Filmlerden aşina olduğumuz gibi, denizin ortasında hayatta kalmış kazazedeler, eğer bir sal vb. bulmuşlarsa, aşmaları gereken ilk sorun susuzluktur. Susuzluktan kıvranan kahramanlar “asla deniz suyu içmemeleri gerektiği” konusunda birbirlerini uyarırılar. Bir süre sonra, içlerinden biri dayanamaz ve deniz suyunu kana kana içmeye başlar. Önce rahatlamış görünen kahramanın, birazdan öleceğini biliriz. Ancak bu filmlerde deniz suyunun neden öldürücü olduğunun cevabı yoktur, hatta bu soruyu soran kahramana bile pek rastlanmaz.

 

Deniz suyunu içen kahramanın ölmesi bir başka açıdan da akla yatkın gelmez. Gezegenimizin yaklaşık %71’i sudan oluşmuştur ve suyun, %97,3’ü deniz suyudur, tatlı su miktarı ise sadece %2,7. Dünyamızda bu kadar fazla olan bir şeyin, insan için öldürücü olması kafa karıştırıcıdır.

Deniz Suyu Neden Öldürücüdür?

Böbrek, adeta filitre gibi, kandaki zararlı maddeleri süzer ve bunları idrar yolu ile dışarı atılmak üzere mesaneye gönderir. Ancak böbrek en fazla %2 oranında tuzlu idrar üretebilir. Oysa deniz suyu yaklaşık %3 oranında tuzludur. Eğer susuzluğu gidermek için deniz suyu içilirse, vücut bu tuzu atabilmek için, vücutta var olan suyu da kullanacaktır. Hücrelerimizde var olan su, tuzu elimine etmek için hücre dışına çıkar, buna ozmoz(geçişim) süreci denir. Vücut, aşırı miktardaki tuzu gidermek için, daha fazla idrar üretme eğilimi gösterir ancak idrar her zaman deniz suyundan daha az tuzludur. Yani deniz suyu içmek, vücudumuza su vermek yerine, su almış olur. Buna susuzluk paradoksu denir.

Kabaca bir ifade ile, bir litre deniz suyunu atabilmek için, vücuda en az bir buçuk litre tatlı su gereklidir. Başka bir deyişle, içilen her 1 litre deniz suyu, vücudun yarım litre su kaybetmesi anlamına gelir.

Gönüllü Kazazede

1952 yılında Alain Bombard adlı bir doktor, “Gönüllü Kazazede” adını verdiği bir deney yapmıştır. Yanına su ve yiyecek almadan, küçük bir şişme botla 65 gün sürecek yolculuğuna başlamak üzere, Atlantik Okyanusu’na açılır. Amacı, denizin ortasında erzaksız kalan kazazedelerin, yağmurun yağdığı günlerde çok yavaş ve çok az miktarda deniz suyu içerek hayatta kalınabileceğini göstermektir.

 

Her 20 dakikada bir kaşık deniz suyunu ağzınıza alır, ağzınızda bekletip, tükürüğünüzle seyrelterek yavaşça yutulması durumunda, deniz suyunun tuz oranını düşürülebileceğini iddia eder. Destansı yolculuğunu 65 günde ve 30 kg daha hafif tamamlayan Dr. Bombard, “Bombard Story” adlı bir kitap yazar. Hayatta kalmak üzere alışılmadık yöntemleri araştıran bilim insanının, bota gizlice su ve erzak koyduğu ve bu sayede hayatta kaldığı söyleniyor.

 

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar