Son on yıl içinde Marvel kahramanlarının Dünya’yı pek çok farklı şekilde kurtardığını izledik. Kahramanlar, evrenin karanlığında gizlenen kötü güçlerle olduğu kadar insanların kalplerinde gizlenen kötülüklerle de mücadele ettiler. Başkalarına yardım etme ve onları kurtarma arzusu normal şartlarda olumlu bir şey olsa da bazen bu arzunun altında “Kurtarıcı Kompleksi” denilen olumsuz durum yatar.

Kurtarıcı Kompleksi Nedir?

Kurtarıcı kompleksinden muzdarip olan insanlar, başkalarını kurtarmak veya yardım etmek konusunda kendilerini sorumlu hissederler. Yardım girişimleri, kendilerine ve karşılarındaki kişiye zarar verecek olsa bile kendilerini bundan alıkoyamazlar. Kurtarıcı Kompleksi, “Mesih Kompleksi” olarak da bilinen; kökleri çok eski zamanlara dayanan tartışmalı bir terimdir.

İsa peygamber sıklıkla insanlığın kurtarıcısı adı ile de anılır. Bu isimle anılmasına neden olan en önemli eylemi, insanlığın günahları için ölmesi ve Tanrı’nın güvenilir yardımcısı (sağ kolu) olarak göğe yükselmesidir. Bireyde kurtarıcı kompleksi ise kişinin kendisinin bir grubun ya da bir insanın kurtarıcısı olduğuna sıkı sıkıya inanması ile ortaya çıkar.

İktidar arayışı içinde olan veya kendilerini beklenmedik bir şekilde iktidar konumunda bulan insanlar, genellikle kendileri hakkında böyle fikirler geliştirirler. Bunun da ötesinde bu fikri geliştiren kişilere bir şekilde bağlı olan kişiler, (eğer söz konusu kişi politik bir liderse bağlı olanlar vatandaşlar, bir iş verense işçiler vb.) bu kişinin hayatta kalma yetkinliğine, iznine, bilgeliğine ve cömertliğine güvenir. Başkalarının üzerindeki etkinin sağladığı güç, kişinin dünyaya bakış perspektifini tamamen değişmesine yol açabilir. Bu durum genellikle büyüklük sanrısına kapılmak olarak tanımlanabilir ama psikolojik olarak teşhis konulabilen bir bozukluk da değildir.

Kurtarıcı kompleksinden muzdarip en ünlü kişiye örnek Adolf Hitler gösterilir. Hitler kendisini, Almanya ulusunun kurtarıcısı olarak görmüştür. Trajik bir şekilde Almanların çoğu kendini kurtarıcı ilan etmiş olan Hitleri takip etmiş ve sonuçta Almanlar II. Dünya Savaşı’nın hezimeti ile karşı karşıya kalırken tarihin en büyük soykırımlarından biri yaşanmıştır.

Kurtarıcı kompleksinin daha yaygın olarak görülen biçimi ise birinin başkalarına yardım etmek ve onları kurtarmak konusunda kendisini sorumlu hissetmesi şeklinde ortaya çıkar. Bu insanlar, genellikle etraflarına yardıma ihtiyacı olanları aramak için bakarlar. Yardımların pek çok olumlu etkisi olabileceğinden enerjinin ve zamanın başkalarının yararı için harcanması tatmin edici sonuçlar doğurabilir ancak buradaki karar kaçarsa işte buna kurtarıcı kompleksi denir. Eğer yardım etme arzunuz, bir tutku haline geldiyse bu arzu nedeni ile maddi ve manevi zarar görmeye başladıysanız kurtarıcı kompleksinden muzdarip olup olmadığınız konusunda düşünmelisiniz.

Bu kişilik özelliklerine sahip olanlar, genellikle asil duygularla hareket eden, “her durumda doğru olanı yapan” özverili kişiler olarak tanımlanırlar. Ancak kurtarıcı kompleksi ortaya çıktığında, bu asil duygular, zamanla yardım edilen kişilere karşı hissedilen bir üstünlük duygusuna dönüşür. Cömert olmakla patronluk tasalamak arasındaki çizgi bulanıklaşır. Trajik durumlara yapılan duygusal ve finansal yatırımlar tehlikeli bir döngü haline gelir. Bu kişiler geçici gelişmeleri birer zafer olarak yorumlamaya ve yardım ettikleri kişinin gerçekten iyileşme imkanlarını elinden almaya başlarlar. Bu dertten muzdarip kişiler, kişisel ilişkilerde her geçen gün daha fazla ihtiyaçlı kişileri (psikolojik bozukluk, bağımlılık ve fakirlik gibi sorunlarla mücadele eden insanlar) arar ve kuşkusuz bulur hale gelirler. Kurtarıcı kompleksi geliştiren bireyler, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyduklarından durumları uzun vadede psikolojik hasarların oluşmasına neden olur. Çünkü bu sürdürülebilir bir durum değildir. Mesih İsa, başkalarını önemsemesinin işareti olarak acı çekmiştir. Ancak bununla birlikte başkaları için acı çekmek için çaba gösterme basamağına geçmek tehlikeli bir yola girildiğinin işaretidir.

Kurtarıcı Kompleksinin Karanlık Tarafı

Kurtarıcı kompleksi hakkında konuşurken bu olgunun ırkçı unsurlar ile ilişkisinden söz etmek gerekir. Binlerce yıldır insanoğlu, belirli kültürler arasında (genellikle daha medeni ve daha az medeni kültürler) yaptığı ayrımlar, ilginç bir dinamiğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu ayrımcı dinamiğe tarihte pek çok kez tanık olduk. Örneğin; “kurtarıcı beyaz” terimi ile tarif edilen, 16. yüzyılda İspanyol misyonerlerin Amerika’ya İsa’nın sözlerini yayma çabası ya da günümüzde Katoliklerin Afrika’nın en ücra köylerine sulama kanalları ve evler inşa etmesinin altında kurtarıcı kompleksinin izlerini bulmak hiç zor değildir.

Batı perspektifi ile yabancıların sorunlarına önerilen çözümlerde olduğu gibi motivasyonların ve başarı ölçütlerinin farklı olması, sorunu çözmediği gibi soruna yeni sorunlar ekler. Beyaz Adamın Kurtarıcı Kompleksi, zaman içinde toplumda aşırı duygusallığa ve yıllarca sürecek problemlere yol açar. Çünkü bir problemin gerçekten çözülebilmesi için problemi yaşayan birey ya da toplumların bunu kendilerinin başarması gerekir. Uzun yıllar yapılan çalışmalar sonunda anlaşılmıştır ki gerçek yardım bireylerin ya da toplumların kendi sorunlarını kendilerinin çözmelerine izin vermektir.

Bunun yanı sıra kurtarıcı zihniyetinin sağladığı duygusal memnuniyet bağımlılığa yol açabilir. Kişilerin kendi hayatlarında sahip oldukları imkanları, yeni maceralara atılmak için arkalarında bırakmalarına neden olabilir. Bu kişiler genellikle çevreleri tarafından övgü alacak hikayelerle evlerine dönerler. Mesela yardıma muhtaç çocuklara nasıl  yardım ettikleri ya da vahşi doğada nasıl hayatta kaldıkları vb. Kendi çevrelerinde sıradan olan bu insanlar, Dünya’nın yoksunluklar içindeki başka yerlerinde, sıradan olmaktan çıkar geçici de olsa kurtarıcı mertebesine yükselirler.

Kuşkusuz toplanan yardım paraları, ihtiyaç sahibi bölgenin çözülmemiş sorunların çözülmesini sağlamaz. Yardım girişimlerinin sağladığı başarı duygusuna ve gurura karşın genel içindeki etkisi çoğunlukla çok küçüktür. Hatta daha da fenası bu yardımların uzun vadede yarardan çok zarar getirmesidir. Örneğin sokaklarda dilencilik yapan çocuklara bozuk para vermek aslında onlara yardım etmekten çok sokakta kalmalarına yol açmakta yani onlara zarar vermektedir. Sosyal normlar, hukuk düzeni, sosyal beklentiler gibi demokrasinin karmaşık sorunları; kurtarıcı kompleksi ile bölgeye gitmiş sıradan bir batı kültürü üyesi tarafından kolay kolay anlaşılmaz. Kurtarıcı beyaz adam terimi ile ifade edilen de işte tam da budur. Bu kişiler, yoksul ve ilkel buldukları toplumların bireylerinin dışarıdan gelen yardımları istedikleri varsayımı ile hareket ederler. Bu anlayış kolonilerin kurulmasına ve “gelişmiş toplumların” kendilerinden aşağı gördükleri toplumları kurtarmak adına onları onlardan korumaya soyunmuşlardır. Bu zihniyetin karanlık ve ırkçı temelleri fark edilmeli ve engellemelidir.

 

Son Söz

Başkalarına yardım etme dürtüsü takdire şayan ve iyi bir kalbin işareti olsa da başkalarının yaşamlarında saygı duymamız gereken sınırların olduğunu unutmamalıyız. Bir başkasına yardım etmek için harcadığınız zaman ve enerji kendi zihinsel sağlığınız veya mutluluğunuzda bozulmaya neden oluyorsa “kurtarıcı kompleks” alemine kayıyor olabilirsiniz ve tarihin de defalarca gösterdiği gibi bu tehlikeli ve hiç kimseye fayda sağlamayan tehlikeli bir alandır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar