Terim, Yunanca “düşman” ve “rakip” anlamına gelen antagonistēs kelimesinden türetilmiştir. Edebiyatta hikâyenin kahramanına karşı olan bir karakter ya da bir grup karaktere antagonist denir. Bazen protagonist’in yani kahramanın mücadele etmesi gereken karşı güç, hükumet gibi bir kurum da olabilir. Türk filmlerinde, esas kıza âşık olan ve esas oğlanla esas kızın kavuşmasını engellemeye çalışan erkek oyuncu, en klişe antagonist örneklerinden biridir.

Kavramın Anahtar Ögeleri

  • Edebiyatta antagonist, genellikle hikâyenin ana karakterine karşı çıkan bir karakter ya da karakterlerdir.
  • Antagonist, insan olmak zorunda değildir. Çeşitli güçler, organizasyonlar ve hatta yaratıklar da antagonist olabilir.
  • Antagonist, sıklıkla kahramanın özelliklerini ortaya çıkarmak için onunla kıyas edilen bir örnek olarak görev yapar.
  • Bütün antagonistler kötü değildir.
  • Hikayedeki çatışmanın temel kaynağı ve nedeni antagonisttir.

Antagonist Hikayeye Ne Katar?

Hikayelerin okunma motivasyonunu sağlayan temel öge; çatışma ve iyi bir amaç uğruna verilen mücadeledir. Çünkü insanoğlunda iyileri sevme ve kötülerden nefret etme gibi doğal bir eğilim vardır. İşte yazar, bu temel eğilimi kahraman ve anti-kahraman ilişkisi üzerine inşa ederek hikâyeyi ilginç kılar.

Antagonistlerin Derinleşmesi

“İyi adam”, düşmanıyla girdiği mücadelede zor durumlara düşer, ölümlerden döner ve sonunda zafer elde eder böylece okuyucu da zafere ortak olmuş duygusuyla tatmin olur ya da çok iyi bildiğiniz gibi bunun tam tersi olur. Ancak zamanla bu formül yani antagonist ve protagonist’in çatışması, aşırı derece tahmin edilebilir olduğundan, yazarlar farklı çatışma türleri ve farklı tür antagonistler yaratma işine girmişlerdir.

Bu arayışın en iyi örneklerinden biri “Breaking Bad” adlı efsane dizide karşımıza çıkar:

Hikâye, sıradan bir lise öğretmeni olan Walter White’ın, akciğer kanseri olduğunu ve kısa bir süre sonra öleceğini öğrenmesi ile başlar. Ailesinin finansal durumu oldukça kötüdür ve üstelik özel tıbbi bakıma ihtiyaç duyan bir oğlu vardır. White, yaşamının son dönemini, ölümünden sonra ailesinin daha rahat bir yaşam sürmesini sağlamak için uyuşturucu üreterek geçirmeye karar verir. Başlangıçta izleyici, Walter’ın kederine ortak olur ve onun son dileğini yerine getirebilmesini diler. Ancak Walter uyuşturucu işine girip, para ve güç kazandıkça tehlikeli bir karaktere dönüşür. O artık antagonistlee mücadele eden bir kahraman değil, antagonisti kucaklayan bir karakterdir. Walter öyle bir kahraman haline gelir ki izleyiciye aynı anda hem çok çekici hem de çok itici gelmeye başlar.

Walter’in eşi Skyler, kocasının gizli hayatını öğrendiğinde, kocasının güvenliğinden duyduğu endişeyi dile getirdiği efsane bir sahne vardır: Bu sahnede Walter, eşinin endişelerine şöyle cevap verir: “Tehlikede değilim Skyler, tehlikenin kendisiyim!”.

Dizinin finalinde Walter, eylemlerinin esas nedeninin ailesinin refahı olmadığını itiraf eder. Hatta “ailesinin refahını sağlama arzusunun sadece bir mazeret olduğunu açık açık söyler. Kendim için yaptım der, gerçekten iyi olduğum bir şeyi yapmak için, bunu yapmayı sevdiğim için yaptım!

Uzmanı olmadığım bir konuda naçizane bir yorum yapacağım: Dizide, protagonist ve antagonist çatışması kahramanın dışında değil içindedir. İzleyiciye çatışma “iç bakış perspektifi” (yani insanın kendini, kendi gözleriyle görmesi gibi) ile sunulur. Protagonist ve antagonist sınırları önce belirsizleşir ardından başlangıçta protagonist olan taraf antagonist, antagonist olan ise protagoniste dönüşür. Bence diziyi efsane haline getiren ve diziyi yıllardır en iyi diziler listesinin ilk satırına yerleştiren de protagonistle antagonistin bu olağanüstü dansıdır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar