Ukrayna, yüzyıllarca doğu ile batı arasındaki eksende var olmanın güçlükleri ile mücadele etmiştir. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrılarak, bağımsız olmuştur. Ancak doğu ve batı gerilimi, tarih boyunca olduğu gibi bugün de ülkeyi derinden etkilemektedir.

 21 Kasım 2013’te başlayan toplumsal direnişin, 93 gün süren öyküsü:

Rus yanlısı Yanukoviç, 2004 yılı seçimini kazanmıştı. Ancak sonuçların hileli olduğu anlaşılınca, başlayan halk hareketi (Turuncu Devrim) başarılı olmuş, seçim iptal edilmiştir.

Sonraki yıllar, Ukrayna’nın en büyük sorunu, ekonomik istikrarın sağlanması olmuştur. 2010 yılında Yanukoviç yeniden seçimleri kazanır ve bu defa seçim sonuçları onaylanır. Böylece Yanukoviç ülkenin tek hakimi haline gelir. Halkın bir bölümü AB ile ortaklık anlaşması imzalanmasını beklemektedir. Yanukoviç ve ekibi, 2013 sonbaharına kadar imza için hazır oldukları izlenimini vermeye devam ederler ancak 21 Kasım 2013’te, Başbakan Azarov AB ile anlaşma imzalamayacaklarını açıklar.

Halk bu haber karşında şaşkın ve öfkelidir. Sosyal medya halkın protesto söylemleri ile dolup taşmaya başladığında, bir gazeteci (Mustafa Ennem), Facebook hesabından, hükumetin kararını protesto etmek için, Bağımsızlık Meydanında toplanma çağrısında bulunur.

Özgürlük Mücadelesi İlk 9 Gün:

Birinci gün Bağımsızlık Meydanı’nda, birkaç bin kişilik sakin bir bir kalabalık toplandı. Muhalefet partisi lideri Vitali Kliçko, meydana gelirken, yanında bir parti otobüsü getirmişti. Halk otobüsün meydanı terk etmesini istedi. Zira meydanda toplanan halk, herhangi bir siyasi partinin hareketi olarak algılanmak istemiyordu.

Kalabalığın giderek arttığı ilk günler, festival havasında geçiyordu. İnsanlar şarkı söylüyor ve dans ediyordu. Halk, hep bir ağızdan “Yanukoviç imzala” diye bağırıyordu. 9 gün boyunca bildiriler okuyarak ve sloganlar atarak hükumetin kararını değiştirmesini talep ettiler. Ancak Yanukoviç tarafından hiçbir tepki gelmedi. Halk bu defa daha sert ifadeler içeren sloganlar atmaya başladı. Meydan’da “Yanukoviç utan“, “Suçlular dışarı” sloganları yükseliyordu.

Özgürlük Mücadelesi Polis ve Halk Karşı karşıya

9. günün akşamında Polis meydanı kuşattı. Berkut Özel Kuvvetleri, saldırı için hazırlığa başladı. Berkut’un müdahalesi son derece sert oldu. Birçok protestocu yaralandı. Bağımsızlık Meydanı kan gölüne döndü. Berkut, müdahale sırasında, ‘Polis halkın yanında’ diye slogan atarak ilerliyordu. 

Dönülmez bir yolda hızla ilerlemeye başlamışlardı. Devletin tüm gücü, onu yöneten Yanukoviç’e aitti ama halk da ona karşı kenetlenmişti. Meydanda “Özgürlük onurumuzdur!” sloganı, en sık tekrarlanan slogan haline geldi.

Kilise, diğer dini topluluklar ve birleşmiş milletler temsilcileri protestocuları destekleyen tavırlar sergilediler. Polisle girdikleri çatışmadan kaçan protestocular, Manastıra sığındılar.

Protestocuların sayısı hiç azalmadı. Yemek, giysi, tıbbi ve hukuki yardım birimleri kuran protestocular, organize bir şekilde direnişe devam ettiler.

Barışçıl başlayan protesto eylemi, savaşı andıran görüntülerle devam etti. Protestocular kararlı görünüyorlardı. Esas korktukları, karşı oldukları düşman, özgürlüklerini kısıtlayan yönetim şekliydi. Yüzlerini özgürlükten yana dönmek istediklerini söylemek için sokağa çıktıklarında, protesto ettikleri fikirlerin ete kemiğe bürünmüş hali ile (Berkut) karşılaşmışlardı.

Winter on Fire adlı, Ukrayna devrimini anlatan belgeselin afişi

Ülkenin dört bir yanından Kiev’e akın akın insan geliyordu.

Çatışmalar günlerce devam etti. Çatışmalar devam ederken, hayatını kaybeden protestocuların cenaze törenleri düzenleniyordu. Cenaze törenleri son derece dramatik görüntülere sahne oluyordu. Artık hükumetin protestocularla uzlaşma zemini kalmamıştı.

Kazanan protestocular oldu. 24 Şubat 2014’de Yanukoviç gizlice Rusya’ya kaçtı.

Bağımsızlık Meydan’ı hareketinde, toplam 125 kişi öldü,1.860 kişi yaralandı 65 kişi ise kayıtlara kayıp olarak geçti. Putin, Yanukoviç’e sığınma hakkı verdi.

Not: Daha sonra olanlar

Rusya, Ukrayna’daki Rus yanlılarına yardım etmek için asker gönderdi ve Kırım’ı ilhak etti. Bu durum şiddetli bir savaşa yol açtı. 16 Mart 2014 bölgede (Kırım ve Sivastopol) referandum yapıldı. Kırım’da %96,77, Sivastopol’de %95,6 oranında Rusya’ya katılma kararı çıktı. 17 Nisan 2014 tarihinde Putin ilhakı onaylayan imzası ile Kırım resmen Rusya’ya katılmış oldu. Bölgede gerginlik devam etmektedir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar