Eğer aynaya bakarken gözlerinizi başka bir noktaya çevirir ve sonra hızlıca yeniden gözlerinize bakarak, gözlerinizin hareketini görmeye çalıştıysanız bunun kısacık bir an için bile mümkün olmadığını fark etmişsinizdir. Bu durum “Sakkadik Maskeleme” (saccadic masking) adı verilen farkında olmadığımız körlük yaşamamızdan kaynaklanıyor. Günde toplam 35-40 dakika olan bu sürecin farkına varmıyoruz.

Beynimiz bunu neden yapıyor?

Evrim sürecinde insan, duyu organlarına ve bu duyu organlarından gelen bilgilerin eş zamanlı olarak yorumlanmasına güven duyarak gelişmiştir. “Gözümle gördüm.” ifadesinde ima edildiği gibi gözümüzle gördüklerimizin doğruluğuna büyük bir güven duyarız. Fakat ilginç olan gözlerimiz ve kafamız sürekli olarak hareket etmesine rağmen algıladığımız görüntünün sabit, kesintisiz, net ve hatta yüksek çözünürlükte olmasıdır. Oysa gözlerimiz hızlı hareketler söz konusu olduğunda net görüntüler elde edemez. Beynimiz bunu önlemek için mikrosaniyeler önce kayıt ettiği görüntüyü kullanır. Görüntünün netliği ve devamlılığı beynimizin seçici baskılama yapmasından kaynaklanır. Beynimiz kalitesiz görüntüleri baskılar ve onlar yerine daha önce kayıt ettiği görüntüleri kullanır.

İşte bu yüzden sadece tekrarlanan bir görüntünün uzun bir süre aktığı durumlarda bulanıklığı deneyimleriz. Hızla giden bir trende, tren yolunun yakınında ağaçlar varsa camdan dışarı baktığınızda ağaçların görüntüsünde oluşan bozulma, ya da hızla dönen bir rüzgar gülüne bakarken rüzgar gülünün kanatlarını seçemeyişimiz bundandır.

Kanatların dönüş hızları düştükçe takip edilmesi daha kolay hale gelir.

Aslında hepimiz optik illüzyonlardan haberdarız. Yani gözlerimizle algıladıklarımızın her daim doğru olmadığını biliyoruz. Ancak söz konusu olan sakkadik maskeleme fenomeni olunca durum çok daha ilginç bir boyut kazanıyor. Bu yüzden konu uzun yıllar boyunca bilim insanlarının dikkatine nail olmuştur. Fenomen 1898 yılında Erdmann ve Dodget tarafından keşfedilmiştir. Beynimiz bulanık ve kalitesiz görüntüleri ayıklayarak net, kesintisiz ve yüksek çözünürlükte görüntü algısına kavuşmamızı sağlar.

Bildiğiniz gibi bir nesne görüş alanımızdan uzaklaştıkça görme duyarlılığımız da azalır. Gözümüzün merkezi tarafından görülen nesneler çok daha ayrıntılı ve net olarak algılanırken, periferik görme denilen gözün merkezi dışındaki (yan alanlar) alanlarla gerçekleşen görme sırasında görüntü belirsizleşir. Beynimizin başka bir sınırlaması daha vardır. Zamanı takip etme beceriksizliği. Beynimizin şaşmaz bir saati yoktur. Zamanın akışı aslında öznel bir deneyimdir. Hareket sırasında beynin saati durur ve sonraki görüntüyü bekler. Ardından hızla hareket ederek, gerçek dünyanın saatine uyumlanmaya çalışır. Chronostasis denilen geçici illüzyonun sebebi de budur. (Bir sürekliliği takip edilmesi sırasında zamanın olduğundan daha uzun algılanması. Örneğin analog bir saate bakarken sanki saniye göstergesinin takılı kaldığı hissinin oluşmasına neden olan, bir noktada durması gerekenden daha uzun durduğu hissi.) İşte beynimiz duyu organlarımızdan gelen bazı yetersizlikleri olan verileri birleştirerek, boşlukları doldurarak algı akışımızı berraklaştırır. Bu sayede akışı, akış olarak algılama imkanına kavuşuruz. En ilginç olansa bütün bunlar olup biterken en ufak bir karanlık, kopukluk vb. hissetmiyor, yaşamımızın yaklaşık %2’sinde kör olduğumuzu fark etmiyor oluşumuzdur.

Sakkadik Maskelemenin sağladığı avantajlar:

  • Sersemleşme gibi zihinsel işlemlerde gecikme yaşanmaz.
  • Mide bulantısı, baş dönmesi gibi rahatsız edici etkiler oluşmaz.
  • Dikkat dağınıklığı önlenir.
  • Aşırı veri akışı önlenerek, zihinsel işlemlerin yapılabilmesi sağlanır.
  • Eğer sakkadik maskeleme olmasaydı ne çizgi filmler ne de sinema olmazdı.

Sakkadik Maskelemenin neden olduğu dezavantajlar:

Sağladığı avantajlara rağmen bu bir evrimsel kusurdur. Özellikle teknolojik gelişmeler fiziksel hızımızı artırdığından farkında olmadığımız körlük anları ciddi bedellere yol açabilir. Örneğin araba kullanırken sakkadik maskeleme görmemizin hayati olacağı bazı nesneleri ve hareketleri görmemizi engelleyebilir.

Sonuç olarak avantajlarından faydalandığımız bu evrimsel gelişmelerimizin dezavantajlarından kendimizi koruyabilmek için algı mekanizmalarımızın nasıl işlediğini anlamak, sakkadik maskeleme gibi fenomenleri farkında olmamız dezavantajlarından kaçınmamıza yardımcı olur.

 

Kaynaklar:

 

Benzer Kanıtlar