1869 yılında, St. Petersburg Üniversitesi’nde, düzenlilikleri araştıran henüz 32 yaşında genç bir kimya profesörü, Dimitri Ivanovich Mendeleyev, elementleri belli bir sisteme göre sıralayan bir tablo yapılırsa aynı özellikleri gösteren elementlerin, alt alta geleceğini fark eder. Üstelik o sırada elementlerin birçoğu keşfedilmemiş, bazıları ise tanımlanmamıştır.

Dimitri Ivanovich Mendeleyev

Devrim yaratacak kadar büyük bir öneme sahip olan keşif, başlangıçta pek çok keşifle aynı akıbete uğramış, önemi anlaşılmamıştır. Fakat varlıkları ve özellikleri öngörülerek, tablodaki yerleri boş bırakılmış olan elementlerin bulunması, keşfin öneminin anlaşılmasını sağlamıştır.

Elementlerin Düzenlenmesi

Tek çeşit atomdan oluşan elementlerin tanımlanması, 1700’lü yılların ortalarına rastlar. Yüzyıl kadar sonra elementler, çeşitli semboller ve akronimlerle ifade edilmeye başlanır. Ancak henüz ortak bir sözlük oluşmamıştır. 1869 yılında, Rus kimyager Dimitri Mendeleyev, bilinen elementlerle bir tablo tasarlar. Bütün elementleri içeren bu temel element tablosu, periyodik tablo olarak bilinmektedir. Periyodik tablonun keşfinin esas ilginç tarafı, henüz keşfedilmemiş olan elementlerin hem varlıklarını hem atomik kütlelerini hem de kimyasal özelliklerini öngörmüş olmasıdır. Yeni elementlerin keşfi ile tablodaki boşluklar Mendeleyev’in öngördüğü şekilde tamamlanmıştır.

Mendeleyev’in Hayatı ve Periyodik Tablonun Keşfi

Mendeleyev’in dahi bir bilim adamı olma hikayesi, zorlu bir çocuklukla başlar. Mendeleyev, 1834 yılında Sibirya’nın batısında on (belki de daha fazla) çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Ailenin birbiri ardına pek çok büyük sorun yaşadığı bilinmektedir. Öğretmen olan baba kör olmuş, annenin çalıştığı fabrika yanmıştır. Büyük ekonomik sıkıntılar içinde olmalarına rağmen anne, Dimitri’nin çok parlak bir zekası olduğunu fark etmiş, iyi bir eğitim alması gerektiğine inanmıştır. Eğitim alabilmesi için oğlunu önce Moskova’ya, ardından St. Petersburg’a götürmüş ancak kısa bir süre sonra tüberkülozdan ölmüştür. Üstelik aynı hastalık bir süre sonra babasının ve kardeşlerinden en az birinin daha ölümüne yol açmıştır.

Mendeleyev’in Moskova’da başlayan eğitim hayatı, Avrupa’da yaptığı araştırmalarla devam etmiştir. 1861’de Rusya’ya geri dönmüş ve St. Petersburg Teknik Enstitüsü’nde ders vermeye başlamıştır. Popüler bir profesör olduğunda sadece 27 yaşındadır ve görünümüne de yansıyan çok ilginç bir kişiliği vardır.

Saçlarını ve sakallarını yılda sadece bir defa kestiği söylenir.

Organik Kimya alanında yazılmış bir kitap olmadığını fark edince; dönemin en önemli başvuru kaynağı olarak kabul edilen, canlılar ve karbon bileşikleri ile ilgili bir kitap yazmıştır (1861). Bir öğrencisinin gözlemine göre Mendeleyev, kitabının anlaşılma güçlüğü yarattığını fark etmiş ve bundan derin bir üzüntü duymuştur. Anlaşılma güçlüğünü, bilinen elementleri sınıflandıracak net bir sistemin bulunmamasına bağlamıştır. Ona göre sınıflandırma sisteminin olmaması, elementler arasındaki ilişkileri görecek bir çerçeveden yoksun olmak anlamına gelmektedir. Bunun üzerine inorganik kimya üzerinde çalışmaya başlar. İki ciltlik “Kimyanın İlkeleri” adlı eserini kaleme alır. Amacı ögeleri organize etmek ve açıklamaktır. İşe “tipik” elementler adını verdiği elementlerle başlar: Hidrojen, oksijen, azot, karbon vb. Bu elementlerin doğal bir düzen içinde olduğunu fark eder. Daha sonra atomik ağırlıkları düşük olan, diğer elementlerle kolayca reaksiyona girebilen ve doğada kolaylıkla bulunabilen elementleri listeler. Örgütleme ilkesi olarak, atom ağırlığını kullanmaya başlar. Bu çabalar tek başına net bir sistem oluşturmaya yetmez.

Her bir element için iskambil kağıdına benzer bir kart hazırlar. Kartları dizip bozarak sistemi keşfetmeye çalışır. Gece gündüz demeden çalışmasının sonunda, sistemin gizemini korumasını sağlayanın henüz keşfedilmemiş elementler olduğunu fark eder.

Hatta bir hikayeye göre, üç gün boyunca uyumadan çalışıp, element kartlarını yeniden ve yeniden dizdikten sonra uyuya kalmış ve rüyasında bir masanın üzerine yerleştirilmiş kartlarda periyodik cetveli görmüştür.

Diğer çalışma alanları:

Dahi bir kimyacı olan Dimitri Mendeleyev, aynı zamanda birinci sınıf bir fizikçidir. Hidrodinamik alanlar, meteoroloji, jeoloji, kimya teknolojisinin bazı branşları üzerinde çok verimli araştırmalar yapmıştır. Bununla birlikte endüstri ve ekonomi alanında da özgün bir düşünür olarak bilim tarihinin önde gelen karakterlerinden biri olmuştur.

Mendeleyev öldükten yaklaşık elli yıl sonra (1955 yılında) sentezlenen 101 atom numaralı elemente, Dimitri Mendeleyev onuruna “mendelevyum” adı verilmiştir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar