Kan bağışçıları sayesinde, her yıl milyonlarca insanın hayatı kurtuluyor. Kedi ve köpekler içinde aynı durum söz konusu. İngiliz tazısı olarak da bilinen Greyhound cinsi köpekler, kan bağışçısı olma konusunda önde geliyorlar. Greyhound’un genel kan bağışında önde gelmesinin birkaç sebebi var.

  1. Birkaç istisna hariç tüm köpeklere kan verebiliyor.
  2. Kan verme konusunda aşırı tepkisel davranmıyor.
  3. Boyunlarındaki atar damar kan vermeye çok uygun.

Madalyonun öbür yüzü

Greyhound’ların kanlarındaki torombosit miktarı, diğer cinslere göre düşüktür. Bu da onları kenelerle bulaşan bazı hastalıklara karşı hassas kılar. Ayrıca yapılan bir çalışmada Greyhound cinsi köpeklerde %75 oranında kanın pıhtılaşmasında soruna yol açan ‘von willebrand’ adlı kan hastalığı tespit edilmiştir.

Donör köpeklerden kan alınmasında, düzenli olarak kliniğe giden köpek sahipleri olduğu gibi, mobil kan araçları ile donörleri evlerinde ziyaret eden ekiplerde var. Pensilvanya Üniversitesi’nin veteriner kliniği bu hizmeti sağlayan merkezlerden biri. Kan bağışında bulunan köpeklerin sağlık kontrolleri, ücretsiz olarak yapılıyor. Aynı zamanda kan bağışında bulunan köpeklere yiyecek yardımı yapılıyor.

Oregon Devlet Üniversitesi’nde hayvan kan bağışı toplayan bir merkez var. Birçok OSU bağışçısı, yılda 4 yada 5 defa kan bağışında bulunuyor. Merkez yılda 300-400 ünite kan topluyor. Bu kanların bir kısmını kendi veteriner hizmetlerinde kullanırken, fazla geleni başka veteriner kliniklerine satıyor.

 

Madalyonun kara yüzü

Bir ünite Greyhound kanı 80 – 120 dolar arasında bir bedelle satılıyor. Bu durum, Greyhound cinsi köpeklerin istismarına da neden oluyor. Hatta geçmişte Pensilvanya Üniversitesi’nde bile, kan bağışçısı köpeklere kötü davranıldığı, küçük kafeslerde esir tutuldukları yönünde iddialar gazetelere yansımıştır. 

 

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar