Dünya’nın en yüksek dağı Everest’in yüksekliği 8.850 metredir, en derin çukuru Mariana Çukuru’nun derinliği ise 10.994 metredir. Yeryüzü dümdüz bir yüzey olmadığından Everest’in yüksekliğini ve Mariana Çukuru’nun derinliğini ölçmek için spesifik bir referans noktasına ihtiyacımız vardır.

Rakım

Rakım, hepimizin bildiği gibi yeryüzündeki yükseklikler ile derinlikleri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Rakım, deniz seviyesinden yükseklik olarak tanımlanır. Deniz seviyesinin temel alınmasının nedeni, teknik olarak denizin birbirine bağlı bir su kütlesi olmasıdır.

Küresel ısınmanın buzulları eritmesi ve iklim değişiklikleri deniz seviyesinin yükselmesine yol açtığına göre; bu Everest dağının boyunun kısalacağı ve Mariana Çukuru derinleşeceği anlamına gelir mi?

Aslında deniz seviyesi, mevsimsel değişimler, gelgit olayları vb. nedenlerle sürekli olarak değişmektedir. Bu yüzden deniz seviyesi aslında spesifik bir değer değil, bir ortalama değerdir. Ortalama deniz seviyesi, yıllar boyunca elde edilen verilerin dikkate alınmasıyla belirlenmektedir. Deniz seviyesindeki küçük değişimler, ortalama ölçümü pek etkilemez. Ancak dünyadaki deniz seviyelerinin çok farklı olması nedeni ile harita üreticileri ortalama deniz seviyesini referans noktası olarak kullanmayı bırakmıştır.

Geoit

Ortalama deniz seviyesinin muğlak bir kavram olması aslında küresel ısınmadan kaynaklanmaz. Kavramın muğlaklığı, dağ, tepe vb. yeryüzü yüksekliklerini ölçmeyi neredeyse imkansız kılar. Bildiğiniz gibi Dünya’nın şekli mükemmel bir küre değildir. Öte yandan herhangi bir ölçüm için bir referans noktası gerekir. Ancak yeryüzündeki deniz seviyesi aslında bir hayali temsildir. Çünkü deniz seviyesi dünyanın rotasyonundan ve yerçekiminden etkilenir. İşte bu yüzden deniz seviyesinden daha az muğlak bir kavram geliştirilmiştir. Bu kavrama geoit denir.

Yeryüzünün denizden yüksekte olan kısımları ile alçakta olan kısımlarının dikkate alınmaması ile oluşan şekle geoit (yerimsi) denir.

Geoit kavramına göre yeryüzünde suyun sadece denizde değil, kara parçalarında da olduğu varsayılır. Dünya kusursuz bir küre ya da elips şeklinde olsaydı bile hesaplama için geliştirilmiş matematiksel formüller kullanmamız gerekirdi. Üstelik yeryüzü dağlar ve çukurlarla doludur. Bu yüzden dalgalı bir yapıda olan geoit, derinliğin ve yüksekliğin hesaplanabilmesi için bir referans noktası kullanılır. Dünya’nın gerçek yüzeyi, elips şekli ve geoit arasında bir ortalama olarak düşünülebilir.

Geoidin temel özelliği Dünya’nın Ekvatorda şişkin kutuplarda basık bir şekli olmasına dayanır. Yani Ekvator bölgesinde Dünya’nın çapı Kutup bölgesinin çapından daha uzundur. Kutuplar merkeze daha yakın olduğundan Kutuplarda yerçekimi kuvveti daha fazladır.

Sonuç olarak şartlar değişirse geoit aynı kalamaz. Bazen büyük bir fark söz konusu olduğunda yükseklik ölçümlerinin daha az etkilenmesi için mevcut koşullarla daha uyumlu hale gelmesi için değişim kaçınılmaz olur. Bununla birlikte bu değişimler deniz seviyesi ve ortalama deniz seviyesi değişimleri kadar sık söz konusu olmaz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar