Kedileri çok seven insanların, kendilerine özgü değişik özellikleri olduğunu fark ettiniz mi? Kedi sevgisiyle dolup taşan bu insanların bazıları, yaşamlarını kedi ordularını doyurmaya ve onları korumaya adıyorlar. Hasta kedileri tedavi ettiriyor, sokak sokak gezerek kedilere mama dağıtıyor, hatta evlerini sayısını net olarak bilmedikleri bir kedi topluluğu ile paylaşıyorlar. Peki ama bu neden oluyor? Bu özelliklere sahip insanlar mı, kedi beslemeye meylediyorlar yoksa kedi beslemek mi onları bu hale getiriyor?

Bu soru kulağınıza tuhaf gelmiş olabilir ancak bu sorunun sorulmasının esas nedeni, kedilerden insanlara geçen bir parazitin insan davranışlarını etkilediğine dair bilimsel kanıtların elde edilmiş olmasıdır.

Kedilerle arkadaşlığımızın MÖ 1200’lü yıllarda Mısır’da başladığı tahmin edilmektedir. O zamandan beri kedilerle iç içe yaşıyoruz. Mısır’da kediler kutsal kabul edilmiş ve asiller gibi mumyalanmıştır. Hatta Persler, kedilere zarar verme tehdidi ile Mısırlıları teslim olmaya zorlamıştır.

Bugün de kediler yaşamlarımızda önemli yer tutuyorlar. Sokaklarımız kedilerle dolu ve sosyal medyada kedi videoları önemli bir yer tutuyor. Onları aşırı sevenlere de “Kedi Delisi” deniliyor. Peki acaba kedi severleri kedi delisi haline getiren içimizde sinsice çoğalan bir parazit olabilir mi?

Tokzoplazma Gondii

Varlığı 40 yıl önce keşfedilen tek hücreli parazit bir protozoa (bir gözeli hayvan) olan “Tokzoplasma gondii’, insanları ve hayvanları etkileyen bir parazit türüdür. Yapılan gözlemler, tokzoplazma gondinin konakladığı canlının davranışlarını değiştirebildiğini, onları daha dikkatsiz ve daha korkusuz kıldığını göstermiştir.

Bu parazit, kedilerin bağırsaklarında çoğalır ancak orada olgunlaşmaz. Oosit adı verilen “bebek” parazit kedinin dışkısı ile dışarı atılır.

Dışarıya çıkan oosit, dışarıda ara konağını yani olgunlaşabileceği ve çoğalabileceği canlıyı bekler. Bekleme süresi bir yılı bulsa bile dayanabilir. Yiyecekleri vasıtasıyla bebek tokzolar (oosit), ara konağa geçer ve ara konağın dokuları arasına yerleşerek yaşam döngüsüne devam eder.

Tokzoplazma gondii, sahip olduğu bazı üstün özellikleri sayesinde dünya genelinde yaygın olarak görülen bir parazit türü haline gelmiştir.

Tokzo’nun Üstün Özellikleri

Tokzo’yu diğer parazitlerden farklı kılan bazı özellikleri vardır. En önemli özelliği, doğru yerde doğru zamanda bulunabilmesini sağlayan uzun süre canlı kalma kabiliyetidir. Bebek tokzo’lar (oosit) kedinin dışkısı ile dışarı çıktığında uzun süre canlılığını muhafaza edebilmesini sağlayan bir korumayla kaplıdır. Kedilerin avladığı kuş, fare gibi kemirgenlerin sistemlerine girmek için oosit yaklaşık bir yıl kadar bekleyebilir.

Bunun yanı sıra tokzo, kime bulaşacağı konusunda fazla seçici değildir. İnsanlar da dahil olmak üzere kirli su veya toz yoluyla sıcakkanlı tüm canlılara bulaşabilir.

Bilim insanları, tokzonun kediler dışındaki canlıların davranışlarını etkilediğine dair gözlemlerde bulunmuştur. Örneğin farelerin oositleri almasıyla başlayan tokzonun enfekte olma süreci, tokzonun bağırsaklardan kana ve daha sonra kas hücrelerine ve nöral hücrelere geçmesi ile devam eder. Burada olgunlaşarak oosisten tazzoite dönüşerek çoğalır.

Tokzo, sinir sistemini etkileyerek konakçısı olduğu canlının davranışlarını değiştirebilir. Örneğin normalde bir fare kedi kokusu duyarsa beynindeki dopamin seviyesi azalır ve bu da korku duygusuna yol açarak, farenin kediden uzaklaşmasına neden olur. Ancak farenin bedeninde tokzo enfekte olduysa kedi kokusu duymak dopamin seviyesini düşürmek şöyle dursun aksine dopamin seviyesinin yükselmesine neden olur. Yani fare kediden korkup kaçacağı yerde kediyi merak etmeye ve onu aramaya başlar. “Ölümcül çekim olgusu” adı verilen bu durum, farenin kedi tarafından yenilme olasılığını artırır.

İnsanlarda Tokzo Etkisi

1908 yılında Charles Nicolle ve Louis Manceaux tarafından yapılan tokzo ile ilgili keşifler, insanlarda, aralarında bağışıklık sistemi hastalıkları da dahil olmak üzere pek çok ciddi hastalığa yol açabileceğini göstermiştir.

1930’lar ila 1940’lar arasında, tokzonun hamilelikte bebekte ciddi anormalliklere yol açabileceği anlaşılmıştır.

Tokzonun kedilerle bağlantısının keşfedilmesi ise 1960’lı yıllarda gerçekleşmiştir.

Bağışıklık sistemi zayıflamış olan kişilerde, örneğin AIDS’li kişilerde tokzo körlük ve çeşitli beyin lezyonlarına yol açabilmektedir.

Günümüzde neredeyse her üç kişiden birinde tokzo enfeksiyonu görülmektedir. Ancak enfeksiyona sahip olanların sadece %10 ila %20’sinde semptomlar ortaya çıktığından tokzo bugüne kadar fazla önemsenmemiştir. Fakat son yapılan araştırmalar, tokzonun insanlarda bazı ilginç davranış değişikliklerine yol açtığını göstermiştir. Tokzonun insanları daha kaygısız ve daha korkusuz kıldığı anlaşılmıştır.

2002 yılında yapılan araştırmada, tokzo enfeksiyonuna sahip bireylerin trafik kazalarına karışma oranının tokzo enfeksiyonuna sahip olmayanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür.

Bazı psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığı da tokzonun enfekte olduğu bireylerde daha yüksektir.

Tokzonun beyindeki dopamin seviyesini etkilediği, dopamin seviyesinin de davranışlarımızı etkilediği kanıtlanmış olduğuna göre tokzonun insan davranışlarını etkileyebileceğini öne sürmek temelsiz bir varsayım değildir.

Bununla birlikte bazı araştırmacılar, psikolojik rahatsızlık eğilimi olanların bir hayvan dosta daha fazla ihtiyaç duydukları, bakımı nispeten kolay bir hayvan olan kedileri tercih ettikleri ve kedilerle yakın ilişkide olmanın da tokzoplazma gondiinin enfekte olma ihtimalini artırdığının göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirmektedirler.

Sonuç olarak T.gondii bize doğanın manipülatif güçlere sahip olabileceğini kanıtlamıştır. Bu tek hücreli parazitin konağının davranışlarına olan etkisi ile ilgili gözlemler insanları nasıl etkilediğine dair keşfedilmeyi bekleyen daha pek çok gizem olabileceğini göstermektedir. Kediler, tokzoya kısa sürede bağışıklık kazanabildiğinden kedilere fizyolojik bir zarar vermediklerini biliyoruz ancak onların davranışlarını da etkiliyorlar mı bundan emin değiliz. Konu ile ilgili olarak Nebraska Üniversitesi’nde yürütülmekte olan Toxo Projesi gibi dünyanın pek çok bilim merkezinde araştırmalar sürmektedir. Konu ile ilgili yeni keşiflere Olağanüstü Kanıtlar’da yer vermeye devam edeceğiz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar