Kenya’da üç fil, kaçak avcıların zehirli okları ile vurulur. Avcılardan kaçan filler, doğal yaşam rehabilitasyon kampına sığınarak, iyi insanlardan yardım ister. Bu dramatik olay fillerin, iyi insanlarla kötü insanlar arasındaki ayrımı yapabildiklerini göstermesi bakımından ilginçtir. Ancak daha da ilginci, bu fillerden hiçbirinin daha önce kampa gelmemiş olmasıdır. Fillerin kampın yerini nasıl buldukları ve burada ki insanlara güvenebileceklerini nereden bildikleri araştırıldığında, fillerin bilgilerini birbirlerine aktarabildiği yönünde güçlü kanıtlar bulunmuştur.

 

Afrika filleri kuşatma altında!

Kaçak avcılar, her geçen gün artan bir hızla öldürmeye devam ediyor. Doğal üreme yetenekleri ile nesillerini devam ettirebilmeleri mümkün gözükmüyor. Eğer katliam bu şekilde devam edecek olursa, yirmi-otuz yıl gibi bir sürede Afrika Fili tamamen yok olacak.

Neyse ki kaçak avcılar yanı sıra, Afrika Fillerini korumaya çalışan iyi insanlar da var. Kenya’da yaşanan ilginç olay, “Filler asla unutmaz!” mitine yenisini ekleyebilir.

İlginç olay nasıl gerçekleşti?

Kenya’nın Tsvo bölgesinde, kaçak avcılar, 3 fili, zehirli oklarla vururlar. Filler sadece kaçak avcılardan kaçmakla kalmayıp, yaralarını tedavi edebilecek, ülkedeki nadir güvenli bölgelerinden biri olan, The David Sheldrick Wildlife Trust’s (DSWT) Ithumba Reintegration Center‘a giderek, iyi insanlardan yardım isterler.

Yaralı filler, Ithumba’ya gelmekle, doğru olanı yapmışlardı. Merkeze vardıklarında, bir veteriner ekibi tarafından karşılandılar. Sakinleştirici bir iğne yapıldıktan sonra, yaraları temizlenen filler, daha sonra antibiyotik ile tedavi edilerek sağlıklarına kavuştular.

Yaralı filler, Ithumba’ya gelmeleri gerektiğini kimden öğrendiler?

Bu fillerden hiçbiri daha önce bu merkezde yaşamamıştı ancak bu fillerden biri, merkezde yaşamış bir fili tanıyordu. Bu isimsiz erkek fil, merkezde yetişmiş ve sonradan doğal hayata dönerek, kendi sürülerinin lideri olan iki dişi fil(Mulika ve Yatta) ile çiftleşmişti. Çiftleşmeden doğan iki yavruya, DSWT personeli Mwende ve Yetu isimlerini vermişti. Yaralı üç filden biri olan isimsiz erkek fil, Mwende‘nin ve Yetu‘nun babasıydı ve muhtemelen yavruların annelerinden biri (veya her ikisi de) erkek arkadaşlarına merkez hakkında bildiklerini aktarmıştı.

Mulika ve Yatta, Ithumba hakkındaki bilgilerini çiftleştikleri erkek fille paylaşmış olduklarını düşünmek, kulağa pek mümkün gibi gelmiyor olsa da, DSWT tarafından yapılan yazılı açıklamada, bu iddia ediliyor. Çünkü kuzeyden kampa gelen yaralı boğalar sürekli olarak tedavi edilip, doğaya geri bırakılıyormuş. Mulika ve Yatta kampta geçirdikleri sürede buna şahit olmuşlar. DSWT yetkilileri, yavruların babasının da, yaralı bir halde kampa ulaşmayı başardığı takdirde, tıpkı boğalar gibi tedavi edileceğini bildiklerine emin oldukları bildirilmiştir.

Bilindiği gibi filler, zeki ve sosyal hayvanlardır, aile ve arkadaşları ile bu önemli bilgiyi paylaşmış olmaları da mantıksız değildir. 2015 yılında yayınlanan bir çalışma fillerin asla unutmayacağı klişesini doğrulayan sonuçlar vermiştir. Gerçekten mükemmel bir hafızaları olan filler, 50 km mesafeden, su kaynağına gidilecek en kestirme yolu hatırlayabiliyorlar. Bu yüzden Mulika veya Yatta Ithumba’daki iyi insanlardan erkek arkadaşlarına söz ettilerse, isimsiz erkek fil acil durumlar için bu lokasyonu belleğinde tutmuş olabilir.

Afrika Fili, neslinin tükenme tehlikesini bu yeteneği sayesinde bertaraf edebilir mi?

Kaçak avcıların cesaretini kıracak olan, bu üç filin hayatta kalma hikayesi, fillerin genetik miraslarını ve ekolojik değerlerini korumalarına yetecek mi bilmiyoruz ama en azından bazı insanların, onların tarafında olduğunu bildikleri ve bunu kültürel hafızalarına aldıklarını söyleyebiliriz.

Mwende ve Yetu’nun babası, arkadaşlarıyla birlikte, bölgede kalmışlar ve yaraları tamamen iyileşene kadar, tedavilerine devam edilmiştir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar