Bu iki ulus, tıpkı Japonlar ve Çinliler gibi sıklıkla birbirine karıştırılıyor. İran’a ve Arap ülkelerine komşu ülkemizde bile bu ayrım her zaman net olarak yapılamıyor. Örneğin bölgeden gelen bütün turistlere “Arap turist” deniliyor. Fakat bu iki ulus, birbirinden pek çok farklı özellik taşımaktadır. Bu makalede İranlılar ve Araplar arasındaki temel farklılıklar özetlenmiştir.

Araplar

“Arap” terimi, aslında Güneydoğu Asya’da farklı etnik kökenlere sahip insanlar için kullanılan bir şemsiye kavramdır. 1945 yılında kurulan Arap Birliği’ne üye 22 ülke vardır. Fakat bu ülkelerde kendini Arap olarak görmeyen pek çok insan yaşamaktadır. Örneğin Kürtler. Yani bugün Arap dediğimiz herkes etnik köken olarak Arap değildir. Günümüzde Arapça konuşan ve Arap kültürünün diğer özelliklerini benimsemiş olan insanların hepsine topluca Arap denilmektedir. Dünyanın en büyük ve en çeşitli etnik gruplarından biri olarak kabul edilen Araplar, yaşadıkları ülkeye, kullandıkları dile, bağlı oldukları dine ve mezhebe göre tanımlanırlar.

İranlılar

İranlı teriminin tarihi kökeni Perslere dayanır. Persler, Basra Körfezinin kuzeyinde yaşamıştır. Ancak bütün İranlılar, Pers (Fars) kökenli değildir. Bazı bilim insanları İranlıları tıpkı Araplar gibi panetnik bir grup olarak tanımlamaktadır. İran’da Azeriler, Kürtler, Farsiler, Beluçlar başta olmak üzere pek çok etnik grup yaşamaktadır.

Araplar ve İranlılar arasındaki farklar

  • Araplar Arapça, İranlılar ise Yunanca ve Latince ile akraba bir Hint-Avrupa dili olan Farsça konuşur. (Dil aileleri ile daha detaylı bilgi almak isterseniz burayı tıklayın.)

Bugün Dünya’da 120 milyon insan Farsça konuşmaktadır. Bunların yarısı İran’da yaşar. Farsça, İran yanı sıra Afganistan’da, Özbekistan’da ve Tacikistan’da konuşulmaktadır. Buna karşın Arapça, Aramice gibi eski Sami dillerinden etkilenmiş ve kökeni MÖ 2. yüzyıla dayanan bir dildir. Kur’an-ı Kerim, klasik Arapça yazılmıştır. Günümüzde konuşulan modern Arapça, 22 ülkede ve 200 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

İki kültürün birbirine yakın olması nedeni ile Arapça ve Farsça birbirinden etkilenmiştir. Hatta alfabeleri birbirine çok benzer. İran’ın, 642 yılında Müslümanlar (Emeviler) tarafından feth edilmesinden sonra İran’da kullanılan alfabeler (Antik İran çivi yazsısı, Pehlevi Alfabesi, Aram dili alfabesi, Avesta) yerine Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Hatta aynı durum bizim için de geçerlidir, Türkler de yüzyıllar boyunca Türkçeyi Arap alfabesi ile okuyup yazmıştır.

  • Farklı takvimler kullanırlar.

Araplar, Hicri takvimi kullanır. Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göçü ile başlayan Hicri Takvime göre bugünün tarihi, 10 Safer 1440’tır. İranlılar ise İslamiyet öncesi çağlarda kullandıkları takvimlerini kullanmaya devam etmektedirler.

Arap dünyasında yeni yıl kutlaması yapılmaz. İranlılar ise eski dinleri Zerdüştlük geleneğinden gelen ve Nevruz adını verdikleri yeni yılı kutlarlar.

  • İslam dininin farklı mezheplerini benimsemişlerdir.

İranlıların çoğu Şii, Arapların çoğu ise Sunni’dir. Şiiler, İslam Dünyasının yaklaşık %10’u oluştan küçük bir azınlıktır. Bugün Şiiler; İran, Pakistan, Hindistan ve Irak’ta yaşamaktadır. 

  • İklim

Araplar daha çok çöl sakinleridir. Arap ülkelerinin çoğu çöl ülkesidir. Oysa İran’da hem çöl hem de yeşil alanlar vardır.

  • Etnik köken

Günümüzde Araplar soyağacı olarak; ataları Arap Yarımadası’nda ve Suriye Çölü’nde yaşamış kabilelerin esas sakinleri olarak kabul edilirler. Araplar Yahudiler gibi semitik (Samilere ait) kökenden gelirler, İranlılar ise Orta Asya kökenlidirler.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar