Yale Üniversitesi’nde yapılan ve Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya göre gezegenimizdeki ağaç sayısı 3 trilyondur. Bu da yaşayan her insana karşılık doğada 420 ağaç olduğu anlamına gelir. Bu sayı, kulağa yüksekmiş gibi geliyor ama aslında öyle değil. Çünkü bu verilerden hareketle son buzul çağından bu yana (yani son 11 bin yılda) ağaç sayısının yarıya düştüğü ve bunun insanoğlunun yıkıcılığı nedeni ile gerçekleştiği tahmin ediliyor. Neyse ki artık ormansızlaşmanın gezegenimizin doğal florasını zarar veren en önemli sorun olduğunu biliyoruz.

Dünya’daki ağaçların %43’ü tropik ormanlardadır. Ağaç yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgeler ise şöyledir: Avrupa, Kuzey Amerika ve Rusya’nın yarı arktik bölgeleri.

Bu Verilere Nasıl Ulaşıldı?

15 ülkenin dahil olduğu uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, gezegenimizdeki ağaç popülasyonunu haritalandırmak için uydu görüntülerini ve ulusal orman envanterlerinden gelen verileri toplamış ve bilgisayar teknolojisinin son imkanları ile analiz etmiştir. Araştırma 2015 yılında gerçekleştirilmiş ve şu ana kadar yapılmış en kapsamlı araştırma olma özelliğini korumuştur. Araştırma metnine göz atmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. Çalışmalar her yıl yaklaşık 15 milyar ağaç kaybettiğimizi göstermektedir. Bu sadece gezegendeki ağaç sayısına değil, ağaç çeşitliliğine de zarar vermektedir. Böyle devam ederse kısa bir sürede ormansızlaşmanın neden olduğu büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacağız.

Ormanların Önemini Kavramak

İnsanoğlu için ormansız bir yaşam mümkün değildir. Çünkü ormanlar;

  • Büyük miktarda karbon depolar,
  • Besin döngüsü için kilit bir öneme sahiptir,
  • Kökleri ile toprağı tutarak toprak kaymalarını önler,
  • Doğal yaşama ev sahipliği yapar.

Ancak buna rağmen insanoğlu ormanları, ormanların doğal gelişme hızından daha hızlı bir şekilde tüketmektedir. Araştırmanın liderliğini gerçekleştiren Thomas Crowthe, gerçekleştirmiş oldukları çalışmaların, ormanları korumak için ne kadar çok çaba harcanması gerektiğini ortaya koyduğunu ve bu gidişatı tersine çevirmenin öneminin anlaşılmasına büyük bir katkı sağlayacağına inandığını bildirmiştir.

Bilimin böyle giderse karşı karşıya kalacağımız sorunlarla ilgili öngörüleri iç karartıcı olsa da insanoğlu, hayatta kalma mücadelesini her daim bilinci sayesinde kazandı. O halde yine aynı başarıyı göstereceğini umabiliriz. Bilimsel tespitler bilincimizi yükseltecek, farkındalığımızı artıracak ve kendi elimizle yıktığımızı yine kendi elimizle onaracağız. Bu yaklaşımın, kulaklara fazla iyimser geldiğini biliyorum. Ancak eğer bu iç sıkıcı konuda ben bu satırları yazıyorsam ve sen sevgili okur, için sıkıldığı halde bu yazıyı son satırına kadar okuyorsan umutlu olmak için yeterince nedenimiz var demektir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar