Filler, devasa boyutları, olağanüstü güçleri ve buna tezat hassas doğaları hem kalplerimizi hem de hayal gücümüzü derinden etkiler. İnsana kıyasla çok daha uzun bir geçmişi olan filler hakkında yapılmış çalışmalarından derlenmiş bu makale, bu olağanüstü yaratıklarla ilgili düşüncelerinizi değiştirebilir: Filler gerçekten ağlar mı? Filler yüzebilir mi? Hafızaları gerçekte ne kadar iyi? İnsanları tanırlar mı? Fil mezarlıkları olduğu doğru mu?

Filler dostlarını ve düşmanlarını asla unutmazlar!

Filler efsanelere konu olan hafızaları ile ünlüdürler. “Filler asla unutmaz” sözünün doğruluğunu kanıtlayan onlarca bilimsel çalışma yayınlanmıştır. Filler, diğer filleri ve insanları yıllarca hatta on yıllarca sonra bile hatırlayabilirler.

Konu ile ilgili ilginç bir örnek,  23 yıl birbirlerini görmeyen Jenny ve Shirley adlı iki fil arasında yaşanmıştır. 1999 yılında Hohenwald Tennessee’deki fil sığınağında yaşayan Jenny adlı fil, sığınağa bir Asya filinin gelmesiyle heyecanlı hareketler sergilemeye başlar. İki fil karşılaştıklarındaysa, hortumlarını birbirine dolayıp neşe içinde bağırarak tıpkı insanların kucaklaşmasına benzer görüntüler sergilerler. Bu durumu yadırgayan sığınak görevlileri, yaptıkları araştırmada iki filin birkaç ay aynı sirkte kaldıklarını keşfederler. Birkaç aylık tanışıklık üzerinden 23 yıl geçmiş olmasına rağmen iki arkadaş birbirini tanımıştır.

Filler insanları da kişisel olarak tanır ve yıllar sonra bile hatırlarlar. Üstelik tanıdıkları insanlar tehlikeliyse özel bir ses çıkararak diğer filleri uyardıkları gözlenmiştir.

Filler ormanda su kaynağına giden en kısa yolu hafızalarında tutma konusunda da dahidirler. Bir defa gitmeleri, her defasında en kestirme yolu bulmalarına yeter. Bu nedenle fil ailelerinde yaşlı üyelere ihtiyaç vardır.

Filler farklı lisanları birbirinden ayırt edebilir.

2013 yılında yayınlanan bir çalışmada, fillerin iki etnik grubun seslerini birbirinde ayırabildiğini ortaya koymuştur. Bölgelerinde yaşayan filleri öldüren Maasai kabilesi ile bunu yapmayan Kamba kabilesinin dillerini tandıkları Maasai kabilesinin dilinde konuşulduğunu işittiklerinde verdikleri tepkilerden anlaşılmıştır.

Üstelik bu çalışmada fillerin sadece lisanı değil, cinsiyeti ve yaşı da ayırt edebildiklerine dair kanıtlar elde edilmiştir.

Fillerin dil konusundaki yeteneklerini gösteren inanılmaz hikayelerden birini daha önce yayınlamıştık. Korece birkaç kelimeyi net bir şekilde söyleyebilen Koshik adlı fil ile gerçekleştirilen çalışmaları ve konunun detaylarını öğrenmek isterseniz, “Korece konuşan Afrika Fili Koshik!” başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.

Ayak seslerini bile duyabilirler!

Fillerin duyma ve uzak mesafelere seslerini iletme konusunda muhteşem bir kabiliyetleri vardır. Filler çok çeşitli sesler çıkarabilirler. (bağırma, ağlama, kükreme vb.) 10 km uzaktaki sesleri bile duyabilen filler, ses titreşimlerini ayakları sayesinde algılarlar.

Stanford Üniversitesi’nden bir biyolog Caitlin O’Connell-Rodwell, fillerin seslenme ve ayakları ile çıkardıkları seslerin diğer filler tarafından algılandığını gözlemlemiştir.

2001 yılında Stanford News‘da yayınlanan makaleye göre filler sismik sinyalleri algılayabiliyorlar. O’Connell-Rodwell “Yerden yayılan sismik dalgaları ayak tırnakları veya kulaklarındaki reseptörler ile veya her ikisinin birleşimi ile fark ettiklerini düşünüyoruz.” demiştir.

Charlottesville Üniversitesi’nden bir meteorolog Michael Garstang National Geographic’e yaptığı açıklamada, fillerin fırtınaları 160 ila 240 kilometre mesafeden duyabildiğini bildirmiştir.

Filler mükemmel yüzücülerdir!

Büyük gövdelerine karşın iyi yüzücü olduklarını duymak şaşırtıcı gelebilir. Ancak filler çok iyi yüzücülerdir; suyu, suda oynamayı, hortumları ile su püskürtmeyi çok severler.

Güçlü bacaklarını çırparak ve hortumlarını şnorkel gibi kullanarak uzun mesafeleri yüzerek geçebilirler.

Filler, hasta, korkmuş ve ölmekte olan fillere yardım ederler!

Filler insanlar tarafından kolaylıkla merhamet, şefkat ve fedakarlık olarak tanımlanabilecek davranışlar gösterirler. 2014 yılında yayınlanan bir çalışmada hasta ve sıkıntı içindeki bir file diğer filler tarafından yoğun ilgi gösterildiği gözlemlenmiştir. Aynı davranış örüntüsüne insan, maymun, kaniş ve covid (bir tür karga) rastlanmıştır.

Scientific American‘da yayınlanan makalede, fillerin hasta ve yaralı fillerle ilgilendikleri onları terk etmedikleri gözlenmiştir.

Filler, TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) yaşarlar!

Fillerin hassas ruhlu hayvanlar olduklarını, birbirleri ile güçlü bağlar kurduklarını ve çok gelişmiş uzun süreli bir belleğe sahip olduklarını biliyoruz. Kuşkusuz hal böyle olunca travma sonrası stres bozukluğu göstermeleri de şaşırtıcı değildir. Aile üyelerinden birinin öldürüldüğünü görmek fillerin yaşadığı TSSB sebeplerinin başında gelir. Ancak fiziksel istismar, işkence, izole edilme, hapsedilme vb. durumlarda da TSSB yaşarlar.

Filler birbirlerine bilgi aktarımında bulunabilirler!

Fillerin iletişimlerini ve zekiliklerini gözler önüne seren en ilginç olaylardan birini, daha önce yayınlamış olduğumuz “Kaçak avcıların yaraladığı 3 yaralı fil, iyi insanlara sığındılar. Üstelik aralarından hiçbiri, bu iyi insanlarla daha önce karşılaşmamıştı…” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar