Bebekler ve çocuklar bazı filmleri tekrar tekrar izlemekten, aynı hikayeleri defalarca dinlemekten ya da okumaktan hoşlanıyorlar. Üstelik birkaç dakikadan fazla yerinde duramayan çok aktif çocuklar bile bu tekrarlama etkinlikleri sırasında, uzun süre konsantre oluyor, gözlerini kırpmadan ekrana bakarken, aynı sahnelere, aynı şekilde defalarca gülebiliyorlar.

Tekrarlama etkinliklerinin cazibesinin altında yatan nedenleri anlamak için yapılan çalışmalar sonucunda, birkaç farklı hipotez üzerinde yoğunlaşılmıştır:

1. Tekrarlamak öğrenmenin(derinlemesine algılamanın) en iyi yoludur!

Tıpkı yetişikinler gibi çocuklar da tekrarlayarak öğrenirler. Bu kuşkusuz sadece film izlemek ve kitap okumakla sınırlı değildir. Çocuklar, daha iyi anlamak için gördükleri ya da duydukları herşeyi tekrarlama eğilimine sahiptirler.

2011 yılında yayınlanan bir araştırma, çocuklara bir hikayenin defalarca okunmasının, çocukların hikayeyi daha derin bir şekilde kavramalarına yol açtığını ortaya koymuştur. Sussex Üniversitesi’nden psikolog Dr. Jessica Horst tarafından yürütülen çalışmada, 3 yaşında iki grup çocuktan, birine defalarca aynı hikaye okunurken, diğer gruba farklı hikayeler okunmuştur. Birinci gruptaki çocukların hikayeye daha fazla  hakim oldukları, bununla birlikte kelime dağarcıklarının daha fazla geliştiği gözlenmiştir.

Tekrarlama yetişkinlerin de öğrenmesinde çok önemli bir yöntemdir. Çocukların dünyasında birçok şey yeni olduğundan, çocuklar tekrarlama yöntemine daha fazla ihtiyaç duyarlar.

2. Tahminlerin gerçekleşmesinin yarattığı sevinç

Olacaklarla ilgili tahminlerde bulunmak, temel düşünme sistemimizin bir özelliğidir. İnsan, öngördüğü sonuçlar doğrultusunda hareketlerini planlar. Tahminlerin doğrulanması ise doğası gereği coşkulu bir tatmin duygusuna yol açar. Bu çocukların dünyasında da geçerlidir. Üstelik onların dünyasında herşeyin yeni olması, nereye dönseler ve ne yapsalar yepyeni bilgilerle karşılaşmaları, tahminlerinin ve beklentilerinin gerçekleşme olasılığını düşürdüğünden, bu coşkuyu yaşamanın en iyi yolu, bir filmi defalarca izlemek, bir hikayeyi defalarca dinlemek olabilir.

Bununla birlikte çocuk, aynı filmi tekrar tekrar izleyerek, neden sonuç bağlantılarını kurma kabiliyetini geliştirme imkanı bulur. İzlemekte olduğu sahneden sonra hangi sahnenin geleceğini bildiği için, sonraki sahnenin niçin olduğu ile ilgili daha derin bir kavrayışa kavuşma imkanı bulur. Yani bu tekrarlama faaliyetlerine, temel düşünme sistemimizin pratiğini yapma faaliyeti de diyebiliriz.

3. Keşfetmenin yarattığı coşkulu neşe!

Bir filmde, çok sayıda karakter, sayısız bağlantı, aksiyon, duygu, durum vb. olabilir. Çocuklar bir filmi ilk defa izlediklerinde, birçok detayı kaçırabilirler ki bu bazı durumlarda yetişkinler için de geçerlidir. Bu yüzden her tekrar yepyeni keşiflere neden olabilir. Keşiflerin yarattığı coşkulu neşe, izlenen filmin daha fazla takdir edilmesine ve bir sonraki izleme etkinliğinin teşvikine yol açar.

4. Rutinin verdiği güvenlik hissi!

Değişen durumlar, belirsizlikler, sınırların olmaması genel olarak endişe yaratan bir durumdur. Oysa belli bir rutin içinde olduğumuzda, kendimizi güvende hissederiz. Çocukların ve bebeklerin yetişkinler kadar deneyimi olmaması, yaşadıkları dünyayı onlar için daha belirsiz kılar. Belirsizliklerin hakim olduğu dünyadan, sırlarına tamamen vakıf oldukları bir hikaye içine girmek, güven duygusunu pekiştirerek, çocuğun rahatlamasına yardımcı olur.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar