Tarih, büyük komutanların önderliğinde kurulan efsanevi imparatorluklar ve kahramanlık öyküleri ile doludur. Vikingler, Moğollar, Romalılar, Samuraylar gibi muhteşem savaşçılar yetiştirmiş pek çok kültür arasında en büyük ve en ünlü savaşçıları yetiştirenler, Spartalılardır. Bu makale, Spartalıların bunu nasıl başardığını merak edenler için kaleme alınmıştır.

Savaş Makinesi

Sparta kültüründe, güçsüzlük hoş görülmezdi. Hatta öylesine hoş görülmezdi ki bir erkek çocuğunun yaşama hakkına sahip olabilmesi için Sparta ordusunda savaşacak kadar güçlü olması gerekirdi. 7 yaşına gelen her erkek çocuk, Agoge adı verilen askeri eğitime başlar; 20 yıl boyunca savaş tarihi, taktikleri, stratejileri ile ilgili konularda eğitim alırdı.

Bu ilginç toplumsal yapıda, bir erkeğin saygı duyulan bir vatandaş olabilmesinin tek yolu, iyi bir savaşçı olmaktı. Savaşçılar dışında iki toplumsal sınıf daha vardı: Bunlardan biri fethedilen bölgelerde yaşayan, çoğunlukla zanaatkar ve tüccarlardan oluşan sosyal sınıftır. Perioeci adı verilen bu sınıf, orduya vergi vererek ve asker sağlayarak hizmet etmiştir. Diğer sosyal sınıf ise Helotlar’dır. Tarım ekonomisinin bel kemiğini oluşturan bu sınıfın üyeleri, genellikle savaş esirlerinden oluşan kölelerdir. Nüfusun büyük çoğunluğu Helotlar’dan oluşur.

Sparta ordusunda görev yapan askerler, 30 yaşına kadar Sparta vatandaşı sayılmazdı, toprak sahibi olmalarına ve ticaret yapmalarına izin verilmezdi. Her türlü dikkat dağıtıcı unsurun bertaraf edildiği bu anlayış, verilen disiplinli ve sert eğitimler ile birleşince, 300 Spartalı filminde gördüğümüz gibi olağanüstü yetenekli, kaslı savaşçılar ortaya çıkmıştır.

Özetle; Sparta kültüründeki her şey, askeri güce hizmet etmek ve onun gücüne güç katmak için var olmuştur. Fakat bu Spartalıların olağanüstü başarılı savaş tarihinin tek nedeni değildir.

Sparta Ordusunun Gücü

Sparta ordusunun gücünün temelinde çok iyi yetişmiş, çok disiplinli bir grup olmanın yanı sıra başka önemli özellikler de vardır. Bunun başında savaşçıların bireyselliklerinden tamamen sıyrılmaları yatar. Askerler savaş meydanında, falanks formu adı verilen birbirine çok sıkı bir şekilde bağlı ve dört bir yanı geniş kalkanlarla kaplanmış, dikdörtgen bir düzende hareket ederlerdi.

Falanks birlikleri, birbirine sıkı sıkıya kenetlenmiş, kalkanlı ve mızraklı savaşçılardan oluşurdu. Eğer falanks birliğinde bir savaşçı düşecek olursa yerine arka sıradaki bir savaşçı geçerdi.

Aslında bu savaş stratejisi, Antik Yunan’da sadece Spartalıların kullandığı bir taktik değildir. Ancak Spartalıların falanks birlikleri inanılmaz derece güçlüdür. Luktra savaşı hariç, bu birliklerin bozulduğu görülmemiştir. 3 bin ila 5 bin elit savaşçıdan oluşan Sparta ordusundaki askerler, birlikte çalışma ve savaşma konusunda olağanüstü bir uyuma sahip küçük birimlerden meydana gelirdi.

Bu etkili sistem, birbirine sonuna kadar güvenen birimlerin atakları ile Spartalıların defans konusunda olağanüstü bir güce kavuşmasını sağlamıştır.

Stratejileri büyük bir avantaj yaratmış olmakla birlikte kültürlerinde onur ve asaletin en önemli unsurunun askeri başarı olması, gelmiş geçmiş en büyük savaşçıların yetişmesini sağlamıştır. Spartalılar, gerilla taktiklerini ve zafer getirecek benzer yaklaşımları hoş görmezlerdi. Onlara göre düşmanla yüzleşmenin ve düşmanı yenmenin en doğru yolu, savaş meydanında falanks tekniği ile karşı karşıya gelmekti. Savaşırken ölmek öylesine büyük bir onurdu ki sadece savaşırken ölen erkeklerin mezarının başına mezar taşı konabilirdi. (Not: Bir kadının mezar taşı ile gömülebilmesi için ise doğum yaparken ölmüş olması gerekirdi.)

Savaş ekipmanı

Spartalılar savaş silahları ve ekipmanları konusunda sürekli bir gelişim göstermiş, bu konuya çok önem vermişlerdir. Hatta Spartalı askerler (hoplit) kullandıkları kalkanların adı (hoplon) ile anılmışlardır. Spartalı askerler savaş meydanına, göğüslerini koruyan bronz kalkan (hoplon), yanakları da koruyan miğfer ve bacaklarını koruyan zırhla giderlerdi.

Spartalılar silah olarak, bir ucu sivri diğer ucunda başak formu olan doru adı verilen mızraklar kullanırlardı. Bunun yanı sıra her asker, xiphos adı verilen ucu hafif kavisli bir kısa kılıç taşırdı. Spartlıların kullandığı xiphos diğer Yunan şehir devletlerinde kullanılanlardan yaklaşık %25 daha kısadır. Bu sayede falanks formundaki çatışmalar ve yakın dövüşlerde esneklik gibi önemli bir avantaj elde edilmiştir.

Bazı Spartalı savaşçılar ise kopis adı verilen başka bir tür kısa kılıç ve düşmanın zırhını delmek için cirit kullanırlardı.

Liderlik, Sadakat ve Miras

Şiddet ve güç Sparta kültürünün en önemli unsurları olsa da tarihlerinde darbe ve ayaklanmalar şaşırtıcı derecede az görülmüştür. Muhtemelen bunun altında da kültürün felsefesi yatmaktadır.

Bireysel başarıların takdir edilmediği, bağlılık, sadakat ve uyumun onur sayıldığı bu kültür hem kendi felsefesiyle hem de Yunan şehir devletlerinin Pers egemenliğine girmekten koruyarak, batı toplumunun doğmasında kritik öneme sahip olan Yunan felsefesinin yaşamasını sağlayarak, tarihe benzersiz bir imza atmıştır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar