Su yeryüzünde ırmaklarda, kuyularda, çeşmelerde ve evimizdeki musluklarda 0°C’de donar. Buna dayanarak suyun donma derecesi 0°C olarak kabul edilir. Fakat yeryüzündeki su havadaki toprak ve mineraller nedeni ile çok az olmakla birlikte yabancı madde ihtiva eder. Yabancı madde ihtiva etmeyen saf su ise 0°C’nin altındaki derecelerde de sıvı halde kalabilir. Buna aşırı soğumuş su (supercooled water) denir.

Bulutlar görünüş olarak birbirine çok benzer ama aslında hepsi birbirinden farklıdır. Bilim insanları bulutların nasıl oluştuğu, damlacıkların hangi fazda donduğuna yönelik geliştirdikleri hipotezleri araştırmak için çok çeşitli araştırma teknikleri uygularlar. Bulutları gözlemler, laboratuvarda suni bulutlar üretir ve bilgisayar modellemeleriyle temsili bulutlar oluştururlar.

Bulutların alt bölümü genellikle 0°C’den daha sıcaktır, fakat yeryüzünden uzaklaştıkça sıcaklıkları düşer. Buluttaki ısı -4°C’ye ulaşıp saf su damlacıkları aerosol (gaz ortamı içerisinde dağılmış partiküller) parçacıkları ile temas kurduklarında donmaya başlayabilirler. Pek çok su damlacığı -12,22°C’de donar, -15°C’de çoğunluğu donmuş olur ve yaklaşık olarak -40°C’ye ulaşıldığında bulutlardaki su damlacıklarının tamamı donar. Donmuş damlacıklar aşırı soğutulmuş su damlacıklarını toplayarak büyüyüp, yeterince ağırlaştıklarında (yerçekimine karşı koyamaz hale geldiklerinde) yağış haline gelirler.

60 yıldan uzun bir süredir, bulut tohumlama yöntemleri ile yağmur yağdırılmaya çalışılmaktadır. Alan çalışmalarında hava taşıtlarıyla kümülüs bulutlarına gümüş iyodür çekirdekleri yerleştirilerek, damlacıkların hızla donması ve bu sayede bir dizi fiziksel sürecin tetiklenerek doğal olandan daha fazla yağmur yağdırılması amaçlanmaktadır. Ancak henüz yağan yağmurun, doğal olandan daha fazla olduğuna dair kesin bir bulgu elde edilememiştir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar