İstanbul gibi trafiğin bir keşmekeş haline geldiği kalabalık şehirlerde, trafikte birkaç saat geçirirseniz iki sinirli sürücünün birbirini suçlayan tutumlarına şahit olmamanız neredeyse imkansızdır. Normal yaşamlarında mülayim, ağır başlı ve olgun tavırlar sergileyen insanlar bile araba kullanırken bir sorunla karşılaştıklarında karşı tarafı suçlama eğilimi gösteriyorlar. Peki acaba bu eğilime yol açan nedir?

Temel Atıf Hatası Nedir?

Temel atıf hatası, hayatın hemen her alanında karşımıza sıklıkla çıkar. Ancak bu makalenin konusu trafikteki tezahürü ile ilgilidir. Bu nedenle trafikte yaşanan bir örnekle ilerleyeceğiz:

Örnek;

Uzun ve zor bir günün ardından evine gitmek için arabasıyla yola çıkan Zeynep, döner kavşağa girdiğinde (yani geçiş üstünlüğü kendisine aitken) kavşağın bağlantı yolundan gelen bir aracın kendi aracına çarpmaması için ani fren yapmak zorunda kalır. Kaza son anda önlenmiştir ama Zeynep de çileden çıkmıştır. Karşı yönde gelen aracı kullanan Ali’yi önce kornaya basarak ardından da bağırarak eleştirmeye başlar. Ali’yi kötü bir şoför ve bencil bir insan olmakla suçlar. Bu gibi durumlarda Zeynepler genellikle Alilerin nasıl bir durum içinde olduklarını dikkate almazlar. Belki Ali, hayati derecede önemli bir aciliyet içindedir. Belki bir iş görüşmesine, belki uçağa belki de hastaneye yetişmek zorundadır. Üstelik bazen Zeynepler de Aliler gibi geçiş üstünlüklerini ihlal ederler. Ancak kendileri aynı hatayı yaptıklarında kendilerini bencil bir insan veya kötü bir sürücü olarak görmezler. Çünkü insanın kendi bakış açısı, yaptığı hatayı gerekçelendirmesine imkan tanır.

Bu örnekte açıkça görüldüğü gibi Zeynep, Ali’nin davranışlarını tamamen Ali’nin kişisel karakteristik özelliklerine atfetmiş, Ali’nin içinde bulunabileceği muhtemel durumları dikkatte almamıştır. İşte buna temel atıf hatası denir. Bu eğilimin altında yatan inanç: Kötü davranışların kötü karakteristik özelliklerden kaynaklandığı inancıdır. Daha basit ifade etmek gerekirse kötü davranışın nedeni davranışı sergileyen kişinin kötü olmasıdır. Bu inanç, çok çocuksu ve saçma gelse de bazı tutumlarımız kendimizden bile gizlediğimiz böyle inançlara sahip olduğumuzu kanıtlar. Eğer bir insanın bir davranışına bakarak ona “Çok bencil bir insansın!” diyebiliyorsak temelde bu inanca sahip olduğumuzu anlayabiliriz.

Özetle; çok sık rastlanan bir yanılgı olan temel atıf hatasının trafikteki tezahürü yukarıdaki örnekte olduğu gibi bireyin karşısındaki kişinin davranışlarını değerlendirirken durumsal faktörleri göz ardı etmesi ve mevcut duruma karşısındaki kişinin karakteristik özelliklerinin yol açtığına inanmasıdır.

Öte yandan kabul etmek gerekir ki eğer başka bir referans noktasına sahip değilsek elimizdeki tek referans noktasına bağlı olarak değerlendirme yapmak zorundayız. Yani Zeynepler, Alilerin durumlarını bilemeyeceklerine göre kuşkusuz böylesi stresli bir anda olayı, kendi bakış açıları ile değerlendireceklerdir. Oysa konu kendi hatamız olduğuna bilgilerimiz engindir. Örneğimize geri dönecek olursak Ali’nin, geçiş üstünlüğünü ihlal hatası aslında bencil ve kötü bir sürücü olmasından değil, yol kenarındaki bitkilerin aşırı büyüyüp Ali’nin görüş açısını daraltmış olmasıdır.

Burada sözü edilen yanılgıya bazen düşüyor bazen düşmüyoruz. Peki acaba bunu belirleyen nedir? Bu sorunun yanıtını ise başka bir yazımızda arayacağız.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar