Bulaşıcı hastalıklarla olan mücadelemizde, aşının keşfi sayesinde önemli bir avantaj elde ettik. Artık kızamık, kuduz, kabakulak, difteri vb. pek çok hastalık, yaşamlarımızı eskiden olduğu gibi tehdit etmiyor. Aşı sayesinde bağışıklık sistemimiz, bu hastalıklara karşı daha güçlü ve hazırlıklı bir hale geldi. Peki acaba aşı ile bir hastalığa karşı bağışıklık kazanmış bir kişinin bağışladığı kanı alan kişi de aşılanmış gibi o hastalığa karşı bağışıklık kazanır mı? Bir başka deyişle kan nakli ile hastalık gibi bağışıklık da aktarılabilir mi?

Aşı olduğumuz için bağışıklık kazandığımız bulaşıcı hastalık, bizim bağışladığımız kanı almış olan kişinin de o hastalığa karşı bağışıklık kazanmasını sağlar mı?

Bunun yanıtını vermek için öncelikle aşının ne olduğuna biraz daha yakından bakmalıyız: Temelde aşı, vücudumuza yapay olarak zayıflatılmış mikro organizmaların enjekte edilmesidir. Bazı aşılarsa bu mikro organizmaların toksoitlerini içerir.

Toksiod nedir?

Toksoid, etkisiz kılınmış, ama vücutta antikor oluşumunu uyarma kapasitesini kaybetmemiş toksin demektir. Bu bulaşıcı ajanlar, vücudumuza girdiğinde vücudumuzdaki bazı enzimlerin ve hücrelerin çalışmasını etkileyen toksinler salmaya başlar. Bu toksinlerin sistemli bir şekilde değiştirilmesi durumunda da toksoidler ortaya çıkar. Toksoidler, toksinlerin yapabileceği etkilerin ortaya çıkmasını sağlarken vücutta toksinlerin yol açabileceği zararların söz konusu olmayacağını da garanti eder. Aşıların etkili olmasının altında yatan neden ise bağışlık sistemimiz tarafından korunan antijen varlığıdır.

Antijen nedir?

Antijen, tüm mikro organizmaların kendine özgü proteinimsi dış kaplamasıdır. Bağışıklık sistemimizin kendi hücreleri bile kendi antijenlerine sahiptir. Bağışıklık sistemimizin beyaz kan hücrelerinden birisi de makrofajlardır.

Makrofaj Nedir?

Makrofajlar, karmakarışık yapılı katillere benzetilirler. Yunanca büyük yiyici anlamına gelen makrofajlar, hücresel atıkları, yabancı maddeleri daha doğrusu sağlıklı vücut hücrelerine özgü proteinlere sahip olmayan her şeyi fogositoz adı ile anılan süreçle yutar ve sindirir. Bu süreç yabancı mikro organizmadan eser kalmayana kadar devam eder. Makrofajlar vücudumuzun tüm dokularında bulunur.

Bütün ekstra antikorlar belirli bir zaman boyunca kan dolaşımımızda kalır. Bu arada T-hücrelerimiz; boyun, koltuk atı, kasık, göğüs ve karın bölgesinde bulunan T-hücrelerinin kopyalarını üretirler.

Bağışıklık sisteminin antikor varlığı durumundaki tepkisi ile antikor yokluğundaki tepkisinin karşılaştırması

Aynı mikroorganizma vücudumuza bir kez daha girecek olursa bu kopyalar sayesinde vücudumuz onları çok daha kolay bir şekilde tespit edebilir. Tespit ettikten sonra vücudumuz son derece koordineli bir şekilde çalışarak bu davetsiz konukları kovmak için vücut ısısının yükseltilmesi vb. önlemler alarak bunları imha eder.

T Hücrelerinin Önemi

Aşı ile mikroorganizmalar vücudumuza girdiğinde, bağışıklık sistemimizin ilk fark ettiği şey, bu hücrelerin vücudumuza dışarıdan gelmiş olduklarıdır. Başka bir deyişle bu hücreler farklı bir antijene sahiptir yani yabancı hücrelerdir. Bu yüzden de yok edilmeleri gerekir.  Bağışıklık sistemimizin kazanılmış hücreler kategorisi altında yer alan T-hücreleri ile B hücreleri arasında bir anlaşma vardır. 4 tür T hücresi vardır: Yardımcı T hücreleri, sitotoksik T hücreleri, bellek T hücreleri ve doğal öldürücü T hücreleri. Yardımcı T-hücreleri, B-hücrelerini uyararak dışarıdan gelmiş bu davetsiz misafirlerle savaşmayı sağlayacak antikorlar ve makrofajlar üretilmesini sağlar. Antikorlar son derece spesifik bir şekle sahiptir.

Yardımcı T hücresi ile B hücresinin iki antijen-antikor kompleksinin birlikte çalışması

Bunların şekilleri bulaşıcı ajanın şeklini tamamlayıcı bir yapıdadır. Başka bir deyişle antijen ile antikor tencere ve kapak gibi birbirini tamamlar. Bu antikorlar daha sonra antijenleri makrofajlara getirirler. Yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi makrofaj, dokularda bulunan patojenleri, ölü hücreleri ve vücuttaki yabancı maddeleri yutar. Bu işlem birkaç saat içinde tamamlanır.

Kan Bağışı ile Aşının Etkisi Aktarılabilir mi?

Kanı alan kişiye bir miktar antikor aktarılabilir. Ancak bu antikorlar kısa bir sürede bozulur. Miktarlar konusunda biraz daha detay verecek olursak, ortalama bir insanın vücudu 9-12 ünite kana sahiptir. Kan naklinde aktarılan kan miktarı genellikle1 ünite kadardır. Bir ünite kanın ihtiva ettiği antikor miktarı, kan nakli yapılan kişinin hastalığa karşı korunmasını sağlamaya yetmez. Bununla birlikte kan dolaşımında canlı antikor bulmama olasılığı da vardır. Özetle; aşı ile sahip olduğumuz şey, lenfoid organlarda bulunan T-hücrelerinin hafızasıdır ve bu bilgi, kan nakli ile aktarılamaz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar