İnsan davranışlarını değiştirmede en etkili yolunun eğlence olması gerektiği fikrinden hareketle geliştirilen Volkswagen Eğlence Teorisi yarışması, sürücülerin hız sınırına uymalarına katkı sağlayacak, çok ilginç bir fikrin hayata geçmesini sağlamıştır. İsveç’te hız sınırına uyanları ödüllendiren alışmamış üstelik çok eğlenceli bir uygulama başlamıştır.

Volkswagen Hız Kamerası Çekilişi, Cannes Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde 2011 yılında Titanyum ödülüyle tanınmıştır. Yarışmaya katılan 699 projeden biri olan Hız Kamerası Çekilişi, bir oyun yapımcısı olan Kevin Richardson’a aittir. Richardson’a ödül kazandıran fikir, yarışmadan bir yıl sonra Stockholm şehrinde hayata geçmiştir.

Hız sınırı ve güvenli sürüş kavramları eğlence ile bağdaşmaz gibi görünmesine karşın Richardson, son derece basit ve bir o kadar dahiyane bir proje geliştirmiştir.

Projenin adı: Hız Kamerası Çekilişi

Projede sadece hız sınırını aşan sürücüleri değil, hız sınırına uyan sürücüleri de tespit eden bir kamera kullanılmıştır. Bu kamera sayesinde hız sınırına uyan sürücüler, otomatik olarak bir çekilişe dahil edilirler. Ancak fikrin esas ilginç ve eğlenceli olan kısmı, çekilişle dağıtılacak ödül parasının, hız sınırına uymayan sürücülere kesilen para cezasından gelmesidir.

Hız sınırına uymayanlara kesilen para cezalarından elde edilen gelirden feragat etmeyi göz alan yönetim anlayışı, en az fikrin kendisi kadar takdir ediliyor. İsveç Ulusal Karayolu Güvenliği Derneği, projenin son derece başarılı olduğunu ve uygulamanın hayata geçtiği caddeden geçen araçların ortalama hızının, 32 km/sa’ten 25 km/sa’e düştüğünü bildirmiştir.

Bu caddeden geçen sürücüler, uygulamaya talihli adaylarından biri olarak mı, yoksa ödül havuzunun oluşmasına katkı sağlayanlardan biri olarak mı katıldıklarını caddede yer alan dev ışıklı panodan öğreniyorlar. Hız sınırını aşmayan sürücülere “yeşil baş parmak havada” işareti gösterilirken, aşan sürücülere “kırmızı baş parmak aşağıda işareti” gösteriliyor.

Bu projeye en çok trafiğin yoğun strese yol açtığı, sürücülerin öfke ve hoşgörüsüzlük eğilimini pekiştiren İstanbul gibi kalabalık şehir caddelerinin ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Doğru davranışın takdir edildiğini bildiren bu ışıklı panoları, ülkemiz caddelerinde de görebilmek dileğiyle!

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar