Yeni kararlarınız arasında, ‘Daha çok egzersiz yapmak ve daha sağlıklı beslenmek’ var mı? Bu hedefi daha önce denediniz ama başaramadınız mı? Bu kadar çok arzu edilmesine karşın, başarmak neden bu kadar zor, merak ediyor musunuz? Eğer yanıtınız evetse, Bilim Dünyasının konu ile ilgili son bulgularına kulak verin.

29 Aralık 2016’da Journal Cell Metabolism’de, National Institute of Health’in raporu yayınlandı. Raporda, kronik düzeyde hareketsiz olan ve sağlıksız beslenen obez farelerin, hareket motivasyonuna sahip olmadıkları belirtilmiştir. Hareket etme motivasyonun eksikliği, obeziteden değil, beyindeki D2 tipi dopamin reseptörlerindeki işlev bozukluğundan kaynaklanmaktadır.

Daha çok egzersiz yapmaya ve daha sağlıklı beslenmeye karar verdiği halde, bir türlü gerçekleştiremeyenleri iradesizlikle ve tembellikle suçlamak, büyük bir haksızlık olabilir.

 

Beyindeki (striatum, resimdeki kırmızı alan, bu alan basal ganglia içinde yer alır) dopamin reseptörleri, “daha fazlasını yap” demesini sağlayan ödül duygularını tetikler. Bu hem olumlu yaşam tarzı davranışlarının hem de zararlı alışkanlıkların tekrarlanmasına neden olur.

Bugüne kadar hareketsizlik ile obezetenin ilişkisi biliniyordu ancak bu ikisinin arasında nasıl bir mekanizmanın işlemekte olduğu tam olarak bilinmiyordu. Bu konu ile ilgili ileri sürülen tez, dopamin sinyalizasyonunda oluşan bir sorunun fiziksel aktivite azalmasına yol açtığı yönündedir. Bunu araştırmak için şişman ve zayıf farelerin çok yönlü dopamin sinyalizasyonları ölçülmüştür. Dopamin, ihtiyaçlarımızı gidermek amacıyla harekete geçmemizi sağlayan bir nörotransmitterdir. Yani iki sinir hücresi arasındaki iletişimi sağlayan molekül. Beyindeki D2 reseptörü ile yeme tarzı arasında, sıkı bir ilişki bulunmuştur. D2 reseptör sayısı azaldıkça, kişinin yemek yeme ihtiyacının arttığı gözlenmiştir. Üstelik, kilonun artması da D2 reseptörlerini azaltmaktadır.

http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1550413116305964

Benzer Kanıtlar