Ebeveynler, çocuklarının okuma yazma öğrenme, televizyon izleme, video oyun oynama vb. etkinliklere başlama yaşını ve bunlara ayrılacak zamanı kendi yaklaşımlarına göre belirliyor. Ancak yaklaşımlar ne kadar farklı da olsa çocukların çoğunda, televizyona ve video oyunlarına karşı bağımlılık eğilimi görülürken, ders çalışma konusunda aynı şeyi söylemek neredeyse imkansızdır.

Not: Bu makalede, “ders çalışma” ile kast edilen akademik türden çalışmalardır. Hafif çalışma, okuma, basit gözden geçirme vb. etkinlikler kast edilmemektedir.

Neredeyse kendimizden emin bir şekilde söyleyebiliriz ki insanların çoğu ve bilhassa gençler oyun oynamayı ders çalışmaktan daha eğlenceli bulur. Peki bu neden böyle? Neden beynimiz, video oyunlarıyla kurduğu güçlü ve motive edici bağı, ders çalışma konusunda kurmuyor? Eğer kursaydı bu muhteşem olmaz mıydı? Acaba bunu yapmanın bir yolu var mı?

Bütün bu soruların cevapları beynimizin çalışma mekanizmasında saklıdır.

Ödül Sistemi

Beynimizde, ödül sistemi adı verilen belli şeyleri yaptığımızda aktive olarak mutlu ve hoşnut hissetmemize ve o şeyi tekrar tekrar yapmak istememize yol açan bir sistem vardır. İstediğimiz şeyi yapmazsak bu defa sistem sinirli, huzursuz ve rahatsız hissetmemize yol açar. Bu hoşnutsuzluk hali sadece arzu edilen istek giderildiğinde pasifize olur. Yani beynimizin ödül sisteminin temel çalışma mekanizması istediğini elde etmek üzere gelişmiştir.

Abur cuburlar, tıpkı uyuşturucu maddeler gibi beynin ödül sistemini harekete geçirirler.

Daha spesifik olarak belirtmek gerekirse ödül sitemi, klasik koşullanmayla ve olumlu pekiştirmeyle öğrenmeyi sağlayan bir grup sinir yapısından oluşan, “zevk hissi” olarak tanımlanan olumlu duygulara yol açar.

Bağımlılıkta dopaminin rolü

Ödüllendirici bir uyaran söz konusu olduğunda beyinde, dopamin olarak bilinen nörotrasmitter miktarı artar. Dopamin tüm bağımlılıklarda önemli bir rol oynar. Televizyon izlemek, alkol bağımlılığı, uyuşturucu ve abur cubur da bunlara dahildir.

Beyindeki ödül sistemi ile ilgili yapılar, majör dopamin patikaları çevresinde yer alır. Aşağıdaki görsel bunu anlama konusunda yardımcı olabilir.

 

Kendimizi iyi hissettirecek bir şey yaptığımızda (eğlenceli şeyler yapmak, bir işi bitirmek, bir oyunu kazanmak vb.) ödül sitemi dopamin ile dolup taşar. Hissettiğimiz zevk duygusu o şeyi tekrar tekrar yapma isteğine yol açar. Bu türden bir kimyasalın beyinde kısa süreli akışı sonrasında beynin normal hale dönmesi oldukça uzun bir süre alır.

Bilgisayar oyunları neden bu kadar eğlencelidir?

Televizyon izlemek, bilgisayar oyunları oynamak, kumar vb. etkinlikler, bu kimyasal maddelerin miktarının artmasına yol açar ancak artışın ardından gelen düşüş ise “kötü” hissetmeye ve yeniden kimyasal madde miktarını artıracak uyaranlara ulaşma arzusunun yükselmesine yol açar.

Video oyunlar genellikle beyindeki dopamin miktarını artırır.

Kısa bir zaman diliminde elde edilen anlık tatmin duygusu bir döngüye yol açar. Bu döngü oluştuğunda, kişi normal durumda kalmak istemez ve bir an önce tatmin duygusuna yol açan uyarana ulaşmak ister. Zaman içinde bu arzu uyarana karşı gelişen bağımlılığa neden olur.

Ders çalışma söz konusu olduğunda ne anlık bir tatmin duygusu ne de oyunların ve televizyonun sunduğuna benzer heyecan ve coşku vardır. Yani ders çalışırken ödül sisteminin bağımlılığa yol açan kimyasalları kolay kolay ortaya çıkmaz. Bu yüzden ders çalışma bağımlılığı diye tanımlanabilecek bir bağımlılığın gelişme ihtimali yok denecek kadar küçüktür.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar