Avusturalya’da bulunan, ayak izi fosilleri üzerinde yapılan çalışmalar, 20 bin yıl önce yaşamış atalarımız hakkında, kemik fosillerinin veremeyeceği bilgiler edinmemizi sağlamış. Örneğin 5 kişilik bir avcı grubunun, avlanmak için mızrak kullandığını ve avcılardan birinin avının peşinden, Olimpiyat kısa mesafe koşusucu kadar hızlı koştuğunu, üstelik bunu yalın ayak yaptığını biliyoruz.

Bu 5 avcı, sulak arazide, yumuşak killi toprak üzerinde hızla koştu. Büyük bir ihtimalle avcıların ailelerinin de içinde olduğu çok daha kalabalık bir grup ise yine aynı bölgede yürüdü. Grupta çocuklar ve tek bacaklı biri olduğu da yine ayak izi fosillerinin fısıldadığı bilgiler arasındaydı. Bu ayak izleri, uzun zaman önce yok olan, erken dönem Aborginlerin* atalarına aitti. Bize bu yürüyüşün hikayesini anlatan izler,  Mungo Ulusal Parkı’nda görülebiliyor.

Bugün kurumuş olan Willandra Gölü Dünya Mirası bölgesinde, 400’ü gruplandırılmış 700 fosil ayak izi bulunmaktadır. 2003’te ilk kez tespit edilen bu izler, şuana kadar Avusturalya’da bulunan en eski ayak izleri olup, dünyanın en geniş ayak izi koleksiyonunu oluştururlar.

“Hala burada”

Ayak izi fosilleri üzerinde çalışan bilim insanları, yaşamakta olan Aborjinler’den yardım alıyor. Fosillerin anlattığı hikayeler, yaşamakta olan Aborjinlerin katkıları ile ortaya çıkıyor. Örneğin ayak izleri arasında tek bacaklı bir adam olduğunu fark eden Pintubi topluluğu üyesi Aborjinler olmuş. Kabile üyeleri, (kabilelerinde tek bacaklı biri olduğu için) tek bacaklı bir insanın hareketlerine ve ardında bıraktığı izlere aşina olduklarından, tespiti yapmakta zorlanmamışlar. Bilim insanlarının çalışmaları da bunu doğrulamış.

Aborjinler, atalarının üstün bir uyum kabiliyetleri olduğunu ve son derece zeki olduklarını düşünüyor. Mutthi Mutthi kabilesinin en yaşlı üyesi konu ile ilgili olarak, “60 bin yıl önce hayatta kalmayı başardık. 26 bin yıl önce göller kuruduğunda da hayatta kalmayı başardık ve halen buradayız.” diyerek görüşünü bildirmiştir.

“Olimpiyat Koşusucu”, “Tek Bacaklı Adam”, “Çocuklu Kadın” ve “Kabilenin Çocukları”

Bond Üniversitesi’nde biyolojik arkeolog Steve Webb, konu ile ilgili çalışmasını, Journal of Human Evolution’da yayınlamıştır. Webb’in analizlerinde,ilginç tespitler yer almaktadır:

  • Ayak izlerinden birinin çocuğunu taşıyan bir kadına ait olduğu tahmin edilmiştir. Çünkü ayak izleri, kadının çocuğu sağ ve sol kalçaları arasında değiştirerek taşıdığını göstermektedir.
  • Grup üyelerinin tek yöne doğru yürürken, çocukların, yürüyüşçülerin etraflarında koşarak ilerledikleri tespit edilmiştir.
  • Ayak büyüklüğü ve adımların genişliğine bakarak, bu grubun sağlıklı ve atletik yapıda oldukları anlaşılmıştır.
  • Webb, avcılardan birinin saatte 37 km hızla, kısa mesafe Olimpiyat koşucusu kadar hızlı koştuğunu hesaplamıştır.
  • Webb, o günlerde sağlıklı ve atletik olmayanların hayatta kalma şansı olmayacağını söylemiştir.
  • Bugüne kadar Webb ve meslektaşları yaklaşık 700 ayak izi tespit ettiler. Ancak daha binlercesi toprağın altında yatıyor. Bilim insanları, izlerin yeryüzüne çıkarmadan önce, yıpratıcı etkilerin(rüzgarın, yağmurun vb.) önlenmesini sağlayacak planlar yapıyorlar. Bu şartlar sağlandığında, ayak izi fosilleri yeryüzüne çıkarılacak. Ardından bölgede eğitim ve turizm adına geliştirmeler yapılması da planlanıyor.

 

*Aborjin, Avusturalya yerlilerine verilen isimdir. Göçebe hayatı yaşayan Aborjinler, avlanırken mızrak ve bumerang kullanmışlar, balık avlamak için kanolar yapmışlardır. Yazılı dilleri olmamasına rağmen, şarkılar yoluyla ağızdan ağıza bir çok bilgi aktarmışlardır. 18. yy’da İngilizler Avusturalya’ya ayak bastıklarında, 300 bini aşan nüfusları, kıyıma uğramıştır. 1900’ların ortalarında yapılan nüfus sayımında, nüfusun 45 bine düştüğü görülmüştür. 1960’larda haklarını geri alan Aborjinlerin nüfusları artmıştır. 2001’de yapılan nüfus sayımında, Aborjin nüfusu, 458,521 olup, toplam nüfusun %2,4’ünü oluşturmaktadır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar