İngiltere’nin güney batısında yer alan Somerset Wells’de, büyüleyici, tarihi bir cadde bulunuyor. Vicars’ Close adlı bu caddenin, Avrupa’daki en iyi korunmuş tarihi yerleşim alanı olduğu iddia ediliyor.

Vicars’ Close, 14. yüzyılın ortalarında, Piskopos Ralph of Shrewsbury için inşa edilmiş, kuzey ucunda bir şapel ve kütüphane, güney ucunda kemerli bir kapının üzerinde yer alan büyük kabul salonu bulunuyor. Şu anda 27 konuttan (başlangıçta 44) oluşan 1. sınıf binalar, yüzyıllardır caddenin iki yanında uzanmaktadır. Caddenin güney ucunda yer alan Zincir Kapısı bir geçitle katedrale bağlanmaktadır.

Vicars’ Close yüzyıllardır mimarisiyle, müziğiyle ve tarihiyle, İngiltere’nin büyüleyici manzaralarına ev sahipliği yapmaktadır.

140 metre uzunluğundaki cadde, kaldırım taşları ile döşenmiştir. Caddenin genişliği 3 metre olup, katedralin daha uzaktan görünebilmesi için, konik biçimindedir. Her ne kadar bilim insanları için değil, şarkıcılar için yapılmış olsa da konutlar üniversite mimarisinin erken örnekleri arasında sayılır.  Bugün Oxford’da da olduğu gibi sık rastlanan, dikdörtgen avlu binalarla çevrilmiştir. (Ülkemizde buna örnek, Selimiye Kışlası verilebilir. 1938 yılında yıkılan ve günümüzde yeniden inşası gündemde olan Taksim Topçu Kışlası da aynı mimari yapıya örnektir.)

Şuan görevli olan Psikopos, sarayın bu bölümünde yaşamaktadır.

Sarayın arka bahçesi

 

Wells, hem coğrafi boyutu, hem de nüfusu açısından İngiltere’nin en küçük ikinci şehridir. Orta Çağ’da şehir olmak demek birçok avantajlar, imtiyazlar ve muafiyetler elde etmek anlamına gelirdi.  İngiltere’deki “şehir” unvanı, kentsel alanın boyutuna bağlı olarak değil, kralların ve daha sonra parlamentonun kararı ile belirlenmektedir.  Wells, 1205’te bir şehir ilan edilmiştir. Su bakımından zengin bir bölge olması nedeni ile ilk yerleşimin çok daha erken bir dönemde gerçekleşmiş olduğu düşünülmektedir.

Temel geçim kaynağı turizm olan Wells’e gelenler, sadece zamanın durduğu cadde Vicars ‘Close’u değil, güzel katedrali ile Psikopos’un Sarayını da görebilirler. Sarayın büyük bölümü 1230’da tamamlanmıştır, fakat daha sonra ilaveler yapılmıştır. Hatta 1300’lü yılların ortalarında, zamanın piskoposu, vatandaşların vergilerin yükselmesine gösterecekleri tepkiden korkarak, kendisini korumak için, duvar ve hendek ile sarayını çevreletmiştir. Şimdi, saray, bir duvar, hendekte yüzen kuğular ordusu tarafından korunuyor.

Sarayın topraklarını koruyan duvarın içten görüntüsü.

Sarayı koruyan hendek

Ağlayan söğüt ağaçları tarafından kuşatılan bir köprüden geçerek, dış bahçeye çıkılıyor.

Âdem ve Havva tasviri modern heykel

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar