“Bu yalnız geçirdiğiniz son sevgililer günü olacak!” diyerek kullanıcılarını vaat bombardımanına tutan arkadaşlık uygulamaları, gerçekten aradığımızı bulmamıza yardımcı olur mu?

İnternet’in yaygınlaşması ile popüler olan arkadaşlık sitelerinin yerini, mobil cihazlardan erişim sağlanan uygulamalar aldı. Dünyada ve ülkemizde onlarca arkadaşlık uygulaması aktif olarak kullanılıyor.

Cihazların her daim elimizin altında olması da kullanım süresi ve kullanıcı sayısının her geçen gün artmasını sağlıyor, pazar giderek büyüyor. Yapılan araştırmalar, arkadaşlık servisleri ile ilgili algının giderek daha pozitif olduğunu ortaya koyuyor.

Acaba bu servisler aradığımızı bulmamızda bize ne kadar yardımcı oluyor?

Beklentimizin aksine, arkadaşlık uygulamaları doğru yönlendirmelerle aradığımız ilişkiyi bulmamızı sağlamıyor. Çünkü servisin gelirinin artması için, kullanıcıların sayısının ve serviste geçirdikleri sürenin artması gerekmektedir. Yani servisler, aradığımızı bulmamızı değil, arayışımızın yoğunlaşarak devam etmesini isterler.

Bu servislerden birine girdiyseniz çok iyi bilirsiniz ki, arkadaşlık servislerde zaman algısı şaşırtıcı derece hızlıdır.  Aradığınız tek gecelik bir ilişki de olsa, ömür boyu sürecek bir beraberlik de kullanacağınız teknoloji tek bir hedef için dizayn edilmiştir. O hedef, bizim yeniden ve daha uzun süre servisi kullanmamızı sağlamaktır.

Arkadaşlık servislerini geliştiren tasarımcılar, insanları yakalayan özellikleri bulma konusunda her geçen gün daha yetenekli hale geliyorlar. Bunu da uygulamanın kullanımını kolaylaştırarak (kaydırma özelliği gibi) ve uygulamanın itici gücü olan beklenti duygusunu yükselterek yapıyorlar. Beklenti duygusunu yükseltmek için, küçük uyarılar, kısa mesajlar, (doğru zaman ve yerde) hatırlatmalar, karşı taraf ile ilgili küçük sinyaller kullanıyorlar.

Tekrar tekrar kaydırma isteği uyandıran itici güç, o kadar başarılı ki Tinder’ın Ceo’su Sean Rad’ın bildirdiğine göre, sadece Tinder’da aylık 750 milyon kaydırma yapılıyor.

Bu itici gücün altında evrimsel olarak geliştirdiğimiz, motivasyon mekanizması yatıyor. Bu mekanizmanın başrol oyuncusu dopamindir. Dopamin bir nörotransmitterdir. (Nörotransmitter, iki sinir hücresi arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal molekül). Dopamin tarafından uyarılan ön beynimizde, sinirsel faaliyetler artar. Bu sayede, hedefimize kontsantre oluruz, kendimizi canlı ve iyi hissederiz.  Dopamine sıklıkla (haz arayışına sebep olan davranışlara yolma açması nedeniyle) beynin ödül kimyasalı da denir. Dopamin seviyesinin, belirsiz zamanlarda küçük ödüllerin söz konusu olduğu durumlarda, 2-3 kat arttığı bilinmektedir. Tıpkı kumar makineleri gibi, arkadaşlık uygulamaları da belirsiz zamanlarda küçük ödüller* sunarak, beynimizdeki ödül kimyasalının miktarını ve üretilme sıklığını arttırırlar. İşte bu nedenle uygulamanın ekranına kilitlenir ya da uygulama kapalıyken aldığımız bir hatırlatma mesajı ile kendimizi yeniden uygulama ekranına bakarken buluruz.

*Arkadaşlık servislerinin küçük ve beklenmedik ödülleri, karşı taraftan aniden gelen bir sinyal, yakınlarda bir adayın olduğunu bildiren hatırlatma vb.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar