz düştüğünde ne olur? Açlık hissederiz. Bu nedenle sağlıklı bir insan, gece aşırı derecede yiyecek tüketirse sabah uyandığında aşırı derecede aç hisseder.

Ancak bu açıklamanın son derece basitleştirilmiş ve herkes için her zaman geçerli olmayacağını da eklemeliyiz. Örneğin diyabeti olan biri, akşam normal bir yemek yediğinde bile sabah çok aç hissedebilir. Diğer bir deyişle bazı durumlarda açlık hissi kan şekeri seviyesi ile ilgili olmayabilir.

Vücudun susuz kalması (dehidrasyon) açlık hissine yol açabilir.

Açlık hissi dehidrasyon sebebi ile de ortaya çıkabilir. Kulağa garip gelebilir ama birçoğumuz açlık ve susuzluk hislerini karıştırır. Sindirim süreci enerji ve su gerektirir ve uykudayken su içemediğimiz için dehidrasyon ortaya çıkabilir.

Bu nedenle alkollü içecekler tükettiğimiz gecelerin sabahında aşırı derecede aç hissediyorsanız, öncelikle birkaç bardak su içip, yaklaşık bir saat kadar bekleyin. Belki de açlık hissinin esas sebebi susuzluktur.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar