Hayat zorluklarla dolu. Bazı zorlukların kolaylıkla üstesinden gelebiliyor bazılarındaysa çuvallıyoruz. Kazansak da kaybetsek de mücadele bitmiyor. Sınavlar, hastalıklar, sevdiğimiz insanları kaybetmek gibi hayatın her cephesinin kendine has zorlukları yaşam boyu devam ediyor. Peki acaba Nietzsche’nin dediği gibi öldürmeyen güçlükler güçlenmemizi sağlar mı? Konu ile ilgili araştırmalar, psikologların travma sonrası büyüme ‘post-traumatic growth’ adını verdikleri ve Nietzsche’nin sözünü doğrulayan bulgular elde etmişlerdir.

Travma Sonrası Büyüme Nedir?

Bir krizle karşı karşıya kaldığımızda ağırlılığının altında ezilebilir ya da üstesinden gelip yepyeni kazanımlar elde ederek yolumuza devam edebiliriz. Buna psikolojide travma sonrası büyüme denir. Başka bir ifade ile travma sonrası büyüme, insanların büyük yaşam krizleri ya da travmatik olaylar sonrasında kazandıkları olumlu değişimlerdir.

Bazı insanlar çok daha hızlı toparlanabilir. Bununla birlikte travma sonrası büyüme, insanları daha esnek kılabilir ama bu hızlı toparlanma ile aynı şey değildir. Travma sonrası büyümenin gerçekleşmesi için kişinin yaşadığı travmatik deneyimi yeniden gözden geçirmesi ve yaşadığı travmatik deneyime neden olan unsurları tespit etmesi gerekir. Bunlar kişinin inançları, psikolojik yapısı ve konuya dair yeterlilikleri olabilir. Travmaya yol açan unsurları tespit edebilmek kişinin özüne dönüp daha derin sorgulamalar yapmasına ve dersler çıkarmasına yol açar. Bu açıdan bakacak olursak TSB (travma sonrası büyüme) zaten dayanıklı olan bir insanda ortaya çıkmaz. Çünkü travmatik deneyim yaşamış da olsa çok fazla etkilenmediği için özüne dönüp yeni sorgulamalar yapıp dersler çıkarmasına da gerek olmayacaktır.

Travma Sonrası Büyümenin İşaretleri Nelerdir?

Bir insan mücadelesinin ardından bir gelişme gösterdiyse temelde pek çok değişiklik geçirir. Psikologlar travma sonrası büyüme yaşayan bir kişinin gösterdiği gelişimi değerlendirmek için belli işaretler ararlar. Bunlar:

  1. Kişisel güç: Yaşanan zorluklar genellikle yaşayanların dayanıklılığını ve esnekliğini artırır. Trajediden sağ salim çıktığını gören insanın cesareti artar. Kişi yaşadığı travmadan kurtulduğunu gördüğünden en azından bu zorlukla baş edebildiğini fark etmiş olur. Hatta gündelik dilde “Ben bu işten kurtuldum ya artık bana karada ölüm yok” deyimi ile sıklıkla ifade edilir.
  2. Yaşamı daha fazla takdir etme eğilimi: Yaşanan zorluklar gelecekteki olumsuz durumlarla mücadeleye hazırlıklı olmayı sağladığı gibi yaşamın güzel taraflarını da takdir etmeyi sağlar. Örneğin ciddi bir hastanın sağlığına kavuşması, yaşamının geri kalanını bir hediye gibi görmesini sağlayabilir. Konu ile ilgili bir araştırma; kişinin travma geçirdiği sırada olumlu olayların tadını çıkarma eğiliminin azaldığını fakat geçmişte travma yaşamış olan bireylerin küçük şeylerin kıymetini bilmek konusunda daha yetenekli olduklarını göstermiştir.
  3. Yeni imkanlar: Büyük mücadelelerin üstesinden gelen insanlar, mücadelenin ötesinde yeni olasılıkların ortaya çıktığı görürler. Her işte bir hayır vardır deyimi de bu gerçeğe işaret eder.
  4. İlişkiler gelişir, derinleşir: Travmanın yol açtığı acı, kişinin çevresindeki insanlarla daha güçlü bağlar kurmasını sağlayabilir. Hatta yabancılarla bile…
  5. Manevi değişim: Travmalar insanın inançlarını değiştirebilir, manevi yaşamını derinleştirebilir. Travmalar bazı insanlara yaşamları ile ilgili yeni amaçlar kazandırır. Hatta bu bazen bütün topluma yayılır.

Büyüme Seviyesini Belirleyen Nedir?

Hem insanlar hem de travmalar birbirinden farklı olduğundan travma sonrası büyüme herkeste ortaya çıkmadığı gibi herkeste aynı seviyede de görülmez. Peki büyüme seviyesi neye bakarak belirlenir?

Yapılan bir çalışmaya göre TSB yaşayan insanlarda iki temel özellik olduğu tespit edilmiştir: Bunlardan biri dışa dönüklük ikincisi ise deneyime açıklık. Bunun nedeni dışa dönük insanların diğer insanlarla bağ kurma ihtimalinin daha yüksek olması ve deneyimlere karşı açık olan insanların da mevcut durumlarını (inançlar, görüşler, duygular vb.) gözden geçirme olasılıklarının daha yüksek olmasıdır. Çalışma aynı zamanda kadınların erkeklere göre daha fazla TSB kaydettiklerini göstermiştir. Katrina Kasırgası mağduru iki yüz kişi üzerinde yapılan incelemeler genetik faktörün de etkili olduğunu göstermiştir

Travma sonrası büyüme çok yaygın olarak görülmekle birlikte herkes için geçerli değildir. Hem kişinin hem de psikoloğun çözülmemiş travmaların işaretlerini fark etmeleri ve çözüm için uygun adımların atılması önemlidir.

Bununla birlikte buraya kadar yapılan açıklamalara bakarak travmanın insan için iyi bir şey olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. TBS, travmayı iyi birşey yapmaz. Zaten travmalar bir seçim meselesi de değildir. Ancak TSB’nin varlığı konusunda kuşku olmadığına göre ve TSB’nin gelişme koşullarının nasıl sağlandığını öğrendiğimize göre bir sonraki zorlukta yaşadıklarımızı bu açıdan değerlendirebiliriz.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar