Filmlerde ve dizilerde görmeye aşina olduğumuz bir sahne vardır: Film kahramanı ölmek üzeredir, (hatta kalbi durmuş bile olabilir) bir doktor bazen de uzman olmayan bir kişi hastayı hayata döndürmek için bir cihaz (defibrilatör) kullanır.

Uygulayacak kişi cihazın iki parçadan oluşan paddle ya da kaşık denilen kısımlarını iki eline geçirir ve hastanın çıplak göğsüne bastırır… Bu sahneye bu kadar aşina olmamıza karşın birçoğumuz bu cihazın nasıl çalıştığını, vücutta nasıl bir etkiye yol açtığını bilmez. Hatta birçoğumuz bunun kalbi durmuş olan hastanın kalbini yeniden çalıştıran bir cihaz olduğu sanır ancak defibrilatör’ün esasen yaptığı iş bu değildir.

Defibrilasyon nedir?

İnsan kalbi damarlara kan pompalamak için küçük elektrik akımları kullanır. Eğer EKG (elektrokardiyogram) raporuna bakacak olursanız göreceğiniz temel veri, kalpten geçen elektrik akımlarıdır. Bu akımların düzensizleşmesi kalp atışının da düzensizleşmesine yol açar. Bunu gidermek için defibrilasyon tekniği kullanılır.

 

Başka bir deyişle, kalp atışı düzensiz hale geldiğinde yani kalp aritmisi oluştuğunda defibrilasyon tedavisi uygulanır. Defibrilasyonun en sık kullanıldığı iki durumdan biri ventriküler fibrilasyon (VF) diğeri perfüze olmayan ventriküler taşikardi (VT)’dir. Defibrilasyon, defibrilatör adı verilen bir cihazla gerçekleştirilir.

Defibrilatör nedir?

Kalbe kontrollü miktarda elektrik akımı veren bir cihazdır. Hastanın kalp atışının düzensiz olması ve kalp atışının durması durumunda kullanılır. Kalp krizi söz konusu olduğunda, gerçekleşme potansiyeli yüksek birçok sorun vardır: Bunların başında kalp kaslarının kasılmasına izin vermeyen taşikardi gelir. Bir diğer sorun elektrik ritminin düzensizleşmesi yani fibrilasyon veya asistol adı verilen kalpten elektrik akımı geçmemesi vb. sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumların tamamında defibrilatör kullanılır.

Kullanıma hazır bir otomatik harici defibrilatör.

Nasıl çalışır?

Defibrilatör, sınırlı elektrik akımının geçmesine müsaade ederken kalp kasların büyük oranda depolorize (kutuplaşmayı ortadan kaldırmak) ederek ritimsizliğin sonlanmasını sağlar. Daha basit bir şekilde ifade etmek gerekirse defibrilatör durmuş kalbi yeniden çalıştıran değil, tam tersine kalbi tamamen durduran bir cihazdır.

Defibrilatörlerin birkaç çeşidi vardır: Manuel harici defibrilatör, tıbbi personel tarafından kullanılabilir. Manuel dahili defibrilatör, genellikle ameliyathanelerde kullanılır. Filmlerde sıklıkla gördüğümüz cihaz (AED) ise uzman olmayan kişilerce de kullanılabilir. Bütün versiyonlarında cihazın hastanın göğsüne bastırılarak istenilen miktarda elektrik akımı iletmeye yarayan iki parçası (paddle veya kaşık) vardır.

Sonuç olarak; defibrilatör kalbi yeniden çalıştırarak hastayı canlandırmaz. Aslında kalbi tamamen durdurur, böylece kalp atışını bir anlamda sıfırlar. Daha sonra her şey yolunda giderse kalp taze bir başlangıç yaparak, ritmik bir örüntüyle yeniden atmaya başlar.

Doktorlar uygulama sırasında neden “clear” diye bağırır?

Filmlerde doktorun kaşık ya da paddle adı verilen iki parçayı hastanın göğsüne yaklaştırırken “clear” diye bağırdığını duyarız. Bunun anlamı “Dikkat şok veriyorum, hasta ile teması kesin”dir ki ülkemizde genellikle “clear” ya da “temiz” diye bağırmak yerine yukarıdaki cümle kullanılır. Bu uyarının nedeni hastaya elektrik verildiği sırada temas eden kimsenin olmamasını sağlamaktır. Çünkü hastayla fiziksel temas söz konusuyken, hastaya defibrilatör uygulanırsa temas eden kişilerde şok ortaya çıkar.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar