Fermuar yaşamımızdaki pek çok şeyi bir arada tutmaya yarayan, mekanik bir mucize. Kendini icatlarına adamış pek çok mucit, fermuar tasarımı üzerinde çalışmış ancak hiçbiri buluşunu halkın gündelik yaşamına sokmayı başaramamıştır. Bunu başaran moda endüstrisi ve moda dergileri olmuştur.

Fermuarın hikayesi, 1851’de dikiş makinesinin mucidi Elias Howe’un “Otomatik Sürekli Elbise Kapatıcısı” adı ile yaptığı patent başvurusu ile başlar. Ancak başladığı gibi de kalır. Elias dikiş makinesinde sağladığı başarıyı, elbise kapatma sisteminde sürdürememiştir. Pazarı, buluşunun gelecek vadeden bir buluş olduğuna inandıramadığı için “Fermuarın Babası” unvanına sahip olma şansını kaçırmıştır.

Dikiş makinesinin mucidi Elias Howe

Howe patent aldıktan 44 yıl sonra bir başka mucit Whitcomb Judson, Howe’un tasarımına benzer bir ürün geliştirmiştir.  Adına da “Toka Kilitleyeci” demiştir. Pazara ilk onun tasarladığı ürün girdiğinden fermuarın mucidi Whitcomb Judson sayılmıştır. Ancak 1893’te buluşunun patentini alırken ürüne verdiği isim fermuar değil, toka kilitleyicidir. Şikagolu mucidin toka kilitleyicisi (Clasp Locker) birbirinin içine geçen kopça ve ayakkabı bağcığından oluşmuştur.

Whitcomb, iş adamı Lewis Walker ile birlikte femuar üretmek için bir şirket kurar: Universal Fastener Company! Böylece ilk fermuar, 1893 yılında Şikago Dünya Fuarı’nda yapılan tanıtımla “toka kilitleyici” adı ile ticari bir başarı elde ederek piyasaya girer. Ancak toka kilitleyicinin bugünkü mekanizmaya sahip olan fermuar haline gelmesi, İsveç kökenli bir elektrik mühendisi olan Gideon Sundbock’un katkıları sayesinde olur. Universal Fastener Company’de işe giren Sundbock, tasarım konusunda çok yeteneklidir. Bununla birlikte fabrika müdürünün kızı Elvira Aronson’la evlenmiştir. Hangi sebep ağır bastı bilinmez ama Sundbock kısa sürede şirketin baş tasarımcılığına yükselir. Yetenekleri ve pozisyonu toka kilitleyicinin mekanizmasını geliştirmek için mükemmeldir. Eşi 1911’de vefat ettiğinde, kederli koca teselliyi tasarım masasına gömülmekte bulur. Sundbock’un yoğun çalışmaları sonunda, 1913’ün Aralık ayında modern fermuar doğar. Tasarımının patentini 1917’de alır. Fermuar adı hala ortalarda görünmez. Sundbock’un patentini aldığı ürünün adı “Ayrılabilir Bağlantı” (Separable Fastener)’dır.

Bu icadından sonra Sundbock yeni bir fermuar makinesi geliştirmiştir. Operasyonun ilk yılında, Sundback’in fermuar yapma makinesi günde onlarca metre fermuar üretmektedir.

Ürüne fermuar ardının verilmesi de B.F. Goodrcih Firması’nın ürünü yeni tip kauçuk botlarda kullanmaya karar vermesi ile gerçekleşmiştir. Fermuarların ilk kullanım yeri, tütün torbaları ve botlar olmuştur.

Moda endüstrisinin fermuar kullanmaya ikna edilebilmesi ise ancak bundan 20 yıl sonra olmuştur. 1930’lu yıllarda fermuarlı çocuk kıyafetleri için düzenlenen satış kampanyalarında, fermuarın çocukların kendi başlarına giyinmelerine imkân vereceği ve bu sayede çocukların özgüvenin yükselteceği iddia edilmiştir.

1937 yılına gelindiğinde ise bazı Fransız moda tasarımcıları, erkek pantolonlarında fermuar kullanılmasının çok iyi bir fikir olduğuna karar vermiş ve Esquire dergisi buluşu öven yayınlar yapmıştır. Fermuar kapağı da bu sırada geliştirilir. Kapak fermuarın açılma ihtimaline karşı alınan bir önlemdir. Fermuarın yaygınlaşmasında bir sonraki büyük adım, ceket gibi iki kanatlı giysilerde kullanılmaya başlanması olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra fermuarın imajının değiştiği görülür. Marlon Brando’nun 1953 yılında gösterime giren The Wild One adlı filmde fermuarlı deri ceketle canlandırdığı yakışıklı, asi genç karakteri, fermuarın imajına yansımış ve uzun yıllar devam etmiştir.

1800’lerin ortalarında başlayan ve pek çok mucidin tasarımına katkı sağladığı fermuar, bugün giysiler ve çantalar başta olmak üzere sayısız nesneyi çok daha pratik hale getirerek yaşamımızı kolaylaştırıyor ve dünyada her gün binlerce fermuar mili üretiliyor.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar