1900’lerin başında, Almanya’da Akıllı Hans adında bir at, matematik öğretmeni olan sahibi Wilhelm von Osten’le, Almanya’da gittiği her yerde, Alman dilinde hayret verici yeteneğini, daha da ilginci matematik zekasını sergilemektedir.

“Üç kere dört kaçtır?” diye sorulduğunda, Akıllı Hans toynağını 12 defa yere vurur. Yazılı bir mesajla, “Yirmiden on bir çıkarsa kaç kalır?” diye sorulduğunda, bu defa Hans, toynağını tam dokuz defa tıklatır.

1904 yılında durumu incelemek isteyen Alman eğitim kurulu, bir psikoloğun başkanlığında, on üç kişilik bir komisyon kurar. Komisyon dalavereyi açığa çıkarmak üzere kolları sıvar. Ancak hiç bir hile tespit edemez, hatta Hans sahibinin olmadığı ortamda da sorulara büyük oranda doğru cevap vererek, komisyonun güvenini kazanır.

Hans’ın sırrını, 1907 yılında psikolog Oskar Pfungst keşfeder. Hans, muhataplarının yüz ifadelerini ve beden dillerini okuyarak, doğru cevapları buluyordur. Kendisine bir soru sorulduğunda, geçmişteki deneyimlerinden yola çıkarak, insanların onun toynağını belli bir sayıda vurmasını beklediğini öğrenmiştir. Toynağını vururken, dikkatle insanları incelemeye devam eder. Doğru sayıya yaklaştıkça insanlar gerilir, doğru cevabı verdiğindeyse, gerilim zirveye ulaşır. Hans, gerilimin zirve noktasını tespit etmekte ustalaşmıştır. Tıklamaya son verir. Gerilimin yerini hayranlık dolu bakışların, kahkahaların ve alkışların almasını keyifle seyreder. Böylece doğru cevabı verdiğinden emin olur.

Hans’ın bir matematik dehası olmadığı Oskar Pfungst’un çalışmaları ile kanıtlanırken, onun beden dilinden duygu ve niyetleri okuyabilmekte olağanüstü bir yetenek olduğu ortaya çıkmış olur.

Atlar beden dili ile anlaştığı için, Hans bu yeteneğe aslında doğal olarak sahiptir. Onu farklı kılansa, bu yeteneğini, insanların da beden dillerini okumak yönünde geliştirmesidir.

Yuval Noah Harari, son kitabı Homodeus’ta, Akıllı Hans’ın hikayesine yer verdikten, sonra sorar: İnsanın hayvanlar alemine hükmeder konuma gelmesinin esas sebebi nedir?

Kaynaklar:

 

Benzer Kanıtlar