Uyumamızın altında yatan iki açık neden vardır: Birincisi bir sonraki güne hazırlanmak için dinlenmek ve rahatlamak. İkincisi zorlu çabalarla edindiğimiz bilgilerin düzenlenerek, kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılmasıdır.

Vücudumuz rahatladığında kaslarımız gevşeyerek solunum yolundaki kıkırdak tarafından desteklenmeyen dil, alt damak, küçük dil, bademcikler vb. organlarımız hava akışını engelleyebilir. Nefes aldığımız zaman hava, bu kıkırdaksız dokulara çarparak, titreşir ve gürültüye yol açar. İşte horlama bu titreşimlerin ürettiği sesten başka bir şey değildir. Hava yolu daraldıkça üretilen ses de artar.

Horlama memeliler arasında son derece yaygındır. Nefes alma güçlüğünü belli eden sesler ise rahatsız edicidir. Üstelik bu ses bazen endişelenmeye de yol açar. Peki böylesine horlayan birini duyduğumuzda endişelenmekte haklı mıyız?

Horlama bir hastalık değil bir semptomdur.

Uyku uzmanları, horlamayı bir hastalık olarak değil, bir belirti olarak kabul ederler. Yüksek sesle horlama uyku apnesinin başlıca belirtisidir.

Solunum yolundaki blokajdan dolayı birkaç saniyeden daha fazla oksijensiz kalınması bireyin refleks olarak, uyku solunumundan normal solunuma geçmesine neden olur. Bu anlık uyarılar, uykuyu bozarak uyku verimini düşürür. Bireyin solunum yolunun ciddi şekilde tıkanması horlamanın şiddetlenmesine yol açar.

Uyku besin kadar önemli bir ihtiyacımızdır. Uyku ihtiyacının karşılanmaması davranışlarımızı olumsuz etkiler. Uyku apnesi olan bireylerin hem fiziksel hem de zihinsel yorgunluğu artar. Yorgunluk unutkanlık, konsantre olamama vb. neden olur.

Uyku apnesi, Pozitif Hava Basıncı (CPAP) cihazı kullanılarak, (uyuma sürecince burun deliklerine hava üfleyen bir maske sayesinde) giderilebilir.

Nedenler

Araştırmalar erkeklerin %44’ünün, kadınların ise %28’inin horladığını gösterir. Ancak horlayan erkeklerin sadece %4’ünde, kadınların ise %2’sinde uyku apnesi görülür.

Solunum yolunda tıkanıklık solunum yolundaki organların büyüklüğünden de kaynaklanabilir. Yani horlamaya neden olan genellikle dilin ya da küçük dilin normalden daha büyük olmasıdır. Bu kişilere sırt üstü yerine yan yatarak uyumaları önerilir. Bununla birlikte anormal büyüklükteki bademcikler ya da burun dokuları cerrahi müdahale ile alınarak uyku kalitesi artırılabilir.

Bunun dışında kendiliğinden oluşan horlamalarda en sık rastlanan neden alkol kullanımıdır. Alkol, kas aktivitelerini azalttığından horlamaya neden olur. Sigara kullanımı da solunum yolları dokularının şişmesine yol açarak horlamaya neden olabilir.

Bunların yanı sıra soğuk algınlığı ve alerjiler solunum yolunun tıkanmasına yol açarak horlamaya neden olan diğer önemli etmenlerdir. Bu durumda burun tıkanıklığını giderecek, steroid spreyler kullanmak yardımcı olabilir.

Horlamaya yol açan bir neden de yaşlanmadır. Yaşlanmaya bağlı bazı kasların performansının düşmesi, horlamanın ortaya çıkmasına neden olur. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan horlamanın henüz bir tedavisi yoktur.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar