Ölçü birimi olarak darwin, 1949 yılında, J.B.S. Haldane tarafından evrimsel değişimin ölçü birimi olarak tanımlanmıştır.
Fosiller üzerinde yapılan çalışmalar, laboratuvar deneyleri ve genetik analizler ile elde edilen bilgiler, evrimin her canlı türünde farklı, çok yavaş işleyen ve tüm canlılar için geçerli olan bir süreç olduğunu ortaya koymuştur. Evrim çevresel değişime, canlı popülasyonunda ortaya çıkan mutasyonlara bağlı olarak devam eden bir süreçtir. Her canlı türü, evrimsel süreçle ilgili başka bilgiler edinilmesini sağlar. Evrim ile ilgili bilgilerimiz arttıkça, bu engin alandaki bilgileri kategorize edebilmek için, yeni kavramlara ve ölçü birimlerine gereksinim duyulmuştur. Evrimsel biyologlar, büyüme, uzama vb. fiziksel değişimleri ölçerken mutlak bir değişim olarak değil, oransal bir değişim olarak ölçmek zorunda kalmışlardır. Örneğin bir hayvan türünün, 5 cm olan dişi evrimsel değişimle 7 cm’ye çıkmışsa, bu 2 cm’lik bir uzama olarak değil, %20’lik bir uzama olarak kabul edilir ki, farklı boyutlardaki türler arasında bir karşılaştırma yapmak mümkün olsun.
Evrimi ölçerken kullanılan birim de belli bir yılda gerçekleşen değişim olarak da ifade edilemez, zira türler arasında bu anlamda da büyük farklılıklar söz konusudur. Evrimsel biyolog JBS Haldane, bir evrim birimini 2.718 katlık değişimi anlatmak için kullanmıştır. Bilim dünyasına kabul gören bu belirleme, evrimin babası Darwin’e ithafen “darwin” olarak adlandırmıştır.
Örneğin; 3 milyon yılda, X türünün erkeğinin diş boyu ortalaması 5 cm’den 7 cm’ye çıktıysa, o diş 0,25 darwin evrimleşme demektir. Formül= (7-5)/(3*2.718)
Aslında ölçü birimi olarak darwin, direk yapılmayan ölçümlerde, çevrenin etkisi ile meydana gelen, canlının dış görünüşündeki değişimlerden(fenotipik değişiklikler) ziyade, genlerle ilgili değişimlerin(genotipik değişimler) kullanılır.
Ölçü birimi olarak darwin, en çok paleontolojide kullanılır. Makro evrimsel değişikliklere sahip fosilleri karşılaştırmada, çok önemli bir kolaylık sağlar.
Kaynaklar: