Hiç deniz kıyısında açık denize bakıp, denizin mavisiyle gökyüzünün mavisinin kavuştuğu çizginin size ne kadar uzaklıkta olduğunu tahmin etmeye çalıştınız mı? Gözümüzün tam önünde olduğu halde mesafeyi kavrayamayışımız ufuk çizgisini büyülü, gerçeküstü bir imge haline getirir. Peki acaba gerçekten öyle bir çizgi var mı? Eğer varsa bu çizgiye olan mesafemizi hesaplayabilir miyiz?

Bu soruları ilginç buluyorsanız okumaya devam edebilirsiniz.

Gerçek mi, Gerçeküstü mü?

Yeryüzünün yüzeyiyle, gökyüzünün görünen kısmının kavuşmasına daha doğrusu bu ikisinin birbirine karışma fazına ufuk çizgisi denir. Bu tanımlamanın da açıkça ortaya koyduğu gibi romantik duygulara yol açan ufuk çizgisi, gördüğümüz ancak buna rağmen gerçekten var olmayan bir şeydir. Çünkü hepimizin gayet iyi bildiği gibi denizle gökyüzü kavuşmaz. Ancak gözümüzle gördüğümüz kavuşma noktasının bizden ne kadar uzak olduğunu hesaplayabiliriz. İlginç olan ise bu mesafenin, ufka bakan kişinin boyunun uzunluğuna göre değişmesidir. Basitleştirmek için Dünya’nın tam olarak küre şeklinde olduğunu varsayalım.

Yukarıdaki şekilde; ‘R’ Dünya’nın yarıçapını, ‘h’ ufka bakan kişinin göz hizasının yüksekliğini ve kırmızı çizgi ise ufuk çizgisinin uzaklığını belirtmektedir. Ortaokul sıralarında öğrendiğimiz Pisagor Teoremi ile ufuk çizgisinin kendimize olan mesafesini hesaplayabiliriz.

Formülü uygulamak için gerekli olan veriler:

  • “a” Dünya’nın yarıçapı=6.378.137 metredir.
  • “b” Ufuk çizgisinin mesafesi=?
  • “c” Gözünüzün yerden yüksekliği= 1,5 metre (varsayalım ki)

Sonuç olarak, gözümüz yerden 1,5 metre yüksekteyse ufuk çizgisi bize 4,4 km mesafededir.

Ufuk çizgisi denilince ortaya çıkan romantik çağrışımları, Pisagor Teoremini kullanarak bölmüş olsam da ufuk çizgisinin 4,4 km uzakta olduğunu öğrenince zihnimde çok daha romantik bir çağrışım ortaya çıktı: Bir kayığa binsem ve ufka doğru kürek çekmeye başlasam, ufuk da benimle senkronize bir şekilde gezecek, ufukla birlikte suda ilerlerken zulada belki de birkaç şişe yakut olacak…

Bugüne kadar Olağanüstü Kanıtlar’da çocukluğumuzda inandırıldığımız gibi bilimin sıkıcı değil, tam tersine eğlenceli olduğunun kanıtlarını sunmaya çalışıyorum. Ancak ufuk çizgisinin ne kadar mesafede olduğunu hesapladığımız bu yazı, bilimin aynı zamanda romantik olabileceğini de göstermiyor mu, ne dersiniz?

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar