Şehirler arası bir yolculuk sırasında Ay’ın ufukta devasa bir boyutta olduğunu görüp, Dünya’ya yakından bakmak istiyormuş gibi yaklaşmakta olduğu hissine kapıldınız mı? Peki hiç kumsalda yaşam kaynağımız olan yıldızın yalazları, dalgaların üzerinde dans ederken güneşin batışını izlediniz mi?

Bu anlardan birinde halüsinasyon gördüğünüzü sandıysanız endişelenmeyin, bu durumu yaşayan tek kişi değilsiniz.

En büyük sihirbazlık numarası

Milyonlarca yıldır insanoğlu Güneş’e ve Ay’a bakarak, bu göksel objelerin gökyüzünde kafalarının üzerindeyken daha küçük görünmelerine karşın ufka yaklaştıkça adeta şişerek devasa bir boyuta ulaşmasının nedenini merak etti.

Antik Yunan filozofu Aristoteles bu tuhaf fenomen ile ilgili geliştirdiği açıklamada, büyümenin Dünya’nın atmosferinden kaynaklandığı tezini öne sürmüştür. Ancak büyük filozof, doğa olaylarını açıklamak konusunda çok büyük başarılar elde etmiş olmasına rağmen bu tezinde yanılmıştır.

Ay’ın ve Güneş’in mucizevi gibi görünen büyümesi ve küçülmesi aslında optik bir illüzyon olan Ponzo İllüzyonundan başka bir şey değildir. Aşağıdaki resme baktığımızda yukarıdaki çubukların, alttaki çubuklardan daha büyük olarak algılarız. Ancak aslında iki çubuğun uzunluğu eşittir. İllüzyona yol açan tren raylarının daralmasıdır.

Algı Yanılmaları

Ufukta gördüğümüz şeyleri kafamızın üzerinde gördüklerimize oranla daha büyük algılarız. Çünkü uzaklık algımızın en fazla olduğu mesafe ufuk çizgisidir. (Başka bir deyişle görebildiğimiz en uzak yer ufuktur.) Bu bilgi kuşkusuz genellikle doğrudur ancak söz konusu olan başımızın üzerindeki gökyüzü olduğunda, durum değişir. Çünkü aslıda Ay (tabi Güneş de) ufuktayken de başımızın üzerindeyken de hemen hemen aynı mesafededir. (Yaklaşık 400.000 km)

Eğer gökyüzünün basık bir kaseden çok tam bir yarı küre olduğunu düşünürsek Ay’ın ya da Güneş’in başımızın üzerindeyken bize olan mesafesi ile ufukta olduğundaki mesafesinin değişmeyeceği biliriz. Ancak maalesef ki beynimiz ufkun mesafesinin daha uzak olarak algılar. Bu yüzden aynı ebattaki obje tarafımızca tepemizdeyken daha küçük, ufka yaklaştıkça daha büyük algılanır.

Uzaklaştıkça nesnelerin daha küçük görüneceklerini biliriz. Bu bilgi, beynimiz tarafından otomatik olarak hesaba dahil edilir ve algımızı etkiler. Yani beynimiz nesnenin boyutunu, mesafeye göre bir hesaplar. İşte bu mesafenin yanlış algılandığı her seferinde böyle bir illüzyon oluşur. Zira hesaplama aslında doğrudur. İllüzyona sebep olan hesaplamanın yapıldığı verinin (mesafe verisi) yanlış olmasıdır.

Aynı şeyi sayısız optik illüzyonda görebiliriz. Yatay düzleme yerleştirilmiş birebiri ile aynı ebattaki objeler, yatay düzlemde yerleştirilme şekline göre değişen ebatlarda algılanırlar.

Ponzo illüzyonuna bir başka örnek de yukarıdaki fotoğraftır. Sağdaki siluet uzakta olduğundan onu diğerlerinden daha büyük olarak algılarız, aslında tüm siluetler birebir aynı boydadır.

İllüzyon giderek derinleşir…

Her ne kadar beynimiz ufku daha uzak algıladığı için Ay’ın boyut algısını tersine çevirip, onun daha büyük olduğunu varsayıyorsa da Ay ufuktayken aslında bize daha uzaktır. Bu nedenle aslında çok küçücük bir fark olsa da Ay ve Güneş ufuktayken, bu göksel objeleri tepemizde olduğundan daha küçük görmemiz gerekirdi.

Biraz daha detay vermek gerekirse; Ay ve Güneş ufuktayken, onlara olan mesafemiz yaklaşık olarak Dünya’nın yarı çapı kadar daha uzaktır (Yukarıdaki şekilde açıkça görüldüğü gibi). Bu nedenle aslında onları ufuk çizgisindeyken daha küçük görmemiz gerekir ancak beynimiz buna izin vermez.

Beyin, Dünya’yı sayısız yollarla gözlemleme, işleme tabi tutma ve analiz etmemize izin veren, inanılmaz derecede gelişmiş bir organ olmasına rağmen, daha iyi olabilmek için geliştirdiği mekanizmalar bu örnekte olduğu gibi bazen küçük tıkanıklıklara ve yanılsamalara yol açabilir. Fakat bu yanılsamalar memnuniyet verici de olabilir. Örneğin, bir akşam vakti, kumsalda, ufka kavuşmak üzere olan ve adeta altın bir portakala benzeyen Güneş’i izlerken; ya da şehirler arası bir gece yolculuğunda, ufka yaklaşmış Ay, devasa boyutu ile size eşlik ediyorsa!

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar