Besin zincirinin tek bir halkasında değişiklik olursa, bölgede yaşayan hayvanların hepsi bundan etkilenir, hayvan türlerinin çeşitliliği ve sayısı değişebilir. Bu değişim, bölgenin florasını etkiler, hatta yeryüzü şekillerini bile değiştirebilir. Yani doğanın en küçük parçası dahi, bütünü değiştirme kudretine haizdir.

Yellow Stone Ulusal Parkı’nda kurtlar, bölgenin coğrafyasını nasıl değiştirdi?

Büyük bir yüz ölçümüne sahip olan park alanında(8.983 km² -İstanbul’un 1,5 katından daha büyük bir alan) geyik nüfusu aşırı derece yükselmişti. Bu da bitki örtüsünün çoraklaşmasına neden olmuştu. (Aşırı otlanmanın  kaçınılmaz sonucu)

70 yıl aradan sonra 1995 yılında,  bölgeye az sayıda kurt salındı. Kurtların bölgeye gelmesi ile geyik nüfusu biraz azaldı. Ancak esas değişiklik, geyiklerin davranışlarının değişmesi ile oldu. Geyikler, yeni ve amansız avcıdan korunmak için, daha savunmasız olacakları vadi ve boğazlardan uzak durmaya başladılar. Geyiklerin uzak durduğu bölgelerdeki bitki örtüsü canlandı. Sadece 6 yıl gibi bir sürede, ağaçların boyları 4 kat arttı. Çorak araziler kavak ve söğüt ormanlarına dönüştü. Göçmen ve ötücü kuşlar ormanı doldururken, kurtlar gibi ekolojik sistemin mühendislerinden bir diğeri, ağaç yemeye bayılan kunduzlar ortaya çıktı.

Kunduzlar sığ sularda yaşayabildikleri için yaşadıkları bölgedeki akarsulara yuvalarını yaparken, akar suyun akış hızını azaltacak bentler inşa ederler. Kunduzlar tarafından inşa edilen bentler, su samurları, misk sıçanları, ördekler, amfibiler, sürüngenler hatta balıklar için yaşam alanı yarattı.

Kurtların çakalları da öldürmesi ile bölgede tavşanların ve farelerin sayısı arttı. Bu da bölgede şahin, gelincik, tilki ve porsuk nüfusunu artmasına neden oldu.

Kurtlardan artakalanlar ile beslenen hayvanlar da yeni nüfusa eklendi: Kargalar, kartallar vb. Bu arada ayı nüfusu da arttı çünkü gelişen bitki örtüsü yabani meyvelerin verimliliğini katlamıştı. Ayılar, geyik yavrularını avlayarak, kurtların başladığı işi biraz daha ileri taşıdılar.

Bölgede yeni hayvan türlerinin yaşamaya başlaması, bitki örtüsünün canlanması ve sıkılaşması, nehirlerin kıyılarının sabitlenmesine, mendereslerin(akar su kıvrımları) azalmasına yol açtı. Menderesler azalınca, kıyıların çökmesi nedeni ile oluşan erozyon da azaldı. Kanallar daraldı ve daha çok havuz ve kumul oluştu. Böylece az sayıda kurt, İstanbul’un bir buçuk katından daha geniş bir bölgenin bitki örtüsünü, eko sistemini ve coğrafyasını değiştirmiş oldu.

Benzer Kanıtlar