35 yıldan daha uzun bir süre boyunca Çin’de uygulanan tek çocuk politikası, ülkenin nüfus artışını kontrol altına alınmasını sağlamış ancak aynı zamanda yeni demografik krizlere neden olmuştur.

1979 yılında, komünist Çin’in lideri Deng Xiaoping, nüfus artışını geçici olarak sınırlandırmak amacı ile tek çocuk kuralını yürürlüğe koymuştur. Bu kural kabul edildiğinde, Çin’in nüfusu 972 milyon’dur ve 2000 yılına gelindiğinde nüfus artışının sıfırlanacağı umulmuştur. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Nüfus artışının durması için 16 yıl daha uygulanan politika, ancak 2015 yılında sonlandırılabilir.

Kimlere uygulandı?

Halkın %91’ini temsil eden Han kökenli Çinlilere uygulanmış olan tek çocuk politikasından etnik azınlıklar, muaf tutulmuştur. Çin nüfusunun %51’i kentsel bölgelerde ikamet etmektedir ve kentsel bölgelerde politika çok daha sıkı bir şekilde uygulanmıştır. Kırsal bölgelerde ise ilk çocuğu kız olan ailelere, ikinci çocuğu dünyaya getirme hakkı tanınmıştır.

İstisnalar

Bir ailenin iki çocuğa sahip olmasına izin verilen iki durum vardır: Eşlerin her ikisi de tek çocuklu bir aileden geliyorsa veya doğan ilk bebek özürlüyse ya da önemli sağlık sorunu varsa o ailenin ikinci çocuğu dünyaya getirmesine izin verilmiştir. İkinci çocuğa sahip olma izni alan ailelerin ikinci çocuğu dünyaya getirebilmeleri için, ilk çocuğun doğumundan sonra 3-4 yıl beklemeleri gerekmiştir.

Teşvikler ve Yaptırımlar

Politikanın uygulanmasında bazı teşviklere ve yaptırımlara başvurulmuştur. Örneğin, tek çocuklu ailelere daha yüksek ücret ödenmiş, istihdamda öncelik tanınmıştır. Devlet yardımları ve sağlık hizmetlerinden tek çocuklu ailelerin faydalanmasına izin verilirken birden çok çocuk sahibi olan ailelere bunların tam tersi uygulanmış hatta politikaya uymamak işten çıkarma nedeni olmuştur.

Uzun vadeli sonuçlar

2015 yılında politikanın uygulanmasına son verildiğinde, hızlı artış problemi aşılmış ancak yepyeni demografik sorunlar baş göstermiştir. Bunların başında, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak genç nüfusun olmaması gelmektedir. Bir diğer önemli sorun, cinsiyet oranının bozulması olmuştur. Dünya genelinde doğan her 100 kız bebeğe karşılık, 107 erkek bebek dünyaya gelirken Çin’de doğan her 100 kız bebeğe karşılık 119 erkek bebek dünyaya gelmiştir. Halk geleneksel olarak erkek çocuk sahibi olmayı daha değerli bulduğundan kız bebek hamileliklerinin, doğumla sonuçlanma oranı erkek bebek hamileliklerinden düşüktür. Sonuç olarak; erkek nüfusu dengesiz bir şekilde artmıştır. 2016 yılı verilerine göre, ülkedeki erkek nüfusu, kadın nüfusundan 33 milyon fazladır. Hal böyle olunca birçok erkek, eş bulamadığı için evlenememekte ve çocuk sahibi olamamaktadır. Nüfus artış oranının düşme nedenlerinden biri de budur.

Yakın bir gelecekte Çin’in Dünya’nın en kalabalık ülkesi olma unvanı Hindistan’a devretmesi beklenmektedir. 2024 yılında Hindistan ve Çin nüfusunun 1,4 milyara ulaşması beklenmektedir. Ancak daha sonra Çin’in nüfusu sabit kalacak ve Hindistan’ın nüfusu artmaya devam edecektir. Hatta yukarıda sayılan nedenlerle Çin’in nüfusunun 2030’dan sonra azalmaya başlaması beklenmektedir.

Kaynak:

Benzer Kanıtlar