II. Dünya Savaşı yılları boyunca, iki sevgilinin birbirine yazmış olduğu yüzlerce aşk mektubu, tesadüfi bir şekilde ortaya çıkar, tarihe ve büyük bir aşka tanıklık etmiş olan mektuplar incelendiğinde, bu aşkın iki erkek arasında yaşandığı anlaşılır. 1940’lı yıllarda eş cinsel ilişki, yasa dışıdır. Üstelik bu yasa, askeri bir birlikte ihlal ediliyorsa… Bu koşullar altında bile suçun delili sayılacak mektuplar, aşıklardan biri tarafından yaşamının sonuna dek saklanmıştır.

Kitap haline getirilerek yayınlanacak olan 600 mektuptan birinde, sevgilerden biri diğerine, “Gelecekte, insanların daha açık fikirli olduğu bir zamanda, mektuplarımız yayınlansa ve bütün dünya aşkımızı öğrense, ne kadar harika olurdu öyle değil mi?” diye yazmış olması, hikayeyi daha da ilginç kılıyor. Görünen o ki çiftin hayalleri yakında gerçekleşecek.

Yasak aşk hakkında neler biliyoruz?

Gilbert Bradley ile Gordon Bowsher’in birbirlerine yazdıkları mektuplardan derlenen bilgilere göre; çift, 1938 yılında bir tekne tatilinde tanışmıştır. Gordon Bowsher tekne tatiline, Gilbert Bradley’in yeğeni olan, kız arkadaşı ile gelmişti. Gordon Bowsher, hali vakti yerinde bir aileden geliyordu. Babasının bir denizcilik şirketi vardı. Kendisi de çay fidanlıklarına sahipti. Savaş patlak verdikten bir yıl sonra, piyade eğitimi almış ve yurt dışı göreve atanmıştı.

Gilbert Bradley ise askerlik görevini gönüllü olarak yapmıyordu. Hatta askerlikten kaçabilmek için epilepsi hastası numarası yapmış, ancak yetkilileri kandıramayınca 1939’da, Shropshire Oswestry’da  uçaksavar topçu birliğinde eğitime başlamıştı. Mektuplardan anlaşıldığına göre Gilbert Bradley, eğitimdeyken Gordon Bowsher’e aşıktı.

Eş cinsel yaşamın çok güç olduğu bu yıllarda, aşık çift ,sırlarının açığa çıkmasının büyük bedelleri olacağını biliyorlardı. Hatta bu bedel vurulma dahi  olabilirdi.

1967 yılında çıkan Seksüel Suç Yasası ile 21 yaşından büyük erkeklerin eş cinsel ilişkisini yasal olduğunun kabulüne karşın, 2000 yılına kadar, askerlerin eş cinsel ilişkilerini açıkça yaşanmasına izin verilmemiştir.

Eşcinsel hakları savunucusu Peter Roscoe, 2008’de Gilbert Bradley’in ölümünden sonra ortaya çıkan mektupların, çok nadir rastlanabilecek belgeler olduğunu, çünkü eş cinsel ilişkileri ispatlayacak delil niteliğindeki belgelerin imha edilmekten kolay kolay kurtulamadığını bildirmiştir. Hatta Gordon Bowsher tarafından kaleme alınmış mektuplardan birinde, Gordon Bowsher, sevgilisinden, ona göndermiş olduğu tüm mektupları imha etmesini ısrarla istemiştir.

Peter Roscoe göre bu mektuplar, eş cinselliğin tarihinin sadece gözyaşlarından ibaret olmadığını, koşulların çok acımasız olduğu yıllarda bile çok iyi yaşamların mümkün olduğunu göstermesi bakımından çok değerlidir.

Peki bu aşk hikayesi mutlu sonla mı bitti?

Muhtemelen bu sorunun yanıtı hayır. Çünkü Gilbert Bradley görevli olarak gönderildiği İskoçya’da, başka iki adama daha gönlünü kaptırmıştır. İşin ilginç yanı ise Gordon Bowsher’e yazmaya devam ettiği mektuplarında, kuzey sınırında yaşadığı romantik ilişkilerinden bahsetmiş olmasıdır. Hatta daha da ilginci, Gordon Bowsher’in cevaben yazdığı mektupta, onların sana niçin aşık olduklarını çok iyi anlıyorum, zira ben de öyleydim demiş olmasıdır.

Savaş boyunca devam eden mektuplaşma, 1945 yılında son bulur.

Mektuplar nasıl ortaya çıktı?

Gilbert Bradley,  Brighton’a yerleşir ve 2008 yılında ölür. Evini temizleyen, temizleme şirketi II. Dünya Savaşı sırasında yazılmış mektupları bulur ve konu ile ilgilenen bir uzmana mektupları satar.

Oswestry Şehir Müzesinin küratörü Mark Hignett ,araştırma yaparken, eBay’de satılmakta olan mektuplardan bir kaçını görür. İlk önce sadece üç mektup satın alır. Başlangıçta bir askerin, kız arkadaşına yada nişanlısına yazdığını sandığı mektupları ilginç bulur. Yatak çarşaflarından, yaşam koşullarından ve geleceğe dair hayallerden söz edilen mektupları okuduğuna kafasında bir soru işareti belirir.

Bulabildiği  tüm mektupları aldıktan sonra, mektuplarla ilgili kayıt çalışmaları yapıldığı sırada, Mark Hignett ve meslektaşları söz konusu mektupların, eş cinsel bir aşka tanıklık ettiğini keşfederler.

Açığa çıkan gerçekler karşısında merakı iyice artan Mark Hignett, mektupları toplamasının esas sebebinin, hikayenin nasıl devam ettiğini öğrenme arzusu olduğunu itiraf eder. Ancak Hignett’e göre bu heyecan dolu deneyim, merakla okuduğunuz kitabın son sayfasının yırtılıp atılmış olduğunu göremeye benzer bir hayal kırıklığı ile neticelenmiştir. Hignett, 600 mektup için, binlerce sterlin harcamasına rağmen sonuca ulaşamamış olmakla birlikte, mektupların paha biçilmez tarihi değeri olduğuna inanıyor. Mektupların sergilendiği müze, mektupları kitap  haline getirmek üzere çalışmalarına devam ediyor.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar