Şeker, tatlıya düşkün olmayanlarımızın beslenmelerinde bile büyük bir yer tutar. Çünkü neredeyse yediğimiz her şeyde şeker vardır; elma, domates hatta et de bile… Ancak besinlerin ihtiva ettiği bütün şekerler aynı değildir. Bazı şeker türleri metabolizmamız için gerekliyken diğer türler obezite eğilimini artırır, kalp ve damar hastalıkları ile kanser oluşumunu teşvik eder. Bu yüzden şeker türlerinin farklılıklarını bilmek, sağlığımızı korumamızda ve belimizin kalınlığının belirlenmesinde son derece önemlidir.

Şeker Türleri

Dört temel şeker türü vardır: Glikoz, fruktoz, sakaroz ve yüksek fruktozlu mısır şurubu.

Glikoz

Glikoz şekerin en basit şeklidir. İnsan vücudunun her hücresinde bulunduğu gibi karbonhidrat içeren (ekmek, mantar, süt vb.) hemen hemen her tür gıdada bulunur. Metabolizmamız her şeker türünü vücudumuzda enerji olarak kullanmak için glikoza çevirir. Bu yüzden glikoz, şekerin en basit formu olarak kabul edilir, kan şekeri ile kast edilen de damarlarımızda dolaşmakta olan glikozdur.

Fruktoz

Meyvede ve sebzede ve balda bulunan basit bir şeker türüdür. Fruktozun parçalanması glikozdan daha zordur. Enerjiye dönüşmesi için karaciğer tarafından parçalanması gerekir. Fruktozun parçalanma süreci karbonhidrattan ziyade yağın parçalanma sürecine benzer. İnsülin ve ghrelin (enerji kullanımını ve açlığı düzenleyen hormon) salınımını teşvik etmez.

Sakaroz

Fruktoz ve glikozun kombinasyonudur. Genellikle bu ikisinin oranı eşittir. Şeker kamışı veya şeker pancarında doğal olarak bulunur. Glikoz enerji olarak kullanılırken, fruktoz ise çoğunlukla daha sonra kullanılmak üzere yağ olarak depolanır.

Mısır Şurubu

Mısır şurubu, son yıllarda geliştirilmiş olan ve hazır gıdalarda yaygın olarak kullanılan tatlandırıcıdır. Mısır, mısır nişastası üretmek için öğütülür ve daha sonra şurup haline getirilmek üzere işlenir. Mısır şurupları farklı konsantrasyonlarda fruktoz içerir, en yüksek fruktoz oranı %90’dır. Vücudumuz mısır şurubununu, tıpkı sakarozda ve fruktozda olduğu gibi  çoğunlukla daha sonra kullanılmak üzere yağa çevirerek depolar. Yüksek konsantrasyonlu mısır şurubu, aşırı şeker alımının yol açtığı rahatsızlık hislerine en fazla neden olan şeker türüdür.

Şekerin türü neden önemlidir?

Glikoz ve fruktoz doğal besinlerle alınan şeker türüdür. Örneğin elma yediğimizde aldığımız fruktoza, lifler ve vitaminler eşlik eder. Bu da sindirimin belli bir süre devam etmesine böylece vücudumuzun doğal olarak fruktozu glikoza çevirmesine olanak tanır.

Sakaroz ve yüksek fruktozlu mısır şurubu tükettiğimizdeyse (örneğin lolipop, kola vb.) besin miktarı az olduğundan sindirim son derece hızlı bir şekilde gerçekleşir ve bu da kan şekerinin dalgalanmasına yol açar. Kandaki ani glikoz yükselmesini düzenlemek için pankreas büyük miktarda insülin üretmek için uyarılır. İnsülin salgısı enerji dönüştürme sürecini duraklatır. Çünkü fruktozu sindirebilen tek organımız karaciğerimizdir. Karaciğerimiz aşırı çalıştığında, şekerin kalanı yağa dönüşür. İşte şeker çarpması olarak adlandırılan ve aşırı şeker tükettikten sonra ortaya çıkan yorgunluk hissi bu sebeple oluşur.

Öte yandan, doğal şekerler, yani meyvelerden ve sebzelerden gelen şeker, lifler ve antioksidan maddeler içerir. Sağlığımız için yararlı olan bu maddeler, kolesterol seviyesini dengeler ve toksinlerin vücudumuzdan atılmasına katkı sağlar.

Rafine edilmiş şeker ve karbonhidrat tüketiminin yaygınlaşması sağlık sorunlarını artmıştır. Ancak bu besinlerin zararları konusunda yürütülen bilinçlendirme çalışmaları sonuç vermiş, pek çok insan işlenmiş şeker ve işlenmiş karbonhidrat tüketmekten kaçınmaya başlamıştır. Fakat kuşkusuz kar odaklı yiyecek endüstrisi de boş durmamış, piyasaya sağlıklı beslenme hevesini karşılayacak ürünler sunmuştur. Bilhassa meyveli yoğurt, vitaminli meyve suyu, kuru meyveli bar gibi sağlık vurgusu ile raflarda yer alan bu ürünlerden bazıları yüksek miktarda işlenmiş şeker ve karbonhidrat içermektedir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar