İnsanoğlu hatırlanması güç zamanlardan bu yana başının üzerindeki ışıldayan yıldızlar örtüsünü ilginç buluyor ve onu anlamak için gözlem yapıyor. Konu ile ilgili bilgiler, gelişmiş cihazların da yardımıyla hızla artarken eğitim almamış olmasına rağmen pek çok insan uzayı, evreni ve içindeki karmaşayı anlamak istiyor. Konuya merak duymaya başlayanların ilk yaptıkları şey gökyüzüne bakıp parlak yıldızlardan oluşan takım yıldızlarını bulmaktır. İlk öğrenilen takım yıldızı ise Orion olur. Bu, onun görülmesi kolay bir düzene sahip olması yanında gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biri olan Rigel isimli yıldızı içermesi sayesinde olur.

Rigel Nedir?

Rigel, bir mavi dev yıldızdır. Gökyüzünün en parlak yedinci yıldızı olarak kabul edilir. Rigel’in parlaklığında değişmeler olduğundan her zaman değilse bile çoğunlukla Orion (Avcı) takımyıldızının en parlak yıldızıdır. Arapçadan gelen (رجل) isimin dilimizdeki anlamı “ayak”tır. Gök bilim kaynaklarında ise “Beta Orionis” adı ile anılır.

Ülkemizde özellikle kış aylarında rahatlıkla görülebilen bu takım yıldızının parlak üyesi Rigel, çok yakınmış gibi görünmesine karşın gezegenimizden 860 ışık/yılı uzaklıktadır. Rigel’in en ilginç özelliklerinden bir diğeri çoklu yıldız sistemini oluşturan diğer yıldızlarda gizlidir: Rigel A, Rigel B ve Rigel C -üçlü bir yıldız sistemidir.

Güneş’ten çok daha parlak olan Rigel’in bu özelliğini bazı değişkenlikler ve belirsizlikler nedeni ile rakamsal olarak ifade etmek çok kolay değildir. Ancak kabaca Rigel’in Güneş’ten en az 60 bin en fazla 350 bin kat daha parlak olduğu söylenebilir.

Neden Bu Kadar Parlak?

Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi Rigel, gezegenimize en iyi tahmin ile 860 ışık/yılı uzaklıktadır. Bu tür “astronomik” mesafeleri kavramak zor olabilir ancak perspektifi ortaya koymaya yardımcı olmak için, bize en yakın olan yıldızın yani Güneş’in gezegenimize ışık hızı cinsinden uzaklığının sadece 8 dakika 20 saniye olduğunu hatırlatmak yeterli olacaktır. Başka bir deyişle gündüz gökyüzünde gördüğümüz Güneş’in ışığı bize 8 dakika gibi bir sürede ulaşırken gece gökyüzünde gördüğümüz Rigel’in ışığı, 8 asır sürmüş bir yolculuktan çıkmıştır.

Rigel’in gezegenimize bu kadar uzak olup yine de Güneş’ten 350 bin kat daha parlak olabilmesi mavi devin kapasitesi hakkında bir fikir vermiş olabilir. Rakamsal olarak kıyaslayacak olursak ömrünün sağlıklı günlerini yaşamakta olan Rigel, Güneş’ten 74 kat daha geniştir ve yüzey sıcaklığı Güneş’in yüzey sıcaklığının yaklaşık iki katı kadardır. Yaydıkları enerji miktarı konusundaki kıyaslama ise her şeyi çok daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Rigel, Güneş’ten yaklaşık 120 bin kat fazla enerji yaymaktadır. Çoğu dev yıldız gibi Rigel de çok büyük miktarda enerji ürettiği için dış kabuğunda şişme meydana gelmekte bu da çekirdeğinde üretilen enerji miktarının değişmesine yol açmaktadır.

Rigel’in parlaklığını farklı bir yıldız sınıfında yer alması ve yaşamının farklı bir döngüsünde olması da etkilemektedir. Devasa boyutu nedeni ile büyük miktarda enerji harcamış olmasına rağmen Rigel aslında sadece 10 milyon yaşındadır. Yani Güneş’le kıyaslandığında bir bebek sayılabilir. (Güneş’in 4,5 milyar yaşında olduğu tahmin edilmektedir.) Hidrojen çekirdeğini tüketmekte olan Rigel, bundan sonra helyum, oksijen ve silisyum yakmaya başlayacak ve tıpkı diğer büyük yıldızlar gibi süpernovaya doğru ilerleyecektir. Uzmanlar dev yıldızın süpernovayla batması sonucunda gökyüzünde ikinci bir ay gibi görüneceğine inanıyorlar.

Bir yıldız Rigel kadar büyük olduğunda enerjisini hızla tüketir. Yani tıpkı hızlı yaşayan ve bu yüzen yaşama erken veda eden insanlar gibi kısa ömürlü olurlar. Böylesine devasa bir enerjiye ve boyuta sahip olan Rigel’in gökyüzünde pırıltısı ile diğerlerinden farkını belli etmesi şaşırtıcı değildir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar