Filmlerde, ağır şekilde yaralanmış arkadaşını, uyanık tutmaya çalışan kahramanın dramına sıklıkla şahit oluruz. Yürek burkan bu sahneler, aklımıza öylesine kazınmıştır ki benzer bir durumla karşılaşsak belki de ilk yardım eğitimlerinde öğrendiklerimizi unutur, bütün dikkatimizi yaralının bilincinin açık kalmasına odaklarız. Peki bu doğru mu?

Bilincin açık kalması gerektiği doğru mu?

Ciddi bir şekilde yaralanmış olan kişinin uyumasının tehlikeli sonuçları olacağı düşüncesinin tıbbi bir dayanağı yoktur. Duygusal tansiyonun yükseltilmesi amacı ile popüler kültür ürünlerinde sıklıkla kullanılmış olan bu tema, yanlış bir bilgi olarak kolektif bilincimize yerleşmiştir.

Bilincin açık kalmasının bir faydası var mı?

Öncelikle yaralanmalar birbirinden çok farklı şekillerde gerçekleşir. Çoğunlukla bilinç kaybı yaralının inisiyatifinde değildir. Örneğin yaralı bir insan, çok fazla kan kaybettiği için bilincini kaybediyorsa yanındaki arkadaşının ağlayarak “Lütfen, benimle kal!” diye yalvarmasının hiçbir faydası olamaz. Üstelik yaralının uyanık kalmasının da herhangi bir faydası yoktur.

Peki bilincin açık olması hiç mi fayda sağlamaz?

  • İç rahatlığı sağlar.

Garip gelecek ama yaralının uyanık kalmasının öncelikli ve en önemli faydası iç rahatlığı sağlamasıdır. Yaralının bilinci açıksa ve sizinle konuşmaya devam ediyorsa yaşadığına %100 emin olabilirsiniz.

  • İlk yardım desteğini kolaylaştırır.

Tıbbi bilgiden yoksun bir insan, bir yaralıya yardım ederken yaralının bilinci açıksa yaralının nefes yolunun açık olduğunu ve hayati organlarının çalıştığını kolaylıkla anlayabilir.

Bunun yanı sıra bilinci açık bir yaralı tıbbi personele nasıl yaralandığını, ne hissettiğini vb. önemli bilgiler verebilir. Bu bilgiler, özellikle iç organların yaralanmasında çok önemlidir.

Bilinci kapalı bir yaralıyı tedavi eden doktorun yaralının hava yolunun açık olduğundan sürekli olarak emin olması önemlidir. Eğer hastanın bilinci açıksa doktorun hava yoluna dikkat etmesi gerekmez, böylece doktor yaralanmaya odaklanabilir.

Özellikle kafa yaralanmalarında yaralıların bilişsel yeteneklerinde bozulma ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda, yaralının yanındaki kişiler, zihinsel işlevlerdeki değişiklikleri izlemek için temel sorular sorabilir. Örneğin, “Adınız ne?”, “Bugün hangi gün?” vb. Bu sorulara alınan yanıtlar yaralının durumunun anlaşılmasına katkı sağlar.

  • Vücut ısısının korunması

Yaralı düşük sıcaklıklardaki bir yerde mahsur kalırsa, uyanık kalmak yaşam ve ölüm arasındaki fark olabilir. Çünkü uyanık kalmak, mağdurun vücut ısısını korumasına katkı sağlar. Bilinci kapalı bir kazazede bunu yapamaz, bu yüzden hayatta kalma şansı azalır.

Kaynaklar:

  • Mayo Clinic
  • Harvard University
  • Pennsylvania State University
  • The University Of Utah

Benzer Kanıtlar