Aynı pozisyonda bir saat bile otursak bacaklarımızı kıpırdatmak istediğimizde uyuşmuş olduklarını fark ederiz. Daha çok bacaklarda ortaya çıkan uyuşma hissi ile ilgili çeşitli tarifler yapılır: Gıdıklanma, karıncalanma, ağrı, rahatsızlık hissi ya da tamamen hissizlik. Bu rahatsızlık hislerine yol açan kanın pıhtılaşma mekanizmasının devreye girmiş olmasıdır.

Öte yandan uyuduğumuzda 6-7 saat boyunca yatağa uzanmış (çoğunlukla) bir pozisyonda kalırız. Ancak yukarıda sayılan belirtilerin hiçbiri ortaya çıkmaz. Peki vücudumuzda neler oluyor da bu sonuçlar ortaya çıkıyor diye merak ediyorsanız okumaya devam edin.

Kan nasıl akar?

Bildiğiniz gibi kalp dolaşım sisteminin en önemli parçasıdır. Kan kalpten yola çıktıktan sonra arteriyel sisteme girer. Arteriyel (atardamarla ilgili) sistemin damarları kalın kaslardan ve esnek lifli tabakalardan oluştuğu için normal damarlardan daha kalındır.

Resimde kırmızı renkle gösterilmiş olan arteriyel sisteme ait damarların kalınlığı, içinde akan kanın basıncına dayanacak mukavemette olmasını sağlarken, esnekliği ise kanı itmeye yarar. Böylece kan vücudumuzda akıcı bir şekilde ilerleyebilir.

Kanın vücuttaki yolculuğu, arteriyel sistemden sonra kılcal damarlara ve daha sonra venöz sisteme (toplardamarlarla ilgili), oradan akciğerlere ve nihayet yeniden kalbe varır. Venöz sistemin damarları (resimde mavi renkte gösterilmiş damarlar) arasında son derece gevşek yapıda olanlar vardır ancak içinde kapakçıklar olduğundan kan geriye doğru akamaz. Bu damarların içinde kapakçıkların yanı sıra adeta ince bir turnike vardır ve iskelet kaslarımızın (yürüdüğümüzde istemsizce kullandığımız kaslar) yardımı ile kan, yerçekiminin tersine ilerleyerek yeniden kalbe ulaşabilmektedir.

Oturduğumuzda damarlarımızdaki kan, akciğerlere ve yeniden kalbe doğru hareket ederken yerçekimi nedeniyle yavaşlar. Kan akışının yavaşlaması, vücutta pıhtılaşma mekanizmalarını tetikleyebilir ve bu nedenle biyolojik terimi trombus olan pıhtılaşma ortaya çıkabilir.

Uyurken;

Yatar pozisyonda olduğumuzda damarlarımızdaki kan, yerçekimi ile mücadele etmek zorunda kalmadan daha rahat bir şekilde akmaya başlar. Fakat dolaşım sistemindeki bu rahatlama uzun süre yatma durumda devam etmez. Yatarken yer çekimi değişkeni kısmen hafiflese de halen en etkili değişkendir. 8-15 saat arasında yatmak, kan dolaşımının daha az sorun yaşaması anlamına gelir ancak yatma süresi 20 saati aştığında başka bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. İşte bu sebeple yatalak hastaların tedavisinde yatmanın pıhtılaşma ile ilgili etkileri göz önünde bulundurulur.

Otururken;

Oturma pozisyonunda ise dinamikler değişir. Uçak, tren ya da otobüs yolculuklarında uzun saatler boyunca oturmak zorunda kaldığımızda iskelet kas aktivitesi çok azalır. Oturur pozisyondayken bacaklarımızı çok az hareket ettirebiliriz üstelik dizlerimiz bükülüdür. Bu şekilde uzun saatler oturduğumuzda çeşitli biyolojik süreçler ortaya çıkar ve kanın yukarı yöne akışı azalır. Bu pıhtılaşma sorununa yol açabilir. Bir pıhtı damarların içinden geçip akciğere ulaşırsa pulmoner embolizm denen tehlikeli bir tür damar tıkanıklığına yol açabilir. Bu nedenle uzun yolculuklarda sık sık ayağa kalkmak tavsiye edilir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar