Gestalt terapisi, diğer terapi yaklaşımlarından farklı olarak, geçmiş olayların yansımalarını açıklamaya çalışmak yerine içinde bulunulan ana odaklanır; neden sorusunun yanıtını aramak yerine ise “nedir” ve “nasıl” sorularının yanıtlarını arar.

Terapi terimi, pek çok farklı çağrışıma yol açmaktadır. Bazı insanlar terapiyi yaşam mücadelesinin etkili bir aracı olarak görürken bazıları sorunlarını bir yabancıya anlatmanın yararsız ve anlamsız olduğunu öne sürebilirler. Terapi ile ilgili kişisel görüşler ne kadar çeşitli olursa olsun günümüzde birçok insan, terapötik süreçlerin eğitimli bir rehber eşliğinde kendini keşfetme, geliştirme ve iyileştirme anlamına geldiğini düşünüyor. Geçtiğimiz yüzyılda pek çok farklı psikoterapi yaklaşımı geliştirilmiştir. Bunlardan biri olan Gestalt Terapi’si pek çok yönüyle benzersiz bir yaklaşım sunar. Bu makalede, Gestalt Terapisi’nin temel unsurları kısaca özetlenmiştir.

Şimdi ve Burada!

Psikoterapiye yöneltilen temel eleştiri, psikoterapinin insanların zihinsel durumlarını ve alışkanlıklarını değiştirerek yaşamlarını geliştirme gibi bir gizli amaca ulaşma beklentisidir. Geleneksel terapi yöntemlerinde geçmiş olaylar analiz edilerek kişinin davranışların altında yatan motivasyonların teşhis edilmesine çalışılır. Oysa Gestalt Terapisi geçmişe değil; “şimdi ve burada”ya odaklanır. Neden sorusu yerine ise “Nedir” ve “Nasıl” sorularının yanıtlarını arar.

Gestalt terapisinde geçmişle ilgilenilmediği gibi gelecekle de ilgilenilmez.  Bütün mesele bulunulan anda ne hissedildiği ve nasıl davranıldığıdır! Bu yönüyle Gestalt Terapisi, diğer terapötik yaklaşımlardan kesin olarak ayrılır.

Gestalt terapisi insanın çevresine karşı her daim duyarlı olduğu ve çevresiyle ilişkisi sayesinde değişebildiği ve gelişebildiği fikrini temel alır. Bu temel fikir, terapi anının ve terapistle yapılan konuşmanın; belirli bir anda kişinin kendisini duygularından veya odada bulunan diğer kişinin etkisinden (terapist) nesnel olarak ayırmasını imkansız kılar.

Gestalt terapisinde temel amaç, bulunulan andaki öz-farkındalığın geliştirilmesidir. Bu yaklaşıma göre insanın eskiden kim olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan bulunulan anda kim olduğunuz ve nasıl hissettiğinizdir. Hatta Gestalt terapisi daha geleneksel terapötik yaklaşımların aksine, kişiyi değiştirmeye çalışmaz. Bu tip terapinin esas gayesi kişinin kim ve ne olduğunu fark etmesine katkı sağlamaktır. Çünkü bu yaklaşıma göre kişisel gelişim ancak farkındalıktaki artışla sağlanabilir. Buna göre herkes zaten kendisini geliştirme yönünde bir yolda yürümektedir ve Gestalt terapisiyle kişiye kendisine karşı dürüst olma ve gelişime hazırlanma konusunda destek olunur. Yani özetle bu yaklaşım, insanın kendini geliştirme yönünde zaten yürümekte olduğu yolu daha hızlı bir şekilde kat etmesine katkı sağlama iddiasındadır.

Gestalt terapisinin odağını, yansıma veya tezahür etmekten ziyade öz-farkındalığa kaydırması, danışanların fiziksel bedenleriyle zihinsel / duygusal durumları arasındaki anlık bağlantının anlaşılması oluşturur. Terapi odasındaki ana odaklanılarak, danışanın vücudunun duruş şekli değişiklikleri ve ses tonundaki değişimler gibi kaygı ve rahatsızlık işaretleri dikkate alınarak kişinin gelişim yolunun daha iyi tanımlanması sağlanır.

Yöntemler

Bu terapi türünün dayandığı felsefenin temellerini özetlediğimize göre terapinin uygulama yöntemlerine geçebiliriz. Gestalt terapisi, geleneksel terapi yöntemlerinden çok daha özgürdür. Yani tedavinin nasıl yönlendirilmesi gerektiğine dair kesin kurallar yoktur.

Canlandırma (role-playing)

Bu tip terapide rol-yapma (role-playing) uygulamaları sıklıkla kullanılır. Bu yöntem, geçmişi bugüne getirmenin en aktif yöntemlerinden biridir. Geçmiş bir deneyimi yeniden canlandıran danışan, davranışının ve hafızasının duygularını nasıl etkilediğini fark etme yönünde önemli bir fayda elde eder.

Boş Sandalye ve Abartma

Gestalt terapisinin diğer klasik tekniklerinden ikisi, boş sandalye ve abartma tekniğidir.

Boş sandalye tekniğinde danışan, sandalyelerden birine oturarak kurgusal bir durumun bir tarafını temsilen konuştuktan sonra karşı tarafa geçer bu defa da onun yaklaşımını temsilen konuşmaya çalışır. Sınırsız sayıda kurgunun mümkün olduğu bu teknik, iç çatışma ile mücadele eden bir kişinin duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını gözlemlemeyi kolaylaştırır. Bazı durumlarda, danışan konuşmak istediği kişinin rolünü bile üstlenebilir. Bu sayede durum daha bütünsel bir şekilde kavranır, hikaye farklı açılardan görülebilir hale gelerek kişinin hatalarını fark etmesine katkı sağlar.

Abartma tekniğindeyse terapist danışanın konuşması sırasındaki davranışlarına odaklanır. Göz temasından kaçınmak gibi gerginlik belirtisi olan mimik ve jestleri not eder ve danışandan bu davranışlarını abartmasını ister. Bu uygulama, danışanların bazı davranışlarına odaklanmaları ve duygularını daha iyi tanımlamalarına mental durumlarını daha iyi kavramalarına katkı sağlar.

Bunlar, Gestalt Terapisi’ndeki en temel alıştırma veya tekniklerden sadece birkaçıdır. Terapi odası gibi güvenli bir ortamda, kişinin ön yargıları ya da farklı sebeplerle temas etmekten kaçındığı alanlara temas etmesi, kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını bütünsel bir şekilde yeniden deneyimlemesi sağlanır. Farkındalık artar, kişi kendi sorumluluğunu üstlenme konusunda gelişir ve bütün bunlar kişiyi daha özgür kılar.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar